2012 - Sinan

6 0 0
                                    

- Trafiğe takılırsam geç kalabilirim. Bilmiyorum ne konuşacak. Akşam mı? Plan yapmayalım Nazlı'ya söz vermiştim bu akşam için. Konuşuruz tekrar olmazsa. Suna babam arıyor geç kaldım galiba. Kapatıyorum şimdi. Tamam ben de seni seviyorum. Öptüm.
- Efendim baba. Geliyorum çok az kaldı. Tamam. Tamam gelince konuşuruz.
Sanki çok geç kaldık da azar işitiyoruz bir de. Madem acil evde konuşsaydın. Annem vardı evde tabi. Kim bilir yine neler düşündü de ne planlıyor yine.
Nazlı ile alay ediyorum da sanki durumum farksız ondan. Dayım hiç olmazsa nadiren konuşuyor, kafa yormuyor. Bizimki yanında olmasa bile bir şekilde müdahale ediyor. Babalar bizim ailede baş ağrısından başka bir şey değil.
Şirkette istediği kadar yönetici pozisyonunu işgal etsin. İstediği kadar başarılı anlaşmalara imza atsın kimsenin babamı umursadığı yok. Diğerlerine göre babam Birkanların sığıntı damadından başka bir şey olamadı yıllarca. Aslında tahammül ettiği o kadar çok şey var ki... Herkes kolay kolay yediremez gururuna. Ama babam kimseye kulak asmadı, pes etmedi, yılmadı. Annemi çok sevdiği masallarıyla yıllarca uyutmuş olsa da babamı iyi tanıyordum. Babam Melek Birkan'ı değil, yalnızca Birkanların servetini sevebilirdi.
- Babam odasında mı Şule?
- Evet Sinan Bey geldiğinden beri sizi soruyor.
- Özledi heralde oğlunu.
Her ne kadar kimse adam yerine koymasa da elbette yüzümüze gülümsüyorlardı. Şirkette düşündüğünü söyleyen tek adam Salih Birkan'dı. O da zaten her şeyin esas sahibiydi.
Kapıyı çalarken elim titredi. Duraksayıp, üstümü başımı düzelttim. Sanki yabancı biriyle görüşmeye gelmiş gibi tedirgindim. Oysa sadece babamdı.
- Ben geldim baba.
- Şükür kavuşturana! Saati kaç ettin ! Benim yaptığım ne kadar emek varsa hepsini yıkacaksın sen. Ben dikkat et dedikçe göze batıyorsun, dayının eline koz vermekten vazgeç demedim mi ben sana hayta herif?
- Dayım şirkete öğleden sonra uğruyor. Daha gelmemiştir emini...
- Dayın şirkette yok diye haberi de mi yok zannediyorsun. Şirkette kuş uçsa ilk dayına haber gider. Herkes arkamızdan iş çeviriyor bilmiyorsun sanki. Salih bir hata yapsa da ipini çeksem şunun diye pusuya yatmış ilk baltalayan da oğlum oluyor.
Dayım ile babam yıllardır aynı ailenin içinde birbirine düşman olarak yaşadılar. Birlikte aynı sofraya oturup, iki kelime etmişliklerine ben şahit olamadım henüz. Annem aralarını düzeltmek için ne kadar çabalasa da sonuç vermedi. Dayım babamla şirket yönetimi haricinde bir konuda konuşmazdı bile. Muhtemelen arada annem olmasa çoktan yollamıştı babamı da. Aslında zamanında dedem babam simit satıyor, vasıfsız diye evliliklerine müsade etmemiş, dayım ise evlenmeleri için çok uğraş vermiş. Belki sonradan babamın şirkette ortak olması fikri dayımın pek hoşuna gitmedi de o yüzden böyle davranır oldu bilemiyorum.
- Bir daha uyarmak zorunda bırakma beni. Ben bu şirket uğruna neler feda ettim. Gözümü kırpmadan seni de harcarım anlıyor musun?
- Anladım baba.
- Sen gezesin diye uğraşmıyorum ben.
- Gezmek değil baba. Çok da geç kalmadım bir şey olmaz bu kadardan. Nazlı'yı gördüm sabah okula bıraktıktan sonra doğruca şirkete geldim.
- Nazlı'yı mı bıraktın? Oğlum öyle desene baştan.
Babamın sesi ilginç bir şekilde yumuşadı. Babam birilerine yardım edecek, yardım edeni de takdir edecek biri değildi.
- Ben de seninle bu konuda konuşacaktım. Annenin bilmesi gerekmiyor. Öncelikle bir baba oğul tartışalım istedim.
Babamın hali giderek daha da garip oluyordu. Endişeleniyordum. Hem kendim hem de Nazlı için.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 17, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

YENİDEN, ASLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin