47. Hikaye

3.9K 129 57
                                    

Zamanın birinde Mike ve Heather adında 2 kardeş varmış. Mike 28 yaşında, Heather ise 27 yaşındaymış. Bir gün evde anneleri Elizabeth ile televizyon izliyorlarmış. Ve aniden kapı çalmış. Kapıyı açmaya Mike gitmiş ve açmış. Gelen postacı imiş. ''Heather ve Mike için bir mektup var.'' demiş. Mike mektubu alıp içeri girmiş. Mektubu annesine ve kız kardeşine göstermiş. Annesi Elizabeth ''O da ne?'' demiş. Mike da ''Bir mektup, ama kimden geldiği yazmıyor.'' demiş. Ve okumaya başlamış. Mektupta Heather ve Mike'a ölen akrabalarından bir evin miras kaldığı, yarın evi almak için verilen adrese gelmeleri gerektiği yazıyormuş. Bunun üzerine hepsi çok şaşırmış ve çok sevinmiş. Akrabalarının adının yazmamasını garip bulsalar da ''Uzaktan akraba herhalde'' diye düşünüp. Önemsememişler. Bunun üzerine yarın erkenden annelerine veda edip, arabayla evin bulunduğu kasabaya gitmişler. Kasaba çok yıkık dökükmüş. Ayrıca çok eskiymiş. Resmen terk edilmiş gibiymiş. O kasaba da yaşayan sadece bir kaç kişi varmış. Ama evi bulamıyorlarmış. Sonra da Heather ''Bence en iyisi yolu birine sormak.'' demiş. Mike pek istemese de çaresiz kabul etmiş. Heather karşısına çıkan ilk evin kapısına tıklamış. Kapıyı yaşlı bir adam ve yaşlı bir kadın açmış. İkisi de çok tuhafmış. Heather da ''Merhaba benim adım Heather, buda abim Mike.'' demiş. Yaşlı adam da ''Merhaba ben Jon, buda karım Nica'' demiş. Heather '' Memnun oldum efendim. Biz bu kasabada yeniyiz. Şu kağıttaki adresi arıyoruz. Rica etsem bize yol tarif edebilir misiniz?'' demiş. Jon da ''Ver bakayım şu kağıdı.'' demiş. Ve kağıdı almış. Sonra da ''Orayı biliyorum ama gitmemenizi tavsiye ederim.'' demiş. Mike da ''Bayım biz efsanelere inanmayız, lütfen şu tarifi verebilir misiniz ?'' demiş. Jon da ''Tamam sizi oraya ben götürürüm. Nica sen burada kal. Sizde beni takip edin.'' demiş. Çocuklar pek zahmet etmesini istemeseler de, ısrar edince Jon'u takip etmeye başlamışlar. Sonunda durmuşlar. Ev çok büyükmüş. Ama aynı zamanda çok eskiymiş. Jon'a veda edip içeri girmişler. Ev eşyalı imiş. Eşyalar resmen bir antika imiş. İkisi de birer oda seçmiş ve odalarına girip biraz dinlenmeye başlamışlar. Mike odasında garip heykeller bulmuş. Ve Heather'ın odasında da üstünde Latince yazılar yazan, garip resimli tablolar varmış. Akşam olunca yemek yemişler. Sonra Mike televizyon izlemeye başlamış. Heather da uyumak için odasına gitmiş. Uykuya daldıktan sonra çok korkunç bir kabus görmüş. Çok karanlık bir ormandaymış. Gaipten sesler duyuyormuş. Ruhlar ona ''Benim olacaksın, artık benimsin!'' diyorlarmış. Sonra Heather çığlıklar atarak uyanmış. Mike hemen Heather'ın odasına koşmuş. Ama kapı kilitliymiş. Heather ağlıyormuş ve çığlıklar atıyormuş. Sonra aniden sesler kesilmiş. Mike çok korkuyormuş. Sonra kapı kilidi açılmış. Ve biri kapı kolunu çevirerek kapıyı açıyormuş. Mike korkudan nefesini tutuyormuş. Sonra yavaşça kapı açılmış. Kapıyı açan Heather imiş. Ama eskisine göre daha farklıymış. Çok solgun duruyormuş ve garip davranıyormuş. Mike da ''Heather iyi misin?'' demiş. Heather da ''İyiyim'' demiş. Mike ''Çığlık atıyordun ne oldu?'' demiş. Heather ''Hiç birşey olmadı kapıyı kilitli unutmuşum galiba ve kabus gördüğüm için uyansam bile kendime gelememiştim. O yüzden bağırıyordum'' demiş. Mike bu gün onunla aynı odada kalmasının daha iyi olacağını söylemiş. Heather da başını sallayarak onaylamış. Mike uyumuş ama Heather uyumuyormuş. Sonra sabah olmuş. Sabah Mike uyandığında Heather yatağında değilmiş. Mike içeriye gitmiş. Heather'ı koltukta arkası dönük televizyona bakar şekilde görmüş. Ama televizyon kapalıymış. Mike da Heather'a doğru yavaşça yürümeye başlamış. Ona sesleniyormuş ama cevap almıyormuş. Ona biraz daha yaklaşınca Heather aniden arkasını dönüvermiş. Mike ürkmüş. Heather da ''Efendim.'' demiş. Mike ''Korkuttun beni. Ne yapıyorsun sen burada?'' demiş. Heather sadece biraz vakit geçirdiğini söylemiş. Mike da önemsememiş. Sonra kahvaltıya geçmişler. Mike bir şeyler yiyormuş ama Heather ''İştahım yok.'' demiş ve yememiş. Sonra akşam olmuş. Ama havada şimşekler çakıyormuş. Fırtına varmış. Heather huzursuz olmuş. Mike da annesinin öğrettiği duaları okumaya başlamış. Ama o okudukça Heather biraz garipleşmiş. O okudukça kulaklarını kapatıyor. ''Yeter atık. Yeter!'' diyormuş. Ama Mike durmamış. Ne olduğunu anlamaya çalışıyormuş. Sonra aniden Heather Mike'ın boğazını tutmuş. Göz bebekleri kaybolmuş. Gözleri tamamen bembeyazmış. Ve ''Sana yeter dedim! Okumayacaksın, okumayacaksın! Beni anladın mı ? Kes şunu!'' demiş. Mike iyice korkmuş. ''Heather, ne yapıyorsun! Ne oluyor böyle?'' demiş. Okumayı kesmiş. Öfkeli Heather Mike'ı öldürmüş. Sabah polisler evde Mike'ı ölü olarak bulmuşlar. Ama Heather'dan hiç bir iz yokmuş. Her yeri aramışlar fakat hiç kimse bulamamış.

Korku HikayeleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin