H vs K - 2

217 42 13
                                    

Multimedya : Buğlem

Arabayı yavaşça Buğra 'nın evinin önüne park ederken ayaklarımın beni neden buraya getirdiğine anlam veremiyordum.

Elim güç bela kapı ziline giderken bir anlık gelen cesaretle kapıyı tıklattım. Kapı acılmadan önce içimdeki kaçıp gitme duygusunu az da olsa bastırabilmiştim.

Çok geçmeden kapı açıldığında kısa bir süre göz göze geldik. Yeşil ile mavi arasındaki gözleri ben belayım diye bağırıyordu. Beni içeri buyur etmesini beklemeden içeriye geçerek lacivert rengin hakim olduğu salondaki koltuğa oturdum.

Salondaki sukûnet rahatsiz edecek duruma geldiginde konuşmam gerektiğini hissederek söze girdim. " Haklıymışsın "

"Öyleyimdir" diyerek işimi zorlaştırdı egoist. Ne var yani teşekkür edip çözüm yolu arasaydı. Yine de ilk adımı atmam gerektiğini düşünerek uzatmadan "N'apacağız ? " diyerek buraya geliş nedenimi belirttim.

Biraz düşündü ve " Bir süre ortalarda dolanmayalım " diye ortaya bir fikir attı. Aslında haklıydı. Ama atladığı bir nokta vardı. Evden dışarı çıkmadan geçirebileceğimiz süre kısıtlıydı.

Onaylamadığımı belirterek " Peki ihtiyaçlarımızı nasıl karşılayacağız" diye sordum. Sonuçta markete gitmemiz gerekebilirdi. Tekrar söze girerek " Illaki dışarı çıkmamız gerekecek. Mutfakta uzun süre idare edebilecek kadar yiyecek olduğunu sanmıyorum. Başka bir yere giderek ortalıktan kaybolmak daha mantıklı gibi geliyor. "

" Şehirden çıkış için alacağımız biletlerin kontrol edileceğinden eminim. Nerede olduğumuzun deşifre olması pek de istenilebilecek türden bir sey degil." diye fikrimin üstünü çizdi. Ben de hızla atılarak " Bu evde kalırken hiç dikkat cekmeyecegimizi mi sanıyorsun? Gece yanan ışıklar veya pencereden görünen evin bir kısmı. Ama gidersek onlar daha yerimizi bulamadan tekrar yer degistiririz. Biliyorum korkup kacmak bir çözüm yolu degil ve kacak gibi yasamak istemeyedebilirsin ama benim baska secenegim yok." diye fikrimi savundum.

Arkamdan nereye diye seslenmesini umursamadan aklıma gelen fikirle hızla ayağa kalkarak kapıya doğru yürüdüm. Arabama doğru yürürken beni takip etmeye başlamıştı.

Arabasının markası ve evi oldukça dikkatimi çekmişti. Arabası audi'ydi. Bu arabanın dolarlarla satılıyor oldugunu varsayarsak baya kazanıyor olmalıydı. Pek kafama takmayarak geldiğimizi belirterek sinyal verdikten sonra yavaşça evin önüne park ettim. O da yavaşça park ederek yanıma doğru ilerledi. Evin arka kapısından girerek depoya doğru ilerledim. Cebimdeki anahtarla kapıyı açarak içeriye girdim. Onun da girmesini bekledikten sonra kapıyı arkasından kapattım. Içi benzin ile dolu olan bidonları göstererek " Ikimizin de aracı, üstelik yeteri kadar  yakıt da varken kaçış için daha başka bir şeye ihtiyacımız olacağını sanmıyorum " diye soylendim alayla. Bana hak vererek başıyla onayladı. Onu biraz daha aydınlatarak " Maddi olarak sıkıntı çekeceğimizi düşünmüyorum ama yine de tek araba yeterli olabilecekken iki arabaya gerek yok. Sonuçta aynı yere gideceğiz. "

Duvarda olan bakışlarını bana yönelterek " O zaman hazırlan. En kısa sürede çıkalım."

"Yanıma çok fazla eşya almıyorum. Orada gerekli olan eksikleri tamamlariz "

O da aynı fikirde oldugunu belirtti. " Simdi sen küçük bir el valizine gerekli eşyalarını al. En azından manevi degeri olanları veya birkaç parça kıyafet; çünkü geri döndüğümüzde hiçbirini sağlam bulamayabilirsin." Hızla evden birkaç parça kıyafet, makyaj malzemesi ve kedimle benim çerçeveli resmimizi aldım. Bir kenara lazım olur diye biriktirdiğim parayı da alarak aşağıya indim.

Karşı KarşıyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin