Multimedya : Karavanın içi
Buğra'nın arkasından yavaş yavaş ilerliyordum. O da yaşadığımız olaydan etkilendigimi düşünerek pek üstüme gelmiyordu. Arabaya ulaştığımızda hızla kapıyı açıp beni içeri tıktıktan sonra dolaşarak yanımdaki sürücü koltuğuna yerleşti. Araba hızla ilerlemeye başladığında tepki verecek gücü kendimde bulamıyordum. Kedimden kalan tek hatıra da paramparça olarak ellerimden kaymıştı. Çerçevenin kırılan camının parçaları sanki kalbimin derinliklerine batmıştı. Kedime verdiğim deger hayvan sevgimden kaynaklanmıyordu. Aslında bir kısmının öyle olduğunu söyleyebilirim ama asıl nedeni çocukluğumda, bir ailem varken ve mutluyken yanımda o kedinin olmasıydı. Önce ailem gitmişti teker teker daha sonra da kedim vefat etmişti. Bugüne kadar ne ailemin beni terk ettiğini kabul edebilmiştim ne de kedimin öldüğünü. Ailem beni terk etmedi sadece gittiler ama geri gelecekler, kedim de ölmedi sadece tedavi görüyor diye resimlerine bakarak kendimi teselli ederdim. Ama bugün yaşananlardan sonra beynime bir çivi gibi saklanan gerçekten kaçamazdım. Ben artık yalnızdım.
Güçlü bir frenle duran araba sayesinde düsüncelerimden kendimi alarak inmeyi akıl edebildim. Küçük bir otelin önünde durmuştuk. Buğra yanımdan ilerlerken dönerli kapıdan geçerek resepsiyona doğru ilerledik. Kalabalık değildi sırf bu yüzden yer ayırttırmamış olmamızın sorun teşkil etmeyeceğini düşünüyordum. Ama düşündüğüm bir şey daha vardı. Kaldığımız yeri bulabilen kişi yakınlardaki otelleri de kontrol ettirirdi ve biz de yakalanırdık. Benim bunu anlatmama kalmadan Buğra 2 kimlik uzattı. Resepsiyondaki kadın kontrol ettikten sonra kimlikleri geri uzattı. Bizde aldığımız anahtarla ilerlemeye başladık. Buğra uzun sürenin ardından bana karşı bir harekette bulunarak bir kimlik uzattı. Resimdeki bendim isimlerimiz de aynıydı fakat soy adlarımız farklıydı. Bu da demek oluyordu ki sahte kimlik çıkartmıştı.
Buğra nin durduğunu fark etmemle bende durdum. Anahtarı açıp içeriye doğru ilerlerken bana da kendi anahtarımı uzatmasını bekliyordum. Ama o içeriye gecmemi işaret ediyordu. Içeri geçip ardımdan kapıyı kapattım.
" Kimlikte ve rol icabı kardeş olduğumuz için aynı odada kalıyoruz. Sağdaki yatakta sen kalabilirsin " demesiyle odada iki yatak olduğunu fark ettim. Ne kadar önlemimizi almış olsak da eski yerimizi bulan oteli de bulabilirdi bu yüzden aynı odada kalacak olmamız benim için sorun değildi. Ne kadar ona henüz güvenemesemde beni ortada bırakmayacağını düşünüyordum. Bırakacak olsaydı şimdiye kadar bırakırdı. Açıkçası beni koruyacağını düşünüyordum. Onun beni korumasına ihtiyacım yok havalarına girebilecek durumda değildim. Ne kadar kadın erkek eşitliğini savunuyor olsamda kabul etmeliydim ki cinsiyetimin getirisi olarak daha narin bir bedene sahiptim. Sıkı bir vücudum vardı ama o kalbi bile kasla kaplanmış insanlara karşı tek başıma bir şansım yoktu.
Iki yatağın arasındaki komidine elindeki çantamı bırakan Buğranın ardından sağdaki yataga yerleştim. Üzerimdeki kiyafetlerden rahatsız olmadığım için sorun etmeden yatağın içine girdim. Kafamı duvardan tarafa dönerek uyumaya çalıştım. Ama uykum gelmiyordu. Pes ederek arkamı döndüm ve üzerini değiştiren bir Buğra yla karşılaştım. Arkası dönük olduğu için beni fark etmemişti bu yüzden hızla arkamı döndüm. Yükselen kıkırtıyla arkamı döndüm. Buğra bana gülüyordu. Sert bir mizaca sahip olmasına rağmen gülerken bir melekten farkı kalmıyordu. Icimden melek yüzlü şeytan diye gecirmekten kendimi alamadım.
Sonunda gülmesini kesebildiginde " Sadece tişörtüzdüm ne kadar da büyütüp kızardın öyle " diyerek alay etti. Tam karşıda duran ayna sayesinde nasıl anladığı üzerine tahminlerde bulunmam gerekmemişti. Onun umursamayarak tekrar arkamı döndüm ve duvarı izledim. Bugra nın da kendi yatağına yerleşip komidindeki abajurün ışığını kapatarak iyi geceler diye mırıldandığını fark etmiş olmama rağmen tepki vermedim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karşı Karşıya
Acción" Peki ya sen ? Sen niye bu işi yapıyorsun " diye sordu adam. " Kasten insanlara zarar veremeyecek kadar masumsun. Hele de suçsuz olanlara " diye de ekledi. Kız sessiz kaldı. Ne diyebilirdi ki zaten. Hayat onu bunları yapmak zorunda bırakmıştı. O se...