Medyadaki videoya bayıldım ^^ ♥
Tony'den devam;
Steve mutfak çıktıktan sonra Natasha bana döndü. "Tony artık benle alışverişe gelirsin heralde." dedi sırıtırken. "Gelmek zorunda mıyım?" dedim suratımı buruştururken. "Hem senin sevgilin olan Barton ben neden geliyorum ki." dedim son kaçış yolumuda denerken. "Clint görevde şuan." dedi sırıtışı daha da büyürken.
"Ha sen diyosun ki seni seçtim pikachu." dedim dediğime gülerken. "Aynen öyle." dedi benim dediğime gülerken. "Peki tamam hadi yapalım şu işi." dedim sonunda pes ederken. Ben mutfaktan çıktıktan sonra asansörün düğmesine basıp beklemeye başladım. "O zaman ben arabayı garajdan çıkarıyorum." diye seslendim. Natasha "Çıkar ben iki dakikaya geliyorum." dedi, son dediğine omuz silkmekle yetindim. Gelen asansöre binip -1. kata bastım.
Asansörün kapıları kapanırken Steve ve Natasha'nın konuşması geldi. Steve birini seviyordu. Bu güzel bir şeydi ama benim açımdan değildi, yani içimden bir ses öyle söylüyordu. Kimi seviyordu ki?
Natasha'dan devam;
Tony mutfaktan çıktıktan sonra cebimden telefonumu çıkardım. Steve'e mesaj gönderdim.
Natasha: Steve Tony'i ikna ettim. Birazdan çıkacağız elimden geldiğince oyalayacağım sende elini çabuk tut.
Steve: Sana çok teşekkür ederim sen olmasan büyük ihtimalle beceremezdim sürpriz işini.
Natasha: Sonra teşekkür edersin yüzbaşı :D
Steve ile kısa bir konuşma yaptıktan sonra mutfaktan çıktım. Asansörü çağırdım, asansöre binip -1. kata bastım. Bir kaç dakika sonra yenilmezler binasının önündeydim. Tony arabanın içinde bekliyordu. Şoför koltuğunun yan tarafındaki koltuğun kapısını açıp bindim. Arabaya binmemle Tony'in koltukta irkilmesi bir oldu.
"Bişey mi oldu?" diye sordum Tony'e bakarken. Başını olumsuz anlamda sallayıp "Hayır sadece dalmışım." dedi. Ardından "Nereye gidiyoruz?" diye sordu. "Alışveriş merkezine." dedim. Tony fazla durgundu sanki. "Tony bir şey mi oldu fazla durgunsun sanki?" dedim ne olduğunu anlamak istercesine. "Hayır ben gayet iyiyim." dedi cılız bir şekilde gülerken. "Peki öyle olsun." demekle yetindim ama bir şeyler vardı orası kesindi.
5 saat sonra, saat akşam 20:00
Steve'den devam;
Saatlerdir hazırlık yapıyordum, ama buradaki görüntü buna değmişti. Şimdi sadece iki işim kalmıştı birincisi gidip üstümü değiştirmem gerektiği diğeri ise Tony'in gelmesini beklemekti ki bu en önemli kısımdı.
Kendi odamdaki banyoda kısa bir duş alıp çıktım. Dolabımın önüne geçip dolabın kapaklarını açtım, şimdi ne giyeceğime karar vermem gerekiyordu. Dolabın içinden lacivert bir takım, beyaz bir gömlek ve siyah bir kravat aldım. Kıyafetleri özenle yatağımın üstüne yerleştirirken üstüme iç çamaşırlarımı giydim. Üstümü giyinirken asansörün geldiğine dair sesi duydum. Kravatımı da bağlayıp odadan çıktım. Odadan çıktığımda gördüğüm manzara karşısında keşke çıkmasaydım diye düşünmeme engel olmadım. Gözlerimin dolarken, Tony bir kadının beline kolunu atmış dudaklarına doğru yaklaşıyordu.
Çatallaşmış sesimle "Cidden mi Tony?" dedim Tony'e bakarken. Tony sesimi duyunca kaskatı kesildi. Arkasını dönüp bana baktı. Tony sadece "Steve..." diyebilmişti. "Sözde olan görevimi fırsat mı bildin!" dedim sonlara doğru yükselen sesimi kontrol edemezken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mühür (Stony)
FanfictionZamanla bazı şeylerin değişmeye başlaması... Mesela zamanla birbirine daha çok bağlanan iki adam gibi... *hikayenin hakları ironkebelek (sudenaz) ve iremderman'a aittir*