Natasha ile yemek odasına geçtik, herkes -dediğim sadece 2 kişiydi şuanlık- bizi bekliyordu. Masa da Tony ve Clint vardı. Bruce Yenilmezler kulesine nadiren uğrardı genellikle. Thor'un Asgard'da işleri olduğu için şuanda yanımızda yoktu, masa da 4 yer boştu. Tony'in tam karşı boştu oraya ben oturdum. Clint'in yanına da Natasha oturmuştu. Clint sanki bizim gelmemizi bekliyormuş gibi kendi tabağına girişti. Onun bu haline hepimiz gülmeden edemedik. Clint kendine gülündüğünü anlamış gibi çatalının ucundaki turşusundan bir ısırık alıp konuşmaya başladı, " Ne gülüyosunuz be görevden geldim ben görevden." dedi bizi kınarcasına kullandığı ses tonunda. "Birazcık daha kibar olabilirdin Clint." dedi Natasha. "Bence gayet kibardım kızıl kafam." dedi sonlara doğru sırıtırken.
Natasha'yı birazcık tanıyorsam en nefret ettiği lakaptı kızıl kafa. Natasha ve Clint didişmeye başladılar. Bir süre tabağımdaki yemekler ile oynadım. Canım pek yemek yemek istemiyodu bu akşam. Bakışlarımı tabağımdan kaldırıp etrafa bakındım. Etrafa bakınırken bana bakan Tony'in bakışları ile karşılaştım. Direk bana bakıyordu. Bakışlarımı kaçırdım. Masadan kalktım ve "Ben aşağıda biraz spor salonunda çalışacağım herkese afiyet olsun." dedim ve yemek odasından çıktım. Odama çıkıp üstüme lacivert bir eşofman üstüme beyaz bir t-shirt giydim. Odamdan çıkıp aşağıdaki Yenilmezler kulesinin kendi spor salonuna doğru ilerlemeye başladım.
~2 saat sonra~
Yan tarafta duran telefonun saatine baktım ben çalışmaya başladığımda saat 20:00 dı. Şimdi ise saat 23:00 dı. Biraz daha çalışabilirim düşüncesiyle bir tane daha kum torbası daha taktım çünkü önceki kum torbası yerde patlamış bir şekilde duruyordu.
Birkaç yumruk sonra bir kum torbası daha yeri boylamıştı. Arkamda duyduğum ses ile arka tarafa döndüm.Gelen kişi Tony'di, "Steve bana biraz yardım edebilir misin?" dedi Tony. Hemen yanına gidip elindeki 2 tepsiyi aldım, eşyalarımın olduğu sandalyenin üstünü boşaltıp tepsileri üstüne koydum. "Neden geldin?" diye sordum doğrusu merak etmiştim genelikle ben çalışırken kimse gelmezdi yanıma. "Canım hamburger menü çekmişti kendime söylerken sana da söyleyeyim dedim yemekte neredeyse hiç bir şey yemeden kalktın da." dedi. "Ben teşekkür ederim." dedim güzel bir gülümseme bahşederken. Tony yere oturunca bende onun yanına çöktüm. Ben daha yeni hamburgerin olduğu poşeti açarken Tony çoktan hamburgerini açmış ve yemeye başlamıştı. Bu haline gülümsemeden edemedim.
Bir süre Tony yemeğini yerken onu izledim. Bir yandan hamburgerini dişlerken ağzına patates tıkıştırmayı ihmal etmiyordu, kolasından büyükce bir yudum alıp biten hamburgerinin kağıdına hüzünle baktı.
Ben daha açılmamış hamburgerimi Tony'e uzattım. Kafasını kaldırıp bana bakınca "Bakma öyle al hadi benim canım istemiyor şuan." dedim omzumu silkerken. "Bak emin misin?" dedi yüzüme sorarcasına bakarlen. Kafamı salladım, elimdeki açılmamış hamburgeri açıp yüzüme doğru yaklaştırdı daha doğrusu gözümde soktu desem daha iyi olur. "Bak son kararın mı?" dedi yine sorarcasına. "Evet Tony eminim!" bıkmışcasına. "İyi be soranda kahabat bay ben odun amerika." dedi gözlerini devirip hamburgeri yemeye başlarken.
Çocuksu tavırları vardı ve ben bu halini çok seviyorum. Tony yemeğini yiyip ayağa kalktı "Hamburgerini verdiğin için teşekkürler." dedi merdivenlerden çıkmaya başlarken. Bir kaç basamak çıkmışken arkasını dönüp "İyi geceler Yüzbaşı." dedi tekrar arkasına dönüp çıkmaya başlamışken. "Sana da iyi geceler Tony!" diye bağırdım arkasından ama duymadı galiba neyse. Yerden kalkıp üstümü silkeledim.Etrafa bakındım bayağı dağılmıştı burayı toplamadan çıkmaz olmazdı çünkü böyle değildi buraya geldiğimde. Fazla yorgundum ama toplayacaktım burayı duş ve uyku biraz daha bekleyebilirdi sonuçta kaçmıyorlardı.
~1 buçuk saat sonra~Banyodan belime bir havlu sarıp çıktım. Aşağıyı topladıktan sonra odama çıkmıştım ve bir duş almıştım. Etrafı toplamak biraz zaman almıştı ama buna değmişti doğrusu. Üstüme giyeceklerimi çıkartıp giyineceğim sırada yan odadan bir çığlık duydum. Çığlık sesini duyar duymaz belimdeki havluyla koşmaya başladım. Kapıyı kırarcasına açarken yatakta ellerini yüzüne kapamış, bacaklarını kendine doğeu çekmiş hıçkırarak ağlayan Tony'i gördüm. İçimden bir şeyler koptu sanki onu ağlarken görünce.Hemen yanına gidip hiç tereddüt etmeden doladım kollarımı bana göre küçük kalan bedenine. "Tony... Tony kendine gel ben yanındayım sakinleş." dedim en uysal sesimi kullanırken. Tony " Be-ben seni tutamadım Steve.. Sen çatıdaydın ve vuruluyordun vurulmanın etkisiyle geri geri giderken ben sana doğru koşmaya başladım sen çatıdan düşerken se-seni yakalamaya çalıştım ama o-olmadı. Çok korktum sana birşey olcak diye." dedi hıçkırıkları iç çekişlere dönerken ama ağlamaya devam ediyordu.
Sözleri adeta nefesimi keserken. "Tony ağlama artık, bak bana ben hala buradayım lütfen daha fazla ağlama." dedim baş parmağım ile gözlerini silerken. Kafasını kaldırıp bana baktı sonrada kollarını belime sardı. "Evet buradasın iyiki buradasın." dedi. "Beni hiç bırakma olur mu yüzbaşı?" dedi kafasını göğsüme yaslarken. "Seni hiç bırakmayacağım Tony.Söz hiç bırakmayacağım." dedim. Fısıltı ile "Bırakamam ki zaten, kıyamam sana." dedim. "Steve" dedi Tony. "Efendim Tony." dedim başımı hafifçe aşağı eğerken oda kafasını kaldırmış sırıtıyordu. "Yarı çıplak olduğunu biliyorsun dimi." dedi gülmemek için dudaklarını dişlerken. Biran gözlerim dudaklarına kaysada dediği cümle ile gözlerim kocaman açıldı.
Anın paniği ile ayağı fırlarken belime sarılı olan kollarını unutmuştum. Ben dengemi kaybedip yere düşerken Tony de üstüme düştü. Düşmenin etkisiyle göğsü göğsümle çarpıştı.Utançtan kıp kırmızı olurken, Tony'in yüzünde şaşırmış bir ifade vardı. İlk önce üstümden Tony'i kaldırdım sonrada ben kendim yerden kalktım.
"Be-ben özür dilerim u-unutmuşum gitsem iyi olacak." dedim. Tony'in yüz ifadesi değişirken "Geri gelmeyecek misin?" diye sordu. Şaşkınlığımı atmaya çalışırken dediği cümle ile dahada şaşırırken "Geri geleyim mi?." dedim şaşkınlığımı daha fazla belli ederken. "Ben bu gece uyuyamam galiba hala rüyanın etkisindeyim biraz." dedi. "Ben üstümü giyinip geliyorum o zaman." dedim usulca başını sallayıp yatağa oturdu. Koşar adımlarla odama gidip üstümü giyindim biraz heyecanlanmıştım doğrusu. Kaç kere hayalini kurmuştum o mükemmelliği gece uyurken yakından incelemeyi. Hatta bir çoğu gece birgün bunun -Tony ile yan yana yattığını- olması dileği ile yattığımı hatırlıyorum.
Tony'in yanına geri gelirken çoktan yatağa girip arkasını dönmüştü. "Tony?" diye seslendim ama cevap yoktu. Yavaşca yatağa ilerleyip Tony'i kendime çevirdim. Çoktan uyumuştu, bir bebek kadar masumdu. Yavaşca yanına uzanınca, kafasını göğsüme yasladı elinide karnıma koydu. Bu hareketine gülümsedim. O dokunmayı düşlediğim saçlarını okşadım ve bir öpücük kondurdum. Vanilya kokan saçları mükemmeldi. "İyi geceler Tony." dedim. Ve gözlerimi huzurlu bir uykuya kapadım.
🎈🎈🎈🎈🎈🎈
Voteler ve yorumlarınız için şimdiden herkese teşekkürler ❤💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mühür (Stony)
FanficZamanla bazı şeylerin değişmeye başlaması... Mesela zamanla birbirine daha çok bağlanan iki adam gibi... *hikayenin hakları ironkebelek (sudenaz) ve iremderman'a aittir*