Ve hemen açtım.
Arayan nagehandı.
"efendim kuzen"
"kuzen ercan"
"noldu ercan'a"
"bayıldı. Yani sanırım zehirlendi. "
" ne yediniz en son ve ya da ne içtiniz"
"en son kahve içtik"
"hangi kahveyi"
Gerçekten çok telaşlanmış ve korkmuştum. Çünkü ona eğer bir şey olursa kendimi suçlu tutar ve asla affetmezdim. Çünkü benim evimde olmuştu. Benimse onların başında olmam gerekirken dışardaydım. Nagehan mutfakla ilgili hiçbirşeyi bilmiyordu. Ercan zaten misafirdi. Genel olarak o işleri ben halletmiştim.
"kapının girişindeki siyah dolaptakini "
" ya ne yaptınız siz o kahve eski kiracıdan kalma heralde,son kullanma tarihi bir yıl önce bitmiş. Siz beni bekleyin ben hemen geliyorum. Çocuğu hemen hastaneye götürelim" deyip telefonu kapattım ve koşmaya başladım sonunda arabaya vardığımda son hız eve gittim. Aceleyle merdivenlerden çıktım. Kapı açıktı, heralde ben anahtarla uğraşmayayım diye kapıyı açmıştı. Tahmin ettiğim gibi Ercan yerdeydi. Nagehan onu koltuğa taşıyamamıştı. Hemen içeri girip ercanın yanına gittim. Ben onun bacaklarından tutup kaldırmaya çalışırken"nagehan sende kollarından tut"dediğimde hemen dediğimi yaptı. Birlikte onu koltupa taşıdığımızda ercanı tokatlamaya başladım. Benim elimin ağır olduğunu biliyordum. Acıya dayanamayıp kalkar diye düşündüm ama işe yaramadı. Nagehan tepemde dikilmiş telaşlı bir şekilde bakıyordu.ben nagehana bir süre baktıktan sonra "ne bakıyorsun gidip kolonya getirsene bi de hemşirelik kazandım diyosun" dediğimde koşarak mutfağa gitti. "ercan, ercan" diyerek tokatlamaya devam ettim. Nagehan da gelince elinden kolonyayı alıp ercanın yüzüne döktüm. Sanırım ben bu işlerden hiç anlamıyordum. Hemen ercanın kollarını omuzlarımıza koyarak aşağı indirmeye koyulduk. Ercan gerçekten çok ağırdı. Evimizin 1.katta olmasına şükrettim. Aslında başlarda en üst katta teras falan olduğu için oraya taşınmadığımıza üzülmüştüm. Ama şimdi şükrediyordum. Ercanı arabanın arkasına yerleştirmek isterdim ama arabamım arkası çok dardı. Ercan oraya sığmazdı o yüzden onu itiş kakış öne oturtturduk. Ama ercan babası onu azarlarken halının desenlerini ezberlemeye çalışan çocuklar gibi yere bakıyordu.nagehansa sıkıla sıkışa arka koltukta oturuyordu. Hemen en yakın hastanenin yoluna doğru hızlanmaya başladım.Hastaneye gelmiştik ercanı hemen bir sedyeye aldılar. Ve bir odaya götürdüdeler.iğne yaptılar, ilaç verdiler ve serum taktılar. Doktor uyanınca biraz daha müşaade altında kalacağını sonra da taburcu edileceğini söyledi. Ben yere bakıyordum. Nagehansa bana
"arya, aslında ercan sadece kahveden zehirlenmedi. "
" aa başka neyden zehirlendi?, söyle de doktora haber vereyim "dedim gayet telaşlıydım.
" yakında anlıycaksın"nagehan bana nazaran daha sakindi.
Ercan gözlerini açmıştı. "aah, ben nerdeyim? "
Evet. İlk sözü bu olmuştu. İkimizde hızlıca ercanın yanına gittik. Nagehan yatağın kenarına oturmuştu. Bense ayakta kalmayı tercih ermiştim."hastanedesin"dedim gayet seri bir şekilde ve hiç ona bakmamıştım karşıdaki duvarda duran tabloyu anlamaya çalışıyordum. Ercan kalkmaya çalışınca kolunu tuttum ve "hopp. Biraz daha dinlen zaten doktor haber vericek kalkacağın zamanı" dedim sesim gayet sert ve erkek gibi çıkmıştı. "tamam, Arya abi" dedi dalga geçiyordu aklı sıra...
Nagehanla beraber az önce oturduğumuz koltuğa oturduk. İkimizde telefonumuzla uğraşıyorduk.Yarım saat sonra doktor içeri girdi. Nagehan hemen ayağa kalktı. Ercan ise doktora pür dikkat bakıyordu. Bense oturduğum yerde bir kez bile gözümü ayırmadan telefonla uğraşıyordum.doktor "gerekli işlemler yapıldı.evinize gidebilirsiniz"
Ben hala doktorun yüzüne bakmamıştım.telefona bakarak" saolun çıkabilirsiniz" çok seri bir şekilde söylemiştim. Az önce Ercana kullandığım ses tonundan daha kalın bir sesle söylemiştim. Doktor dışarı çıktı. "hödük, kaba ve asosyalsin" onu umursamamıştım. Telefonumu kapatıp cebime koyduktan. Sonra ercana baktım. "ee ev bakıcaktık" tam bir şey diyecektim ki "ne evi ya birkaç gün bizde kal" dedi "ercana bana bakıyordu. Bense tobloya" bu tabloyu satıyolar mıdır ki?, yoksa çalmayı planlıyorum da" "tamam güzellik kalıyım" ercanın yanına gittip ve tek elimle kolundan tutup bir hamle de kaldırdım. " bavulun bizde, hemen kalk da gidelim" ercan gülümsemişti. Aslında bu durumdan hiç memnun olmamıştım ama laf boş ağızdan çıkmıştı bi kere...
Ercanı bırakıp tabloyu kucağıma aldım ve dışarı çıktım nagehana 'sen halledersin ben hemen geliyorum' bakışı attım ve hastanede görevli olarak çalışan kadına "bunu alabiliyo muyum" kadınsa gülümseyerek "tabi" dedi.
Çok sevinmiştim. Çünkü bu tabloya gerçekten bayılmıştım. Hastaneden çıktığımda nagehanı aradım "efendim arya" "kuzen ben dışardayım gelin hadi "
"tamam kuzen. Ercanın tuvaleti gelmiş gidip gelicekmiş." "yaa azcık sabretsin çocuk mu o evde yapar" "tamam geliyoruz "10 dakika sonra geldiler. Ercan çok zor yürüyordu. Hemen gitmem gerekiyordu anlaşılan.
Ercan'dan
Gerçekten çok tuvaletim vardı. Neden izin vermemişti anlayamamıştım. Sonunda eve gelmiştik. "ercan" arya çağırıyırdu zor da olsa yürüyerek onun yanına gittim. "ilacını iç ondan sonra gir tuvaletine, bu arada koridorun sonundaki oda" 'tamam' der gibi başımı salladım. Ve hemen ilacımı içtim. Çok uykum gelmişti. Sanırım ilacın öyle bir etkisi vardı. Odama girdim ve örtüyü kaldırdım. Hemen yatağa girip uyudum.Sabah olmuştu. Kalkmalıydım. Sonuçta misafirdim. Tam kalkıcakken altımın ıslak olduğunu fark ettim. Örtüyü kaldırıp bakmıştım nee gerçekten bu evde altıma mı yapmıştım. Ne yapıcaktım ben şimdi uzun süre de kurumazdı. Hemen nagehanı çağırmalıydim. Arya yı çağıamazdım. "nagehan bi gelir misin" diye bağırdım. Ayak sesleri gelmeye başlamıştı. Kapı açıldı. Aa bişey daha fark etmiştim. Büyük tuvaletimi de yapmıştım. O yüzden böyle kokuyordu. Kapı açıldı. "ercan bu oda neden bu kadar iğrenç kokuyor" "kapıyı kapat ve yanıma gel" dediğimi yapıp yanıma geldi.. Nagehana örtüyü açmasını işaret ettim dediğimi yaptı. "ercan sen ne yaptın hadi burası sadece benim evim olsa bişey olmaz da arya yatak örtüleri konusunda çok hassas ayrıca da bu yaşta adamsın sakalın bile çıkmaya başlamış nası altına yaptın ya sen??" çok utanmıştım. Ama haklıydı yanaklarım renkten renge girmişti. ."ya şey dünkü ilacın uyku verici bir etkisi varmış tuvalete girmeden uyuyakalmışım. " nagehan gerçekten çok şaşırmıştı. . Arya hala uyanmamış. Nagehansa hemen gidip bavulumu getirdi. O kapıyı kapattı. Ve dolapta yatak örtüsü arıyordu bende pantolonumu değiştirmiştim. Nagehan sonunda arkasına dönüp yatak örtüsünü gösterdi ve "buldum" diye bağırdı. Ayak sesleri gelmeye başlıyordu.eyvah arya geliyordu. Arya kapıyı açtı ve baktı şok geçirmişe benziyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonbahar
Teen FictionEvet bir sonbahar. Ama değişik bir son bahar, sevdiğini ve sevildiğini unuttuğun bir sonbahar. 18 yaşındaki bir kız için fazla ağır ve yıpratıcı sonbahar. Unuttuklarını unuttuğuna bile kızdığın bir sonbahar. O yaşına kadar hiç ağlamamış, hiç başını...