Tanışma

22 1 0
                                    

Aslında tanıştığıma sevinmiştim. Daha okulu görmeden, bir okul arakadaşım olmuştu. İyi kalpli, tatlı ve yardımsever bir çocuktu. Nagehan da görünmüştü sonunda. "kalk" dedi. Gerçekten çok yorulmuşa benziyordu. Kalkar kalkmaz yerime oturmuş ve yanındaki suyu kafaya dikip bitirmişti. Ercanla birbirimize şaşkınca gülümsedik. "yanına su aldığın iyi olmuş" dedi bense ona birşey ima etmeye çalışırcasına gülümsedim. "bu arkadaş kim?" "suyun sahibi"nagehan mahcup bir şekilde ercana bakarak"özür dilerim ya, gerçekten çok yorulmuştum yani şey... " " tamam sıkıntı değil"diyerek gülümsedi. "ee bu suyun sahibi arkadaş kim" "okul arkadaşım" "peki... Ben nagehan memnun oldum gerçi pek iyi bir tanışma olmasa da.. " " bende Ercan sıkıntı değil". Ercana yine iyi kalpliliğini gösterince gülünseyerek baktım. " ee ercan madem sana bir su borcumuz var kalk da eve gidelim. Hemen şurası zaten" "Hiç gerek yoktu ama, senin gibi güzel bir hanımefendiyi de kırmak olmaz şimdi. Gidelim madem" nagehana sinirli bir şekilde bakıyordum. "iyi madem kalk ercan da gidelim" ercan bisikletine bakarken "aaa bisiklet aklıma süper bir şey geldi." onlar bana meraklı gözlerle bakarken "sen nagehanı al bisiklete binin bende koşucam kim önce giderse o kazanır ve kaybedenler yemeği hazırlar?. Anlaştık mı??" "iyi de bu oyunun galibi zaten belli neden zorluyorsun ki??" " nagehan ona dönerek" arya gerçekten çok hızlı koşar, o kadar hafife alma isterse " peki " diyerek bisiklete atladı. Veee 1 2 3 başla..

Ben eve gelmiştim bile. Kapıyı açtım ve hemen koltuğa yayıldım. Yemeği onlar hazırluyacaktı ben o arada üstümü değiştirip, biraz soluklanmak için odama girdim . Misafir geleceği için pijama giymek olmazdı. Dolaptan siyah likralı şortumu ve beyaz üzerinde bad girl yazan tişörtümü giydim ve yatağın üstüne uzandım. Kapı çaldı. Hemen kalkıp kapıyı açtım. Ercana 'ben demiştim' bakışları atan nagehana dönüp "tencerelerin yerini biliyorsun" nagehan homurdanarak içeri geçti. Ercan hala bana şaşkınlıkla bakıyordu. "hızlılığını neye borçlusun" "ilkokuldan beri basketbol oynuyorum" dedim kaslarımı göstererek. "bir ortak noktamız daha var desene" "sende mi basketbol oynuyorsun?" "evet. Bi ara maç yapalım" "bana bidaha yenilmek istemiyosan, olur " " o kadar emin olma " dediğinde nagehan mutfaktan bağırarak çıktı." aah ercan bu yarışı sende kaybettin "dedi yüzündeki maydanozu alırken." tamam güzellik sakin ol geliyorum " nagehan gülümsedi. Ve beraber mutfağa girdiler. Bende odama geçip kitap okumaya başladım.

Kitava o kadar çok dalmışım ki saatin geçtiğini bile fark etmemişim. Hemen telefonumdaki saate baktım. 1 saat geçmişti ve midem alarmlar vermeye başlamıştı. Odamdan çıkıp mutfağa doğru koştum. Ercan sofrayı hazırlamıştı ve kahveleri de koymuştu. "nagehan nerde?" "buzdolabının başında salata yapıyor." "ne??? " diye bağırdığımda" ne oldu, bir sorun mu var? " diye sordu telaşlı bir şekilde " nagehana salata yaptırmayalım diye biz ailecek iflas ediyoruz sen ne yaptın? " " bana çok güzel yaptığını söyledi ama" " salatanın içine herşeyi koyar. Çabuk durdur onu" dediğimde Ercan koşarak yanımdan ayrıldu.

Nageham çoculuğundan beri o salatanın içine birbirinden alaksız şeyler koyardı. Surf bu yüzden hemşireliği kazandığında hepimiz korkmuştuk.
"tam çikolatalı ve karamelli krem şanti koyarken yakaladım"
Nagehan ercanın kolunda çırpınırken "tam aşk salatamı bitiriyırdum ya niye geldiniz" " off nagehan otur şuraya " diyerek elinden zorla da olsa salata kasesini aldım. İçindekileri çöoe döktüm ve hepimize sonbahar salatası yaptım. Hepimiz yemeklerimizi yerken Ercan" neden aşk salatası diyorsun bu salataya"dedi nagehan bir yere dalarak " çünkü aş karışıktır. Aşkın içinde ya zehirlenirsin ya da lezzet duyarsın. İşte bu yüzden bu salatanın adı aşk salatası" dedi. Muhtemelen eski sevgilisini hatırlamıştı. Nagehan hep terk eden taraf olurdu. Ama ilk defa bir ilişkisinde terk edilen olmuştu. O zamandan beri de onu unutamamıştı. Çocuk sırf ayrılmak için zehirlemişti kızı. O akşam evlilik planlarını konuşmak için buluşmışlardı sözde. Nagehanın midesi bulanmaya başladığındaysa 'seni sevmiyorum ayrılalım' dediğinde nagehan ağlamaya başlamış ve çocuk gitmiş. Tabi ki de ben bu yaptığını onun yanına bırakmadım. Gittim ve ağız burun daldım çocuğa. "her neyse hadi kalkalım artık" dediğimde herkes onay vererek ayaklanmaya başladı. Sofrayı topladık ve içeri geçip biraz sohbet ettik. En sonunda Ercan ayaklandığında " nerde kalıyorsan bırakabilirim, arabam var" aslında bir yerde kaldığım söylenemez arkadaşımda kalıcam bugün yarın da ev bakmaya başlıycam" " bizim yan daire boş istersen bir konuş ev sahibiyle" "olur. Süper" dedi bisikletle gidebileceğini söyledi ama bu karanlıkta gitmesine izin vermedim ve arabayla bıraktım. Yolda 1 kelime konuşmadık. Zaten fazla konuşmayı da sevmiyordum. Ercan birkaç kez ağzını açıp konuşucak gibi oldu ama sonra vazgeçti. Eve geldiğimizde " iyi akşamlar" dedim "iyi akşamlar" dedi ve arabadan çıktı. Tamgaz eve gittim. Eve varıp içeri girdiğimde. Nagehanın sorgusu başlamadan odama geçtim ve hemen uyudum.

Sabah kalktığımda tabak sesleri duydum. Hemen yataktan kalktım ve mutfağa girdim. Ercan ve nagehan kahvaltıyı hazırlıyordu. "oo kuzen sonunda uyanabildin." hemen masanın üstündeki telefonun saatine baktım saat 11 di. Benim için normaldi. Çünkü genel olarak geç kalkardım. "ne varmış canım saatte" dediğimde ercan bana şaşkınca baktığında nagehan "o hep bu saatlerde uyanır boşver" diyerek geçiştirdi. Ben banyoya gidip yüzümü yıkadım. Ve odama geçip üstüme krem tengi şortumu ve siyah tişörtümü giydiğimde odadan çıktım. Mutfağa gittim kahvaltımı yaptım. Ve sırtıma krem rengi sırt çantamı taktım. Ayağıma da siyah düz taban spor ayakkabılarımı giyip kapıyı açtığımda nagehan "hop nereye" "bir dolaşıp gelicem" " tamam çık belki kısmet bulursun" dediğinde ercan nedenini anlamasam da biraz bozulmuştu. "uff nagehan sende başlama yine, neyse görüşürüz" diyerek salladım onlarda bana el sallayarak gülümsedi.

Sonunda rahatlamıştım. Arabama atladım ve navigasyona taksim yazar yazmaz bastım gaza. İstanbul'un trafiği gerçekten çok fazlaydı. Varacağım yere ulaşmam 1 saat sürmüştü. Hemen arabadan inip yürümeye başladım. Dükkanlara bakıyordum. Birden pastane gördüm ve hemen içeri girip kendime muzlu milkshake ve hot cake almıştım. Yerken de ercanın neden bozulduğunu düşünmeye başladım.acaba nagehanın boş konuşmasını benim gibi o da mı sevmemişti. Bunun üstünde düşünmeye gerek olmadığına kanaat getirip hesabı ödemek için kalktım. Dışarı çıktığımda telefonum çalmaya başladı. Hemen kenara geçip çantamdan telefonumu aldım

SonbaharHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin