Nagehan'dan
Bunların geldiğine hiç sevinmemiştim. Çünkü onları hiç sevmiyorum. Sanırım ercan da sevmemişti. Muhtemelen şuan akşamki partiye bunları çağırsam mı diye düşünüyordur. Ateş ercanı işaret ederek "bu kim ortak" alara ercanın yanına gitti ve "çok tatlı bir çocukmuşsun, kanka olalım mı ateşin haberi olmaz" ercan sevinmişe benziyordu. "tamam kanka" ikisi de güldü. Aman tanrım ercan çok güzel gülüyordu. Arya ateş'in kulağına eğilerek bişey söyledi. İkisi de kahkahalar attı. Acaba ne söylemişti. Ercan bozulmuştu. Alara ateşin yanına geçti. Ercan tam gidiyordu ki. "ercan nereye" durdu ve "şunlara baksana, arya kesin çok kötü bir şey söyledi bütün gün dalga geçerler en iyisi gidiyim dedim" "sıkıntı yapma sen onlar güler güler susarlar" arya dönüp bize baktıktan sonra ateşe "ben gidiyorum" dedi ve bizim yanımıza geldi "ercan bişeyler yemedin, apar topar kalktık üçümüz yemeğe gidelim" ercan çok sevinmişti. "ben bi lavaboya gidip geliyorum." arya güldü "bu sefer izin veriyorum" dediğinde hepimiz güldük. Ercan gitti. Aryayla başbaşa kaldığımıza göre sorabilirdim artık "arya sen ateşe ercan hakkında ne dedin" "haa o mu? Dedimki 'çaktırmayın ve gülün' dedim" "neden?" "az da olsa yatak örtülerimin bedelini aldım" "yoksa onlara.... Sakın" "hayır tabiki söylemedim. Sen benden böyle bir şeyi nasıl beklersin?" dediğinde ercan gelmişti "hanımlar hadi gidelim" tamam diyerek onay verdiğimizde ikimizin de elinden tuttu ve kantine doğru götürmeye başladı. Arya elini kurtardığında "benim elimi tutma" ercan üzülmüştü. Arya neden bu kadar kırıcı konuşuyordu ki. "peki. Senin istediğin gibi olsun" ateş yanımıza sinirli bir şekilde geldi. "sen ne hakla benim kankamın elini tutarsın ya" arya araya girerek "ateş yapma" diye bağırdı. Ateş "peki" dedi ve bizim gitmemizi bekledi. Arya yolda "sen ateşin kusuruna bakma çok sinirli biri, benden sinirli" ercan yüzünü bile çevirmeden kafasını salladı çok hızlı ve sinirli gidiyordu.Arya 'dan
Ercan çok bozulmuştu. Bende bu duruma üzülmüştüm. Ama beni tutmaması gerektiğini sabahta söylemiştim. Son dersten çıkmıştık. Alara ve ateş daha fazla dayanamayız deyip 3. Derste çıkmışlardı ama gitmeye karar vermeden hemen önce ercanla konuşmuştu. Acaba onunla ilgili bir şey miydi. Eğer öyleyse ercan'ı asla affetmezdim. Her ne kadar sevsemde ateş ve alara benim anaokulundan beri arkadaşlarımdı. Her durumda beraberdik. Ben bahçede ercan ve nagehanı bekliyordum. Ercan yanıma geldi. "bugün bana kahve içmeye gel. Yeni ev kahvesi sen beni ağırladın. Bende seni ağırlayım. " "ama ateş ve alara 'yı görmeye gidecektim." "ben onları çağırdım bile." çok şaşırmıştım ne yani ercan ateşi evine mi çağırmıştı. Bu süperdi. "ercan sağol ya" diyerek yumruğumu uzattım ercanla ellerimizi tokuşturduk. Nagehan da geldiğinde beraber arabaya bindik ve ikimiz de ercanın evine girdik. Bir anda iyi ki doğdun arya diye bağırdıklarını duydum ercan ve nagehan da onlara katıldı. Ve bittiğinde hepsine teker teker sarılıp teşekkür ettim. Çok sevinmiştim. Sonra pasta geldi. Pastada 'dünya' nın basketbolcusu, dünya'nın en hızlı koşan güzeli, dünya 'nın en sinirlisi, dünya' nın en iyi kalplisi ' gibi şeyler yazıyordu. Ve hepsine en uygun resimleri koymuşlardı. Pastanın fotoğrafını çekip aile grubuna gönderdim. Mesaj seslerinden rahatsız olmamak için de sessize aldım. Bir dilek dilememi söylediler ve ilk defa dilek tuttum benim tek dileğim "yücel holdingte çalışmak istiyorum" bunu fısıldayarak söylediğim için kimse duymamıştı. Ve mumları üfleyip, pastayı kestik. Bunu hep beraber yapmak istemiştim çünkü onlarda o kadar emek vermişlerdi. Sıra hediyelere gelmişti. Önce ercan verdi. Siyah bir elbise, mini bir elbise ve tek kol neden elbise almıştı ki. Ardında nagehan verdi. O da siyah topuklu ayakkabı almıştı. Sonra da "giy, giy" diye sesler yükselmeye başladığında ercan ve nagehana dönüp" yaktınız beni " dediğimde ikisi de iki yanıma geçip aynı anda kulaklarıma" seni seviyoruz" dediğinde onlara gözümü kısarak baktım. Bunu bilerek yapmışlardı.
Nagehan ve alarayı yanıma alarak odaya girdim. Bu oda ateşin odasına göre fazla topluydu. Elbise ve ayakkabıyı giydiğimde alara ve nagehan arkama geçip saçımı düzleştirdiler ve hafif de olsa bir makyaj yaptılar. Odada bikaç fotoğrafımı çektiler. Topuklularla ilk giymeye göre, fazla iyi yürüyordum. Dışarı çıktığımda ortada kırmızı halı vardı. Halının arkasında da birkaç fotoğrafçı çok sevinmiştim. Kırmızı halının üstünde yürümeye başladım. Başa geri döndüğümde ateş dayanamayıp yanıma geldi. "kızım alara bitti sen mi başladın" dişlerini arasından konuşuyordu "sakin ol atarlı prens bu sadece bugünlük" dediğimde koluma girdi. Ercan da gelip diyer koluma vay çok havalıydım fotoğrafçılar boy boy fotoğraflarımızı çekti. Ercan "nolur benim için bütün gece bunlarla kal" "tamam madem napıcaz"Herkes gitmişti. Ercan, nagehan, alara ve ateş bizbizeydik ve asıl amacımız olan şeyi yapıyorduk. Kahve içiyorduk. Nagehan ve ercan ellerinden birer paketle daha yanıma geldiler "elbise demeyin gerçekten fena olur. Daha yeni çıkardım zaten. Erkek olsam şu anda siz kızlar bunları nasıl giyiyorsunuz demeye başlıcam" dediğimde herkes kahkaha attı. Ercan "yok, bu sefer asıl hediyeler" "bakalım madem" deyip kutuları açtım ercanınkinin içinde kaykay vardı. "geçen gün tesadüfen seni camdan gördüm, birini dövdün sonra kaykaya bindiğinde kırıldı. Bende yenisini alıyım dedim" "sağol arkadaşım" deyip sarıldım. Nagehanınkin içinde ise arabamın aynısı olan anahta|lık, suluk ve telefon kaplığı vardı. Arabamı çok sevdiğimi bildiği için böyle bişey yapmış artık bunlardan başkasını kullanmıycaktım. Hemen anahtarımı ve telefonumu çıkardım.anahtarlığımı çıkarım ve yenisini taktım. Aynı şeyi telefonuma da yaptıktan sonra "çok teşekkür ederim canım kuzenim benim" deyip daha fazla sarıldım. Sonra alara ve ateş eve dönücekken onları tutup bizde kalmaları için ısrar ettim. Onları ikna ettiğimde beraber eve geldik. Odama iki tane yer yatağı yaptım. Alara yatakta bizde yerde yatıcaktık. Ercanın kim olduğunu ve olayların nasıl ilerlediğini sorduklarında anlatmaya başladım.
Konu bizde kalmaya ve altına kaçırmaya geldiğinde alara uyumuştu. Ateşte "sizde kalmasına kızdım ama çok güzel rezil olmuş bebek" "ateş bak sakın anlattığıma pişman edip söyliyim, dalga geçiyim falan deme o sabah onun yüzünü görücektin çok utanmıştı. Kıyamadım zaten sende sakın bişey deme" "tamam, anlaştık ben seni satmam"
![](https://img.wattpad.com/cover/81573179-288-k187537.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonbahar
Novela JuvenilEvet bir sonbahar. Ama değişik bir son bahar, sevdiğini ve sevildiğini unuttuğun bir sonbahar. 18 yaşındaki bir kız için fazla ağır ve yıpratıcı sonbahar. Unuttuklarını unuttuğuna bile kızdığın bir sonbahar. O yaşına kadar hiç ağlamamış, hiç başını...