Çalan zilin sesiyle koltuktan kalkıp kapıya yöneldim. Odamdaki radyodan gelen müzik sesi zilin sesini duymamı fazlasıyla zorlaştırıyordu ama beni rahatlattığını inkar edemezdim. Kendi korkularımı mutsuzluğumu hep şarkılar da saklıyordum. Kapıya ulaşıp tedirgince anahtarı çevirdim. Kapının kolu bozuk olduğu için kapı sadece anahtarla açılıyordu. Kapıyı açınca karşımda annemi görmeyi beklemiyordum tabi. Annem gülen bir suratla bana bakarken şoku mu atlatıp boynuna sarıldım. Oda beni karşılıksız bırakmayıp sıkıca kavradı. Kendimi bu kollarda güvende hissettiğim kadar başka hiçbir yerde hissedemiyordum. Annemden ayrılıp arkasındaki adama baktım
"hoşgeldiniz .... anne arkadaşını tanıştıracak mısın ?" annem anlamsızca suratıma baktı.
"kimi ?" yüzünün gerildiğini hissetmiştim. Tekrar arkasına baktım. Benimle birlikte oda döndü ."Onu işte " parmağımı adama doğruttum. Annem tekrar bana döndüğünde gözünün dolduğunu farkettim. Yine göremiyordu işte. Oradaydı adam ama inanmayacaktı bana.
" sadece şaka yapıyordum gel içeri hadi " diyip valizini içeri aldım. Kapıyı kapatmadan önce adamın sırıtan yüzüne son bir kez bakma gereği hissetmiştim. Annemin yüzünde oluşan rahatlama hissi inandığını gösteriyordu. Anneme hiçbir şey anlatamazdım. Anlatırsam eminim beni tekrar o hapisaneye kapatırlardı. Annem oturma odasına geçince bende odama doğru yöneldim. Odama girdiğimdeki keskin koku nefesimi keserken kapının önündeki adamı yatağımda görmeyi beklemiyordum. Gözümü kapatıp 10'a kadar saydım. Hala oradaydı."sen gerçek değilsin...sen gerçek değilsin...." sürekli bunu tekrarlayarak radyonun yanına gittim
"hayır gerçeğim. " benim sözlerime karşılık oda sürekli aynı sözü tekrarlıyordu. İkimizin sözleri birbirine karışmış oda da gereksiz bir uğultu yaratmıştı. Radyo'yu kapatıp hızla odadan çıktım.
Annemin yanına gitmek istemiyordum. Evet onu çok özlemiştim ama korkuyordum da. . Tekrar hasta olduğumu düşünürse yine beni oraya kilitleyecekti hiç acımadan.
Beynim bunların gerçek olduğunu söylerken bir yandan da inkar ediyordu.Ellerimi saçlarıma götürüp hafifçe çektim. Bu toparlanmamı sağlardı her zaman. Hastalığım alevlenince durdurması ve dayanması çok zordu. Ve bunun farkında olmak tarifsiz.
Derin bi nefes alıp annemin yanına gittim. Odaya girdiğim de annem oda da yoktu. İçimi kaplayan merakla"anne neredesin ?" diye bağırdım.
Ses gelmedi. Odadan çıkıp diğer odalara geçtim. Hiç birinde yoktu. Annem gitmişti. Bu kadar çabuk mu! Ama neden?Masanın üzerindeki telefonu alıp annemi aradım . Beklerken anneme ne diğeceğimi düşünüyordum.
"alo" karşıdan gelen ses annemin sesine hiç benzemiyordu .
"alo anne"
"sanırım yanlış aradınız "
"anne benim arzu"
"ben evli değilim karıştırdınız heralde "
Ve telefon kapandı. Gözlerim yaşarırken onları daha fazla açık tutmayıp arkama yaslandım.
Ağlama sesleri kulağıma ulaşıyordu ama gözümü açacak halim yoktu. Gelen toprak kokusu merakımı arttırınca gözlerimi yavaşca araladım. Evimde değildim aksine mezarlıktaydım. Kimin mezarı olduğunu anlamak için yavaşca yaklaştım. Sadece ayaklarını görebiliyordum. Mezarın içinde dört tane ayak vardı. Garip geldiği için daha fazla yaklaştım . Mezarda yatanların annem ve babam olması nefesimi keserken annemin mezardan çıkıp yanıma gelmesi çığlık atmamı sağlamıştı.
Elimi tuttu.Gitmek istemiyordum annemle.! Mezara doğru ilerlerken çığlıklarım artmıştı. Etraftakiler beni kurtarmıyor sadece yüzüme bakıyordu.Onlar yine görmüyordu annemi. O an ben deli değilim diye bağırmak istedim. Bakmayın diye bağırmak istedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEN GİBİ
ParanormalBiri olsun istersin. Sadece biri. Her şeyinle seni sevebilen, tüm duyguları yaşatan. Senin mutsuzluğunla üzülen , mutluluğunla gülen biri. Kalbini yerinden söküp eline alan ama yinede kendi kalbiyle seni yaşatan biri . Kısaca sadece biri SEN GİBİ...