Nereye doğru baksam orda hep sen varsın. Bu sensiz halerimin adını bilen yazsın...
Ela lavoboya girince bana ilk sorusu " Neden ağladın?" diye sormak olmak oldu. Gözyaşlarımı silip kafamı kaldırdım. " Birşey yok içimden geldi."dedim yalan olduğu belli olan bir sesle. Bana dik dik baktı ve "Yalan söylemeyi bırak ve anlat." dedi. Elerimi tuttu ve gözlerimin içine "hadi anlat"der gibi baktı. Onun o samimi bakışlarına ve içten bakışlarına güvendim ve anatmak için derin bir nefes aldım. "O" dedim sustum. "O kim?" " O günkü çocuk arda'mı?" dedi. Kafa salladım " Dün onu rüyamda gördüm dedim ya o burda daha demin göz göze geldik." dedim. Ela bana "bunda ne var ki?" diye sordu anlamamışcasına. "Hiç birşey ama onu görmekten bıktım. Onun yüzünden matematiğe hiç çalışmadım. Berbat geçti sınav , ya dün gece onun yüzünden uyuyamadım." daha ne olsun dimi ya. Ela bana üzgün bir şekilde baktı "Bu kadar kötü olamaz." dedi. Bende ona " Evet bu kadar kötü" dedim. Bana sarıldı ve "Boşver onu sen görmemezlikten gel." dedi. Evet bu güzel bir fikirdi ama ne zaman onun olmadığını düşünsem onun varlığı beliydi, bir an olsun aklımdan çıkmıyordu. Ondan nefret ediyordum bu yüzden etrafımda olması beni üzüyordu.Ayşe lavoboya girdi ve bizi gördü. Yanıma geldi ve "Ne oldu sana, iyice sulu göz oldun sen." dedi. Kendimi tutamadım ve " Senin yüzünden hepsi, hiç tanımadığım birinden nefret etmemi sağladın, onu sevmiyordun onu tatlı buluyordun öyle demiştin ama ikide bir sordun onu gördünmü diye ben ise onu sevmemeye ondan nefret etmeye başladım. O ise sen ya da ben için ya vadide ya da burda. Bu benim düzenimi bozuyor." diye bağırdım. Gözleri dolmuştu. "Kavgamı ediceğiz? Bu yüzden."diye sordu ağlamaklı bir sesle. Onun bu haline üzülmüştüm biraz yumuşar gibi oldum ama hemen kendimi toparladım. "Devam edersen evet."dedim kızgın bir sesle. "Ben ... ben ben üzgünüm." dedi ve ağlamaya başladı.
Hocalar okula yeni iki öğrencinin gelmsinden bahsetmişlerdi. Bunu merak ediyordum ama Arda'yı neden orda gördüğümü daha çok merak ediyordum. Ders tarihti hoca çok bakımlı bir kadındı ve derste ike kapının çalmasını sevmezdi. Bugün öyle değildi birini bekler gibi kapı çalsın diye resmen dakikaları sayıyordu. Aradan 10 dakika geçti ve kapı çaldı. Hoca gayet nazik bir sesle " Gir "dedi. Ardından kapı açıldı ve içeriye Arda ve Akif girdi. Ela'yla göz göze geldik. Ela "soldaki çok tatlı." dedi. Ben ise "inanamıyorum bu o onun burda ne işi var?" dedim. "İnanmıyorum ya " dedi. Hoca "kendinizi sonra tanıtın yeterince vakit kaybettik." dedi. Akif Doğan'ın yanına geçti. Hoca Arda'ya "sen dur bir dakika."dedi. Arda kafa salladı hoca ise Ela'ya baktı ve "Sen ordan kalk Ayşe'nin yanına geç" dedi. Ela bana özür diler gibi baktı ve "üzgünüm canım" dedi. Kafa salladım. Hoca Arda'ya döndü ve " git Senanın yanına otur." dedi. Hadi ama bir insanda bu kadar şans olmaz...........
Bu bölümde zorlandım ama sizi seviyorum..... Ela senide