Bir iki dakika ben ona o bana baktı. Sessizce ''sikiyim'' deyip yanından hızla geçtim. Bu çocuk niye her gün buraya geliyordu, her gün dövmemi yaptırıcaktı yoksa? Belki de Emrenin yeni kankası'dır. Arat beyefendi. Ahh sinirimden bir tane geçirdim direksiyona, arabayı çalıştırıp İsmet Ustanın yerine sürdüm. Şu anda bana iyi gelebilecek tek yer orasıydı.
20 dakika için de oradaydım. Kapı da ''Balıkçı İSMET'' yazısını görünce bütün anılarım tek tek gözümün önüne geldi. İsmet Abi hep beni babamın ona emaneti gibi görürdü. Kendi kızı gibi sever sayardı. Sürekli arar yemeğe davet ederdi Nermin teyzem de öyleydi. İkisi beni kendi çocukları yerine koyardı.
Ne zamandır gelmediğimi farkettim. Küçükken babamla gelirdik buraya, bazen annem sevmediğimiz yemekleri yapardı biz de buraya gelirdik. Babamla oturduğumuz masaya geçip yüzümü dağ manzarasına döndüm, gece olmasına rağmen çok güzel bir manzaraydı. Yıldızlar aydınlatıyordu. İsmet Abi gelip
''Buyur kızım'' deyince hafif bir tebessümle ona doğru döndüm. Başta bir şaşırsa da hemen toplayım.
''Kızım'' diye sarıldı. Ben de kollarımı ona doladım.
''Çok özledim seni, nerelerdeydin kereta. Hiç gelmiyorsun da Nermin Teyzen de üzülüyor bak olmaz böyle.'' Deyip gülümsedi.
''Affet bee ustam gelemedim işlerim vardı, vakit olmadı. Nermin Teyzeme de selam en kısa sürede gelicem yanınıza.'' Deyip oturdum. İsmet usta gülüp güz kırptı. Aynı anda
''Her zamankinden.''
''Her zamankinden.'' Deyip güldü. O içeriye geçip hazırlamaya başlarken ben de çalan telefonuma bakıyordum. Ekran da Tuğba yazısını görmemle çenem kasıldı. Telefonu açıp
''Ne var?'' diye sordum. Tuğba, dediğimden hoşlanmamış olacak ki biraz homurdandıktan sonra.
''Konuşmamız lazım.'' Deyip sustu. Onun susmasıyla
''Şu anda gelemem yarın konuşuruz.''
Deyip yüzüne kapadım. Sinirlerime hakim olamayıp yanımda ki sandalyeye tekme savurdum. Aradan çok geçmeden, İsmet amca gelmişti. Elinde ki balıkları ve mezeyi koyup geri gitti. O gelene kadar kafamı masaya dayayıp yattım. İsmet amca gelip beni dürtüğün de kalkıp masaya göz gezdirdim.
''Yine döktürmüşsün.'' Deyip yalandan bir tebessümle yüzüne baktığım da, İsmet amca da çoktan yanımda ki sandalyeye oturmuştu. Koyu bir sohbete dalmıştık ki, saatin çok geç olduğunu İsmet Amcanın esnemesinden anlamıştım.
''Artık kalkıyım ben de İsmet Amca merak etme en kısa süre de yine gelirim.'' Deyip ayaklandığım da İsmet amca da sofrayı toplamaya başlamıştı.''Görüşürüz evladım.'' Deyip en samimi gülüşlerinden gönderip içimin sıcacık olmasını sağladı. Kafamla onu onaylayıp hızlı adımlarla arabaya yöneldim. Saat 12' ye yaklaştığı için yollar boştu, ben de hızlıca eve vardım. Anahtarı çıkarıp açtım kapıyı. Kapıyı tam açmadan önce içerden tıkırtılar geldiğini duydum. Temkinlice kapıyı aralayıp içeri baktığım da Emre telefonla konuşuyordu.
''Abi şu an gelemem, benimkinin gönlünü alıcam. Anca yarın gelebilirim.'' Deyip koltuğa kendini hızlıca bıraktı. Ben de Emrenin olduğunu görünce rahatlayıp girdim içeri. Beni görür görmez kapadı telefonu. Bir şey demeden yukarı çıkıcaktım ki. Emre
''Bir şey demiycekmisin?'' diye sorunca, yavaşça kafamı döndürüp ona baktığım da, gözlerin de o sevinç ışığı gördüm.
''Hayır.'' Dememle omuzları düşse de umrum da değildi. Yukarı çıkmaya devam ederken Emrenin arkamdan geldiğini anlamak çok da zor değildi. Tam odama girip kapıyı kapatıcakken kolumdan tutup beni durdurduğun da sinirle bir yüzüne bir de beni tutan eline baktığım da elini yavaşça serbest bıraktı. Ve ağzından sadece iki kelime düştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece Gözlüm
Mystery / ThrillerSiyaha bürünmüş bir bedenin hayatı. Ne kadar hayatından herkesi kovsa da, yok etmeye çalışsa da başaramıyor. Her yol ona çıkıyor. Ama o buna inanmıyor. ''Birisine bağlanmak aptallıktır'' teorsinden asla vazgeçmedi küçük kızımız. Cansız hayatı canlan...