2.Bölüm

104 6 10
                                    

Hayatın zorlukları vardır,baş edebilirsen dahada zorlar,pes edersen tamamdır.Güçlü olmak kolaydır çünkü bazı insanlar sadece güçlü olmak bazıları ise güçlü hissetmek ister.Güç...."

Genç kız elindeki kitabı bıraktı ve kendi kendine gülümsedi.Bu acımasız dünyada,küçük yaşından beri zorluklara göğüs germiş,yazarın da dediği gibi pes edeceği noktaya geldiği vakitte güçlü olmak istemişti.Eskiden durumları gayet iyi ve güzeldi genç kızın.Ne kadar sıradan bir aile deselerde,derler ya hani kaybedince anlarsın değerini.Genç kız bu sözü doğrulamıştı.Şimdi o sıradan denilen aile o kadar uzakki ona,insanoğlu nankör gerçektn nankör diye düşünüyordu.Belki de haklıydı.Kaza geçirdikten sonra hayata dair en önemli unsurlar teker teker terketmişti genç kızı.Babası,bacakları ve o nahoş sesi.Hüzünlendi genç kız olaylar aklından çıkmıyor beynini işgal ediyordu.Genç kadın salona girince koltukta oturan kızının yanına gitti ve oturdu.Kızı çok dalgın gözüküyordu.Sebebini biliyordu oysaki elinden gelse sesini bacaklarını verip kızını bir kez mutlu olmasını görmek istiyordu ama hayat zor imkanlar kısıtlı olunca istesekte olmuyor diye düşündü.
"Güzel kızım ne düşünüyormuş bakalım?"
Kız,yanı başında annesi görünce birden irkildi ama sonra gülümsemeye çalıştı.Ne zaman dalsa derinliklere,annesi gelip kurtarıyordu düşünce denizinden genç kızı.Hiç anlamında kafasını salladı.Daha fazla düşünmek istemiyordu.Evde oturup beklemek sıkıcı oluyordu dışarı çıkmak istedi.Yanı başında bulunan defteri aldı ve çıkmak istediğini söyledi,annesi sandalyesine bindirdi ve kızını kapıya kadar eşlik etti.
"Fazla uzaklaşma,dikkat et kendine"
Genç kız tamam anlamında başını salladı ve çıktı evinden.Küçük,deniz kenarında bir evde yaşıyorlardı bu çekirdek aile.
Aile.... Gerçekten aile olduğunu hissedemiyordu genç kız,samimiyet yoktu aralarında sanki annesi ve üvey babası zorla evlenmiş gibi davranıyor bu da genç kızı üzüyordu.Annesiyle evlenirken mutlu gibi gözüküyordu,belkide sadece gözükmeye çalışıyordu.Annesinin babası ölür ölmez evlenmesine karşı çıkmış,daha kırkı dolmadan evlenmesi kanına dokunmuştu genç kızın.Mutlu bir aile ortamı vardı yaklaşık beş yıl öncesine kadar.Kazadan sonra devreler yanmış aile paramparça olmuştu.Bir de babasının baya birikmiş borçlarını ödemek onlara kalınca elde ne varsa satmışlardı.Ve ondan sonra üvey babası ile annesi evlenmiş,buraya taşınmışlardı.Hayatı zorluklarla geçen bu genç kız en çok okula gidemediği için üzülüyordu.Kendine bakmıyor olması ise daha da üzücü.
Genç kız dalgın dalgın giderken yanı başında bir ses işitti,gelen arkadaşı Ayşe'ydi.Deniz kenarına varınca yanına oturdu genç kızın.Taşların oraya varmışlardı.
"Yanıma gelmek ister misin?"
Güvercin, evet anlamında kafasını sallayınca,bir kaç dakika içinde oturtmuştu taşların üzerine.
Genç kız siyah renkteki defterini çıkardı.
"Nasılsın güvercin?"
"Olması gerektiği gibi.Ya sen?"Defteri arkadaşına gösterdi.
"İyiyim işte,ama kavga ettik Mertle biraz"
Hüzün Ayşe'nin sesine yansımışti.Güvercin buraya geldiği vakitte destek olmuştu genç kıza.
"Ne oldu ki?"
"Boşver, klasik mevzu.Bugün okula kim geldi sence?"
"Kim?
"Bir profesör,ve bu sanki seni anlattı.Yapılan deneyler sonucunda; yürüyemeyen insanların bünyesine ve kaza sonucu bakılan hasara göre yürüyebilme şansın varmış.Seninde doğuştan değilde kaza sonucu olunca konuşmak istedim profesör ile ancak biliyorsun işte."
Genç kız bakışlarını arkadaşından alıp kendi gibi durgun denize döndü.Gerçekleşmek isteyen hayaller,inanmak kadar para da istiyordu.
"Önemli değil boşver."
İki genç kız da şimdi sessizliklerini koruyorlardı.Onlar birbirlerini bulmuş iki yaralı güvercin gibiydiler.Genç kız kendi gibi,aynaya baktığında  kendinde olan hüznü bu kişide bulduğu için arkadaş olmuştu zaten.Diğer insanlar insan olmayı bile beceremiyordu çünkü.
Dalgın dalgın denizi izlerken bu iki arkadaş sessizliği bölen arkadaki araba sesleriydi.İkiside merakla bakarken,Ayşe hızla ayağa kalktı.
"Ne oluyor lan,bunlar kim?"
Siyah arabalar buraya göre değildi,buraya layık olan sarı mavi , pembe arabalardı.Güvercin kalkmak istedi bir anda.Arkadaşı onu unutup koşarken seslenmek için ağzını açtı ama kelimeler daha çıkamadan yerine geri kondu. Telaşlandı,korktu birden.Ama kısa sürdü çünkü Ayşe geri dönüp iki kelime ile bindirmişti genç kızı tekerlekli sandalyesine.
"Kusura bakma."
Genç kız yolda ilerlerken,endişe ve korku ile bütünleşmiş telaş benliğini ele geçirmişti.En az kendi kadar şaşkın olan arkadaşı ile beraber siyah arabanın olduğu yere gidiyorlardı,ancak burası çok tanıdıktı.Durdu birden,göreceklerine hazır değildi.
"Sen gelme,git.Yine babama iş için gelmişlerdir.Annen merak eder senin."
Ayşe ne kadar istemesede gitmişti,zorundaydı zaten. Güvercin evin önüne geldiğinde derin bir nefes aldı.En son böyle arabaları haciz için gelen,babasının borcu yüzünden herşeyin kaybettiği gün görmüştü.Düz merdivenleri çıkarken,evin kapısını çalan bir adam gördü.Bir anda arkasını dönünce,bu adamı tanıdığını hatırladı.
"Sakat,baban nerde!?"
Genç kız böyle bir ithamdan dolayı sinirlenmişti Kaşlarını çattı, defteri çıkardı.
"Bilemiyorum,babalık"
"Babalık senin a..Neyse o söyle iti kopuk babana yarın tekrar gelicek,bu sefer eli boş dönmeyecek de!"
Genç kız evine girince sinirden ağlayacak dereceye gelmişti.Artık böyle işlere girmeyecek sözü veren,üvey babası kumara girmişti.Tekrardan annesini süründürecekti,pis yerlerde çalıştırıp çatır çatır harcadığı paraların getirdiği zorlukları annesine yükleyecekti.Annesi de şüphelenenmişti zaten.Tırnaklarını yemeye başladı.Kapıda duran demirlerden destek alarak temiz olan tekerlekli sandalyesine oturdu.İçeri girdi ve sessizce bekledi.
Genç kız sinirlenmişti,kendi hayatını zor duruma sokmak,işi çıkmaza sürüklemek de neydi?
Elindeki defteri annesine gösterdi hırsla.
"Ne demek haberim var anne? Çok meraklısın galiba ne olduğu belli olmayan merdiven altlarında şarkı söylemeye, güzel sesin bana şarkı söylemeli ite kopuğa değil!Onun borçlarını sen değil kendi pisliğini kendi temizlesin!"
Genç kız o gün odasından çıkmadı,annesinin o mahcup yüzünü görüp daha da üzülmedi.
Ertesi gün Ayşe ile buluşup dertli dertli konuştu genç kız.
"Boşanmak,en doğru seçim değil,öldürün onu"
İki genç kız hafifçe kıkırdarken,sadece birinin güzel gülme sesi havaya karıştı.Genç kız kahkasını, ağlamasını ve en özelide şarkı söylemeyi özlemişti.Hüzünlendi.

BEŞ Yıl Önce
Alkışlar eşliğinde uğurlanırken, beklediği sonucu görmüş ve emeksiz nimet olmayacağını anlamıştı genç kız.İstediği gibi provaları eksiksiz tamamlamış ve güzel sesiyle bestesini hazır etmişti.Şimdi de perde arkasında kutlama vardı.
"Seninle gurur duyuyoruz kızım"

Genç kız hatıraları gözünün önünden silmeye çalışırken arkadaşını dinlemeye koyuldu.
"Annem iyice hastalandı.Babam daha dönmedi haberde yok.Anneme gelecek diyorum ama yalanda sonu deniz değil ya.Gelse iyileşir belki annem."
Ayşe umutsuzca başını sallarken,genç kız elini destek amaçlı kardeşinin sırtına vurdu.
"İnşallah iyileşir.Mutlu bir aile olursunuz."
"Mutlu dileklerin için teşekkürler.Ama biz umut aşamasını geçip oluruna koyduk herşeyi.Umut beklemek demektir,beklemeye umudumuz bile kalmadı."
Sessizlik büyük deva,oluruna koyanlar için bulunmaz nimetti onlar için.Onlar konuşarak değil susarak anlaşıyorlardı çünkü Güvercin sesini orada kaybetmişti..
Eve doğru yol alırken genç kız,beklediği olmuştu karşısında.Ellerini hızlı hızlı kullanırken kapının önüne geldi.Kapının önünde bekleyen bir adam.

Elleri ile yavaş yavaş ilerlerken kapının önüne gelerek eli silahlı adamlar arasında durdu. Adamlar kıza bakarken kız öylece duruyordu adamların yüzüne karşı.Kapının orda sigara içen siyah saçlı adam daha görmemişti onu.Kapıyı çaldığı vakitte şuan evde kimsenin olmadığını söylemek istedi,ama sadece istedi.
Genç adam defalarca zile basmasına rağmen istediği kişi kapıya çıkmayınca beklemeye koyuldu dedikleri sakat kızı.
Genç kız elleriyle adamlara çıkın işareti yapıp,kapıya doğru ilerleyip adamın önüne geldi.
Genç adam tekerlekli sandalye ile yanına gelen kızı görünce sigarasını söndürdü..
"Bende seni bekliyordum,Mustafa abinin sakat dediği kız sen olmalısın.Şimdi senden bir kaç bilgi almaya geldik.Sende bizi uğraştırmadan cevapları de, bizde sıkıntı yapmadan gidelim!"
Genç kız onca kelimenin arasından sadece bir kelimeye takılmıştı.Kahrolası insan,bilmiyorduki kendiside her an engelli olma adayı.
Defteri çıkarıp,yazmaya başlamıştı ki..
"Konuşamıyor musun?"
Yazmayı bıraktı,ve ilk kez isyan etmek istedi hayata.Herşeye rağmen var olan yaşama sevgisi bu adamın acıyla bakan gözlerinden sonra uçup gitmişti yaralı bir güvercin gibi.Genç kız eline kalemi aldı ve yazmaya koyuldu.
"Bildiğim birşey yok"
Defteri alıp adamın yüzüne bakmadan gösterdi.
"Biz sana bildiğin şeyleri soracağız merak etme.Günlerdir baban yok annenle zaten işimiz yok.Baban çalıştığı yerden de ayrılmış,numara ve iş adresini söylesen yeterli!"
Günlerdir,babası evde yoktu,adını unutturmak adına elde verdiği bir kaç tutam parayı bırakıp gitmişti.Herşeye rağmen annesi o adamı özlüyordu.Deliriyordu genç kız.
Genç kız susmayı tercih etti,bu adamı sinirlendi Evlerin arası uzak mesafedeydi ve kız yardıma muhtaçtı.Bu adam bilgi almadan gitmezdi.
"Bekleyecek vaktimiz yok! Sen söyleme bir gereğini yapacağız!"
Rahatladı,gelemezssiniz İnşallah diyerek dua etti.

SON...

BEYAZ YARALI GÜVERCİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin