Aysima
Zorlukla yutkunup fotoğraftan gözlerimi ayırdım. Bütün gözler bize çevrilmişti. Ne demem gerektiğini, nasıl açıklama yapmam gerektiğini kestiremiyordum. Onlara olanları açıklasam da inanacaklar mıydı bana? İnanıp inanmamak onlara kalmıştı.
Kulaklarımı dolduran uğultular, fısıldaşmalar vücudumda bir sinir dalgasına neden oluyordu. Başımı dik tutup "Bu fotoğrafta görüldüğü gibi bir şey yok aramızda." Dedim.
Kızıl saçlarını savurup hafif kıkırdadı kadın. Gülse de ne kadar öfkeli olduğu yeşil gözlerinden anlaşılıyordu. Aniden ciddileşip kaşlarını çattı. Dişlerini sıkarak konuştu. "Bu vaziyette bulunduğun sevgilimle de konuştum. Onun peşini bir türlü bırakmadığını söyledi."
Gözlerim kısa bir süreliğine yumup burnumdan soludum. Nasıl bu kadar rahat bir şekilde yalan söyleyebiliyor, bir insana iftira edebiliyordu? Hiç mi Allah korkusu yoktu? Dili bir yılan gibi acımadan zehirliyordu.
Tırnaklarımı avucuma geçirdim, şuan bulunduğum iğrenç durumdan kurtulmak istercesine. Sinirlerim çok fena gerilmişti. Haklıydım ama bunu çevremdekilere açıklamam, onların gerçekleri görmesi neden bu kadar zordu. Ben yanlış bir şey yapmadım, diye geçirdim içimden. Sesimin sinirden titremesini engellemeye çalışarak yutkundum.
"İster inanın, ister inanmayın aramızda hiçbir şey yok. Adres sormak için yanıma geldiğinde..."
Elini yüzüme doğru kaldırıp lafımı kestiğinde donup kaldım. "Söyleyeceğin şeyler ilgimi çekmiyor. Sadece sevgilimden uzak dur. Anladın mı beni?" Dedikten sonra üzerime attığı iftiranın günahıyla beraber arabasına bindi.
Rabbim sen beni temize çıkar.
Titrek bir nefes alıp mahallelinin bana bakarak fısıldayışlarına kulak tıkadım. Hayret içeren bakışlarını gözardı ettim. Benim anlım aktı. Sessiz sessiz, kapının önünde beni izleyen amcama kaydı bakışlarım. Yanında da bakışlarıyla beni döven yengem vardı.
Bir hışımla yanıma yaklaşan yengemi durduran amcam yanıma geldi ve tam karşımda durdu.
"O kadının söyledikleri de o fotoğrafta umrumda değil Aysima. Çünkü ben güzel kızımı bir kadının sözlerine kulak asmayacak kadar çok iyi tanıyorum."
Sözleri karşısında, artık zor tuttuğum gözyaşlarım iznim olmadan akmaya başladı. Elimin tersiyle akan gözyaşlarımı sileceğim sırada, amcamın parmakları ıslak yanaklarımı buldu. Tuttuğum hıçkırığı bırakarak, ona sarıldım. Kolları, beni kötü bakışlardan ve fısıldaşmalardan korumak istercesine sıkı sardı.
"Beni onca yıl koruduğun gibi bugünde bu çirkin iftiradan koruduğun, bana inanıp güvendiğin için Allah senden razı olsun amcam."
Amcamdan ayrılıp bizi merakla süzen bakışlara döndüm. Kendimi şimdi güçlü hissediyordum.
"Allah şahidim ki, bu bana atılan çirkin bir iftiradır. Ben namahrem bir erkeğin gözlerine bile bakmaya haya ederim."Yan komşumuz Zarife teyze oturduğu sandalyeden kalkıp yan yan baktı.
"O zaman o fotoğraf neyin nesi? Hele o sarmaş dolaş vaziyetiniz?"Sertçe yutkunup boğazıma oturan ağırlığı yutmaya çalıştım. Biliyordum, açıklasam da inanmayacaktı, inanmayacaklardı. Bakışları bunu anlatıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İFTİRA
Spiritualİffeti kalkan oldu ona atılan iftiraya karşı... Allah'a sığındı, güvendi... Sabrıydı, bu zor yolda ona arkadaşlık eden... Çünkü biliyordu ki sabrın sonunda, selametin kapıları açık bir şekilde onu bekliyordu..