Leo Gonzalo ile karşılıklı durmuş bakışıyorduk. Sözlerinden sonra yüzümde aptal bir gülümseme olduğundan emindim. O da bana sıcacık gözlerle ve güzel bir gülümsemeyle bakıyordu. Kalbim resmen kulaklarımda atıyordu. Bu bakışmamız sınıftan birinin seslenmesiyle bozuldu.
Sınıftaki oğlanlardan biri "Bay Gonzalo, yoklamamızı ne zaman alacaksınız?" diye seslenmişti. Bay Gonzalo ona döndü ve "Geliyorum şimdi." diye seslendi. Sonra bana bir adım daha yaklaşıp "Angie, sen de müziktesin. Yoklamayı aldıktan sonra çıkacak mısın, yoksa kalacak mısın?" diye sordu. Aslında Amanda'yla çıkıp kahve içmek istiyordum ancak bu sorunun üstüne fikrimi değiştirdim. Leo Gonzalo'nun gözlerinin içine bakarak, "Sanırım kalacağım. Atölyeyi çok beğendim, çok huzurlu hissettiriyor." dedim gülümseyerek. "Bunu duyduğuma sevindim." diyip bana göz kırptı ve yoklamayı almak için masasına gitti. Yoklamayı aldıktan sonra müzikte olan herkes çıktı, yalnızca Amanda ve ben kalmıştık.
Sınıftakilere dönüp, desen konusunu anlatmaya başladı. Herkese ince noktaları anlatırken ben onu hayran hayran seyrediyordum. Benimle konuşurken o kadar farklıydı ki kafam karışmıştı. Ders anlatırken kendinden emin, fazlasıyla ciddi ve soğuk bir tavrı vardı. Ben şu an onun öğrencisi değildim, ancak gelecek yıl resim dersini seçtiğimde ne olacaktı? Şu an öğrencisi değildim, ancak resim dersini seçtiğimde bana da mı böyle soğuk ve mesafeli davranacaktı? Bunu engellemem gerekiyordu çünkü bu duruma dayanamazdım.
Düşüncelere dalmışken, "Evet, şimdi herkes anlattıklarım doğrultusunda desen çizimine başlayabilir." diyen Bay Gonzalo'nun sesiyle düşüncelerim bölündü. Sonra yanıma geldi ve "Gel, odama geçelim Angie. Biraz sohbet etmek isterim." dedi. "Tabii, sevinirim." dedim gülümseyerek. Amanda, Ryan ve James'in yanında oturuyordu ve onları çalışırken izliyordu. Zaten Julia, Nick ve Tan dışarı çıkmışlardı. Bense derin duygular beslediğim bu adamın odasına gidiyordum. Neyse ki atölyenin içinden odaya geçiş vardı, kimse yanlış bir durumdan şüphelenmezdi. Bir an bunu neden yaptığımı düşündüm, neden onunla yakın oluyordum ki? Bir mazoşist gibi davranıyordum, onunla hiçbir zaman istediğim gibi bir ilişkim olmayacaktı ve ona yakın olmak bana daha çok acı çektirecekti ama kendimi durduramıyordum.
Bay Gonzalo masasına geçti ve oturdu, bana da oturmam için karşısındaki koltuğu gösterdi. Odasında büyük kahverengi bir masa vardı. Masanın üstü gerçekten dağınıktı, fırçalar, kalemler, eskiz çalışmaları, dosyalar... Kalkıp masayı toplamamak için kendimle ufak bir savaş vermem gerekti çünkü dağınıklıktan gerçekten hoşlanmazdım. Odadaki duvarlar öğrencilerin yaptığı resimlerle doluydu, gerçekten birçok yetenekli öğrenci vardı. Ayrıca masasının karşısında üç tane de koltuk vardı. Bir duvar boydan boya bir dolapla kaplıydı, büyük ihtimalle içinde dosyalar, boyalar, kağıtlar falan vardır diye düşündüm.
Leo Gonzalo bana baktı ve "Angie, kendinden bahsetsene biraz." dedi hafifçe gülümseyerek. Bense şaşırmıştım, kendi hakkımda ne söyleyebilirdim ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
19 EYLÜL
Novela Juvenil*Genç yaşına rağmen Angie, hayatında zor günler geçirmiş bir lise öğrencisidir. Bir tesadüf sonucu tanıştığı Leo Gonzalo ise Angie'nin resim dersi öğretmenidir. Birbirinden tanıştıkları ilk andan itibaren etkilenen Angie ve Leo, neler yaşayacaklar? ...