Kutup Yıldızım

...Kalbimi Kilitledim Ben...

Yeni bir bölümle karşınızdayız tatlı okurlarım. İnşallah beğenirsiniz.

-Durun! Bu düğün olmaz. Çünkü siz kardeşsiniz.

-Taha oğlum sen ne diyorsun?

-Onlar kardeş evlenemezler.

-Saçmalama oğlum senin ne dediğini kulağın duyuyor mu?

-Hahaha şaka yaptım hahahah ama nasıl inandınız hahahah size macera yaşatıyım dedim hahahah.

Deyip gülmeye başladı. O sırada Aras'a baktığımda kaşlarını çatmış, ellerini yumruk yapmış, ayakta Taha'ya bakıyordu. Dur bir dakika Taha'nın yanına mı gidiyor o. Kaç Taha kaç yumruğu yiyeceksin. Bakamıyacağım. Hayır inanamıyorum vurmadı aksine tokalaşmak için elini uzattı. Ve konuşmaya başladı.

-Naber, görüşmeyeli nasılsın dostum.

-Vaay enişte sen misin yoksa Aras?

-Evet de senin burada ne işin var?

-Gül benim süt kardeşim evleneceğim duyunca koşup geldim ve bir şaka yapıyım dedim. Ve başardım galiba.

Evet biz Taha ile süt kardeşiz. Taha benim hem teyzemin oğlu hem de süt kardeşim. Taha beni sinir etmede mastır yapmış bir insan. Abim onu çok kıskanır çünkü açıkcası onu bende bilmiyorum herhalde onunla daha çok ilgilendiğim için.

-Sen hiç büyümeyeceksin demi?

-Yapma Aras ya. Size güzel bir macera yaşatıyım dedim.

Yanlız aklıma takılan bir şey var bunlar birbirlerini nereden tanıyor?

-Siz birbirinizi nereden tanıyorsunuz?

Ah canım babam benim aklımı okudun ya.

-Biz liseden tanışıyoruz beraber okuduk liseyi. Biz çok sıkı arkadaştık. Hatta kardeş gibiydik yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi enişte.

-Neyse gel oturda asıl meseleye dönelim.

-Çocuklar birbirlerini görmüşler beğenmişler bizede razı olm--

-Yine mi ya? Bu sefer kim.

Tabiki yine zil çaldı anlayacağınız üzere. Ben hemen kapıya gittim ve açtım. Ama bu bizim caminin imamı değilmi? Bu ne demek şimdi.

-Kızım kim gelmiş.

-Mehmet amca anne caminin imamı.

-Hıh sonunda ben çağırdım onu. Diyerek ayaklandı abim. Ve devam etti konuşmaya.

-Yani şimdi imam nikahı erken kıyılırsa rahat rahat gezerler diye düşünmüştüm yanlış mı düşünmüşüm?

-Çok doğru düşünmüşsün. O zaman kızı verdik gitti. Yine aynı cümleyi kurmaktan korktum da o yüzden verdik gitti dedim yani.

Herkez gülüşürken elinde tepsiyle Ayşen abla yani namı değer görümcem geldi.

Vay anasına yüzükler bile hazır ya. Ama bu yüzükler çok güzel. Yüzükler takıldı biz de tek tek herkesin elini öptük sonra imam nikahı kıyıldı ben lavaboya gitmek için izin aldım ve önce odama girip heyecanımı yenmeye çalıştım. Ve bir anda kapı tıklatıldı içeriye Aras girdi ama ben daha çok heyecanlandım. Bana yaklaştı ve bir şeyler söyledi.

-Ben seni senelerce bekledim kimseyi sevmedim çünkü kalbimde sen vardın ve seni kalbimden çıkaramadım ve sonunda dualarım kabul oldu sana kavuştum. Hiçbir zaman ümidimi kesmedim ve bugünü bekledim.

-......

-Niye konuşmuyorsun? Ben seni bekledim sadece seni bekledim. Seni kalbime koyup kalbimi kilitledim ben taki bu son bir aya kadar.

-Sen beni gerçekten sevmişsin.

Şaşkın bir yüz ifadesiyle verdiğim cevaba şaşırmış bir şekilde cevap verdi.

-Evet ben seni ilk gördüğüm günden beri sevdim. Ve hiç bir zaman aklımdan, en önemliside kalbimden çıkarmadım. Yaşadığım bütün zorluklara rağmen.

-.......

-Neyse hadi gel seni bir yere götüreceğim.

Dedi ve elimi tuttu. Önce irkildim çünkü abim ve babam hariç hayatımda hiç bir erkek bana dokunmadı tabi Taha'yı da unutmamak lazım.

Merdivenlerden aşağı indiğimizde herkes bize bakıyordu.

-Müsadenizle ben Gül'ü bir yere götürmek istiyorum Muammer amc- baba.

-Tamam oğlum gezin gelin ama kızımı erken getir.

Kapının önüne gelince Aras elimi bıraktı. Bende o sırada feracemi giydim. Feracem olmadan asla dışarı çıkmam. (Aynı yazarınız.😊😉) Dışarı çıkınca evin önünde harika bir araba gördüm. Aras'a baktığımda cebimden anahtar çıkartıyordu. Tuşuna basınca ağzım o şeklini aldı. O güzel araba Aras'ın mıydı? Aslında normal çünkü zenginler. Diye düşünürken Aras elimi tuttu. Bense suratına şaşkın şaşkın bakışlar gönderdim. Arabaya bindik yol yarım saat kadar sürdü yol boyu kimse konuşmadı. Sadece Aras cins cins sırıttı. Araba durunca etrafıma baktım bir mezarlığa gelmiştik. Aras arabadan inip kapımı açtı ben inince kapıyı kilitleyip elimi tuttu ve yürümeye başladı. Durunca gözüme önümdeki mezarın üstündeki yazı ilişti. Kocaman harflerle Melike Soydemir yazıyordu. Gözlerim doldu bu Aras'ın annesiydi. Gözyaşlarımın akmasına izin vermedim. Aras mezara bakıp konuştu.

-Bak anne sana gelinini getirdim sana gülümü getirdim. Deyip elimi biraz yukarı kaldırdı ve bıraktı mezar taşını okşayıp ağlayarak konuştu.

-Anne ben sana sevdiceğimi getirdim. Seni kaybettikten sonra beni mutlu edebileceğini düşündüğüm tek kızı getirdim sana.

Kendimi tutamayıp ağlamaya başladım.

-Hani sana hep söylerdim ya bir gün onunla evleneceğimi işte o gün bu gün anne.... Babam olacak o pisliğin bana yaşattıklarından sonra bir gün mutlu olucam deyip diyordum ya sana anne, işte o gün bu gün anne. Dedi ve durakladı sonra yanıma gelip bana baktı.

-Şşşşşş sakın ağlamak yok sakın. Benim yanımda ağlama Gül senin dökülen her bir göz yaşında benim kalbim yanıyor.

Dedi baş parmağıyla göz yaşlarımı silip tekrar konuştu.

-Ah neyse anne ben gelinini babasına götürmem lazım zaten zor izin aldım. Sırf senin için izin aldım. Sana göstermek için.

Elimi tuttu ve yürümeye başladı. Arabaya bindik biner binmez bana döndü.

-Sakın kimseye söyleme ben seni yemeğe götürmek için izin aldım. Yemeğe de götürürdüm de baban kısıtlı süre verdi ve biz bu süreyi aştık. Dedi güldü ve arabayı sürmeye başladı. Yol boyu kimse konuşmadı. Eve gelince arabadan inip kapımı açtı. Hemen indim arabadan oda kilitleyip yanıma geldi.

-Lütfen Gül kimseye birşey söyleme. Ben sana güveniyorum.

Kafamı salladım ve zile bastım. Kapıyı Burcu açtı. Yuh artık bu ne ara geldi ya. Kolumdan tutup beni içeriye doğru çekti.

Bugünlük bu kadar. Bir dahaki bölümde görüşürüz. Vote ve yorumlarınızı bekliyorum.

Allah'a emanet olun. 👋😉