-_-_-_-PRENSES-_-_-_-

2.3K 165 77
                                    

En sonunda dayanamayıp kahkahayı patlattım. Aras'ın öyle güldüğünü gören kimse dayanamaz.

Uzun süre güldükten sonra kendimi fazla kaptırdığımı düşünmeye başladım. Kendime hakim olmaya çalıştım. Aras bunu farketmiş olacak ki gülmesini zapt etmeye çalıştı.

En sonunda ikimiz de kendimizi durdurup birbirimize baktık. Ben onun gözlerine nasıl bakıyorum bilmiyorum ama o benim gözlerime çok farklı bakıyor. Sanki gözlerimin derinliklerinde birşeyler arıyor gibi. Ama ne...

Ani bir hareket yapıp ellerini belime sardı. Kafamı göğsüne yasladı.

-Beni sakın bırakma olur mu? Annem gibi sende beni bırakıp gidersen dayanamam. Bu sefer kaldıramam. Lütfen... Beni sensizlikle baş başa bırakma...

Sonuna doğru sesi kısıldı. Beni böyle seven birini nasıl bırakıp giderim ki? Ona bu acıyı nasıl yaşatırım ki?

-Sende annem gibi mi yapacaksın?

Hayır, hayır ben ona bu acıyı yaşatamam.

Hayır anlamında kafamı salladım. Keşke zaman dursada hiç ayrılmasak. Onun kokusunu sürekli içime çeksem keşke.

Uzun süre öyle kaldıktan sonra artık ayrılmamız gerektiğini düşündüm.

Ellerimle Aras'ı itmeye başladım. Onun kollarından kurtulmaya çalıştım ama nafile. Niye bırakmıyor.

-Boşuna uğraşma. Ruhum bu bedeni Rabbime emanet edene kadar bırakmayacağım seni.

-Tamam da biri görecek.

-Sırf bu cümleyi duymak için yapmıştım ve gecikmeden geldi. Unutma insanların ne dediği benim zerre kadar umrumda değil.

Dedikten sonra kollarını gevşetip geri çekildi. Ben de kızaran yanaklarımı göstermemek için arkamı döndüm. Tezgahın üzerinde duran tencereyle mantı dolu saklama kabını görünce aklım başıma geldi.

Yelda ve Ayaz elleri karınların da gözleri kapalı içeri girince durumun vahim olduğunu anladım.

-Yenge yeminle açlıktan midem sırtıma yapıştı. (Yelda)

-Menimde (Ayaz)

Aras ve ben gülmeye başlayınca ikiside gözlerini açıp sinirle bize bakmaya başladılar.

-Ne yani komik mi? (Yelda)

Aras'a baktığımda göz göze geldik. İkimizde aynı anda 'evet' dercesine başımı salladık. Neden böyle bir şey yaptığımı bilmiyorum ama neyse.

Yelda bu davranışa göz devirerek karşılık verdi. Bu kız bu harekete alışmamalı. Bu hareketi yapmak ona hiç yakışmıyor.

Durum daha vahim olmadan Aras ve Ayaz'ı mutfaktan gönderdik onlar kursakta gidince yemeği yapmaya başladık. Başladık derken Yelda sadece masada oturup çene çaldı.

Yemekler hazır olunca Ayaz ve Aras'ı çağırdık. Ayaz hemen koşarak mutfağa girdi. Çoktan yerine oturmuş olan Yelda cadısının tam karşısına oturdu. Onlar oturunca bende tabakları doldurmaya başladım. Aras'ın hala gelmediğini fark edince, istemsizce kafamı kapıya doğru çevirdim. Zamanlamam harika yani. Kafamı çevirir çevirmez Aras içeri girdi. Göz göze gelmemiz kaçınılmaz oldu. Yani o yokken daha iyiydi sanki. O gelince elim ayağıma dolaşıyor. Neden böyle oluyor anlayamıyorum.

Aras yerine oturunca bende birşey kırıp dökmeden tabakları doldurdum.

Herkes sessizce yemeğini yerken sessizliği bozan Aras'ın telefonu oldu.

Kutup YıldızımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin