"En Büyük Aşklar Kavgayla Başlar"

1.9K 154 11
                                    

Bu ikinci bölüm. Buna da yorum isterim ona göre. 👆😊😀😁😂😃😄

-Aras kızı daha fazla utandırma istersen. (Gül)

Aras'a kardeşini utandırmamasını söylerken bile yanaklarım kızardı. İnşallah kimse görmemişt---

-Yenge sen ne kadar tatlısın ya. Kocanı uyarırken bile kızarıyorsun. (Yelda)

Kimse görmemiştir demeye kalmadı ya.

-Ya ben çok acıktım. Yelda gel biz seninle mutfağa gidelim. (Gül)

Yelda şaşkınlığını gizleyemedi.

-Tamam gidelim. (Yelda)

Ayağa kalktı. Bende koluma girmesi için kolumu uzattım. Yelda o kadar sıcak kanlıydı ki, onu kırk yıllık arkadaşım gibi hissediyordum. Sanki gerçekten kırk yıllık arkadaşımmış gibi koluma girdi. Beraber mutfağa gittik. Mutfağa gidince Yelda kolumu bırakıp masaya oturdu.

-Hayırdır yenge utanınca kaçmak için yemeği bahane mi ettin?

Yalan söylemiş olmayalım diye bir şeyler hazırlamaya başladım.

-Yooo ben sadece sana birşey sormak için yemeği bahane ettim. Yalan söylemiş olmayalım diye bir şeyler hazırlamaya başladım.

-Yooo ben sadece sana birşey sormak için yemeği bahane ettim.

-Neymiş o şey.

Yemek malzemelerini çıkartıp Yelda'nın karşısına sırtım kapıya dönük gelecek şekilde oturdum.

-Bu Burak da neyin nesi? Anlat bakalım.

-Kuzenim işte.

-Hadi canım onu bende biliyorum. Sen şu çocuğu baştan anlatsana.

-Bi kere o çocuk değil. 16 yaşında.

Yelda 15 yaşında. Yelda'dan 1 yaş büyük.

-Eeeeeeee

-Eeeee si şu ki...

Yanakları birden kızardı.

-Ne ki. Bak anlatmak istemiyorsan anlatma.

-Yok ya istiyorum ama...

-Ama...

-Ya Burak benim kuzenim. Aslında biz pek anlaşamayız. Çok kavga ederiz. Ama o gün karşımda o vardı. Bir anlık refleksle ona sarıldım.

-O ne yaptı.

-Ne yapsın öylece kala kaldı. Yani benim ona iyi davrandığım görülmediği için şaşırdı. Hatta dona kaldı. Yani normal olarak.

32 diş sırıtarak karşılık verdim.

-Ya yenge gülme. Hele 32 diş hiç gülme.

Gülerek ayağa kalktım yemek hazırlamaya devam ettim.

-Gülmeyi bırakırsan bir şey daha anlatırım.

-Tamam anlat hadi.

Daha fazla utandırmamak için gülmeyi bıraktım.

-Anlat hadi. Meraktan ölürüm bak.

-Tamam dinle o zaman. Bir keresinde beraber yolda yürürken kavga ediyorduk. Delikanlı gencin biri bizi gördü. Delikanlı ya, bana sordu 'Hanımefendi bu adam sizi rahatsız mı ediyor?' dedi. Burak'ın tepesi attı. Bağırarak 'Ne diyorsun sen ya!!!' dedi. Etraftaki herkes bizi izliyordu. Delikanlı durur mu? Hemen cevap verdi. 'Sen kim oluyorsun lan!' diye Burak'a kükremesin mi? Burak kendini tutamayarak delikanlıya yumruğu çaktı. Tek yumrukla yere serdi. Üstüne üstlük 'Ben onun kaderiyim.' demesin mi? Kendimi kaybettim.

Anlatırken yanakları kızardı. Ama çok tatlı gözüküyordu.

-Bizi izleyen bir tane amca ne dese beğenirsin? 'En büyük aşklar kavgayla başlar.' dedi. Kalbim yerine sığmadı. Çıkmak istedi ama ben izin vermedim.

O anlatırken ben ne hazırlayacağımı düşünüyordum. Ayağa kalkıp yanıma geldi.

-Ne yiyeceğiz?

-Ne yemek istersiniz?

-Valla makarna yeter bize diye düşünüyorum.

-Şaka mı yapıyorsun?

-Yoooooo ciddiyim. Ben bu eve geldiğimde yemekleri hep abim yapar. Yani anneannem evde yoksa abim yapar. O da makarna yapar.

-Anlaşıldı. En iyisi ben güzel bir şeyler yapıyım.

-Ya yenge fazla uğraşma istersen.

-Olur mu öyle şey ya? Ben zevkle yapıcam şimdi. Ama ne yapıcam?

-Mantı

-Güzel fikir ama onu açmak uzun sürer.

-Ya şurada bir yerde hazır açılmış mantı vardır. Onu pişirirsin. Yanına da kendin bir şeyler düşün. O kadar kapasitem yok.

Gülerek karşılık verdim.

-Eeeee şimdi hazır mantı nerde? İş başa düştü Yelda. Çabuk aramaya başla.

-Dur ben hemen bulucam.

Dolapların birini rastgele açtı. İçinde tencereler vardı.

-Burası değilmiş ama sana tencere lazım olabilir. Bak buradalar.

32 diş sırıttığını görünce bende aynı şekilde karşılık verdim. Ardından Yelda başka bir dolabı rastgele açtı. Bu sefer tutturmuş olacak ki elinde mantı dolu saklama kabıyla karşımda sırıtmaya başladı. Eeee tebrik etmezsek olmaz.

-Helal olsun Yelda tebrik ederim.

-Benden hiçbir şey kaçmaz.

-Hı hı belli oluyor.

-Ne demek o?

-'Ben onun yerini biliyordum.' demek.

-Yemin et!!!

Cidden biliyordum. Onu sınamak için yaptım.

-Valla biliyordum.

-Aaaaa!!! Pisliksin yenge ya.

-Cık cık cık yengeyle öyle konuşulmaz. Terbiyesiz.

Bunu ben söylemedim. Ciddiyim ben söylemedim. Yelda bana sinirli sinirli mi bakıyor? Üstüme üstüme geliyor sanki. Canımı kurtarmak için geri geri giderken bir şeye çarptığımı anladım. Belimde hissettiğim büyük aynı zamanda da buz gibi eller irkilmeme sebep oldu. Korkunca sıçrayıp öne doğru geldim. Gözlerimi sımsıkı kapattım.

-Şşşşşş sakin ol.

Kutup YıldızımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin