Alya'nın ısrarı üzerine psikoluğa gitmeye karar verdim. 5 dk sonra taksicinin çaldığı kornayı duyup dışarı çıktım. Taksiye binip gideceğim yeri söyledim ve arkama yaslandım. Bugün hava yağmurluydu. O geldi aklıma. Yağmurda dans ettiğimiz gün mükemmeldi. Taksicinin sert sesiyle kendime gelip indim. Hastaneden içeri girip,sekretere döndüm " Merhaba, ben ELMAS ÇETİN.Kuzey kara ile randevum vardı. Müsait mi?" Kadın içten bir gülümsemeyle" tabi, Elmas Hanım, buyrun" deyip. Yolu gösterdi. Kapıyı 2 kere tıklayıp, içeri girdim. Geniş bir odaydı. Karşımda bir çalışma masası ve kitaplıklar vardı. Sağ tarafımda oldukça rahat gözüken bir koltuk vardı. Oda gri ve beyaz ağırlıklıydı. Karşımdaki adama bakıp" Merhaba, ben ELMAS ÇETİN. Randevum vardı." dedim. Eliyle masanın masanın önündeki koltuğu işaret edip" evet, buyrun şöyle elmas hanım." Süre ölçere basarak süreyi başlattı ve "Evet, Elmas hanım anlatmaya başlayabilirsiniz." dedi. Sırtımı koltuğun arkasına yaslayıp başladım. " Buraya arkadaşımın ısrarları üzerine geldim. Bir zamanlar sevgilim vardı. Birbirimize aşıktık. Günlerin çoğunu beraber geçiriyorduk. Kendisini trafik kazasında kaybettim. Onu unutamıyorum. Okulumu dondurdum. Onsuz hiç bir şey yapmak istemiyorum. 287 gün. 287 gün onsuz yaşamak . Her yerde anılar. Bazen onu gördüğümü sanıyorum. Yanına gidip kokusunu içime çekmek istiyorum ama yok oluyor. Ben sevgi nedir bilmezdim. Bana sevgiyi- sevmeyi öğretti ... gitti. Ona bağlanmıştım ben. Nefes almak her geçen gün daha zor oluyor . Saçlarımı kesmiyorum. Belki bir gün döner diye. Biliyorum, öldü ama ...İnanmıyorum bırakmazki beni, bırakamaz. O benim nefesimdi. İnsan nefesi olmadan yaşayamaz. O benim kalbimdi. İnsan kalbi olmadan yaşayamaz. Bir çok kez intihar etmeye kalkıştım ama hep engellendim. İçimde hala bir umut var. Kalbim yaşadığını söylüyor ve geri çekiliyorum. Öldüğüne inanmıyorum." dedim sonlara doğru kısık sesle. Kuzey bey" Ona bağlanmıssınız ve onsuz yapamıyorsunuz. Bence bir şeylerle uğraşmalısınız. Örneğin; çalışmalısınız. Çok fazla kafanıza takmamanız gerek . Yoksa psikolojik sorunlarada yol açabilir. Arkadaşımın bir restorantı var . Çok büyük deyil. Orda garsonluk yapabilirsin. Senin için konuşacağım. Bu adresi istediğin zaman gidebilirsin. Senin için konuşacağım. Bu önerimi yerine getirmelisin bir doktor olarak söylüyorum. Kafanı başka şeylere yormalısın yoksa anılarla savaşamazsın. Onlar hep kalır. Kafanı başka şeylere takmalısın. Dediğim gibi senin için en iyisi çalışmak." dedi ve adresi uzattı. Yavaşça elimi uzattım ve teşekkür ederim" dedim.
*******************************************************************************************
Şuan koltukta oturmuş ve elimdeki adresle bakışıyorum. Karşı koltukta telefonuyla uğraşan Alya' ya döndüm " sence gitmelimiyim?" dedim. Kafasını altında olan yastığı bana fırlattı ve " O bir psikolog. Senden iyi biliyor. Önermiş işte. Git çalış. Adam okumuşta öneriyor sana. Hem bence sanada iyi gelecek. Bu evde onunla fazla anıların var. Ve biraz daha yalnız kalırsan , bir şeylerle ilgilenmezsen kafayı yiyeceksin. Bunu anlayabiliyorum. Elmas bu şansı değerlendir. Yalnız kalarak bir yere varamazsın. O öldü. Furkan öldü. Hayatına devam etmelisin." dedi. Sinirle ona dönüp " Onu ne kadar çok sevdiğimi biliyorsun. Nasıl hemen unutmamı bekliyorsun. Ve içimden onun ölmediğini söylüyor. Yanıma geldi. Bana sarılıp." O öldü. bak günleri bile saydın. 287 gün önce öldü. Eğer ölmeseydi. Gelirdi yanına bırakamazki seni." dedi ve başımı öptü. Yatağıma gidip yattım. Gözlerimi kapatmadan önce fısıldadım uyuyan ruhuna " Je ne vous oublierai pas dans une vertebre ( SENİ ÖMÜR BOYU UNUTMAYACAĞIM) "
Adamin omzu kadinin limaniydi. Kadin her huzur istediginde adama siginirdi.
Adam gitti, kadin bitti, liman yandi.