@prenseskurbaga
Lorde-Team
Artık bölümlere isim koymaya karar verdim.
İyi okumalar..Baş ucumda çalan saati gözlerim kapalı olduğu halde hemen kapatmıştım. Zaferin verdiği mutlulukla yatağımda daha da yayılarak ve yüzümü yastığa gömdüm.
Şu an beni gelip "Kalk hadi okula geç kalacaksın" diye kaldıracak birisi yoktu. Ne bir yardımcı,ne bir Jane, ne de bir anne... Yalnızlığın verdiği huzursuzluk az önce ki zaferimi iki parmağı arasında ezerek beni yataktan kaldırmıştı.
Kendime tost falan yapamamıștım çünkü tuvalete gidip bir ișeyecek kadar bile vaktim yoktu. Dişlerimi fırçalarken bir elimlede pantolonumu giyme çabalarındaydım.
En sonunda ikisinide tamamlayıp evden koşarcasına çıkmıştım. Arabam ve taksiye verecek param yoktu. Evet. Parasızdım. Lüks bir evde yaşadığım halde cebimde beş lira bile yoktu. Bende birilerinin yardımıyla akbile sahip olmuştum. Okula gidiş geliş zor olsa da iş görüyordu." Ödevinizin konusu " kadın yerinde hareketlenip eline aldığı tebeşir ile tahtaya kocaman harflerle" ÜNLÜ YAZARLAR" yazmıștı. Aklımda bir kaç isim oluştururken kadın araya girdi. "Bu. Ünlü yazarlardan kastım öyle Kahraman Tazeoğlu, Sarah Jio ya da Stephen King değil." sıralar arasında geçerken benim sıranın önünde durdu. Bütün okul biliyordu benim şahane geçmişimi. O yüzden genelde iğrenç davranışlara maruz kalıyordum.
"Mesela biriniz bize bir kaç örnek versin " sınıfa döndükten sonra bana baktı ve sahte olduğunu oturmuşumun verdiği imkanla tam 67 derecelik açıdan bile farkettiğim bir şekilde sırıtmıștı.
" Aksu. Bize bir kaç örnek verebileceğini umut ediyorum. " elindeki tebeşiri ritmik hareketlerle sıramın köşesine vuruyordu.
" Elbette. Mesela Tolstoy. Ya da Don Kișot. Orhan Pamuk. Sabahattin Ali.. "
Elini kaldırarak beni durdurdu.
" Yeter. Tamam bu nefesle daha fazla açma o ağzını. "Dişimi fırçalamıștım. En azından vücudumda bakım yaptığım bir yer vardı. İkimizde biliyorduk ki bunu sırf beni küçük düşürmek için yapıyordu.
Açıklama gereği yapmadan defterimi ve kalemimi alarak sınıftan çıktım. Kadın şok olmuştu haliyle, bu zamana kadar ilk defa sınıfı terkediyordum. Sınıf ise.. Arada gülen bir kaç kişi dışında sessizdi.
Kalemimi telli defterimin teline soktuktan sonra çıkışa ilerledim. Öğleden sonra dersim yoktu ve bende her zaman ki gibi aynanın karşısına geçip vücudumu incelerken sövebilirdim.
Bahçede ilerlerken arabalara gözüm takılmıștı. Benim arabam yoktu ama diğer öğrencilerin vardı. Bazen anlamadığım şey ;lisede ki öğrencilerin arabalarının olmasıydı. Bir kere ehliyet alamazlardı. Hadi okula geç yazıldı, ya da sınıfta kaldı desem.. Bütün okul sınıfta kalacak değil ya.
Otobüsü kaçırma eşiğine geldiğimde hızlandım. Daha doğrusu koştum. Ama kaçırmıştım. Otobüsün içinden bir çocuk benim halime gülüyordu. Lanetler okuyarak durağa yöneldim. Durak iki dakika önce boş olmasına rağmen şimdi tıka basa dolmuştu. Çünkü o iki dakikalık sürede yağmur gelip bizi yıkamıştı. Hala da devam ediyordu. Durağı bir kedi bile sığmayacak kadar doldurmușlardı. Tekrar ve tekrar lanet okuyarak defterimi kafama siper ettim ve koşmaya başladım. En azından bir market falan bulmalıydım.
"Bir şey almayacak olanlar çıkabilir mi? Market çamur oluyor!"
Kasiyerin bağırmasıyla bir kaç kişi çıkmıştı. Ben birşey almayacaktım ama alıyormuş gibi yapabilirdim. Markette ilerleyerek yağmurdan kaçanların olmadığı yere geçtim ve elime bir sepet aldım. Süt Ürünleri reyonunun önünde iken aklıma geldn şeyle boş sepeti yere bırakarak arka cebimdem cüzdanımı çıkardım. Mert'in yaklaşık bir ay önce verdiği kredi kartını evirip çevirerek artık onu kullanmam gerektiğine kanaat getirdim. Telefonumun mesajlar kısmına girerek bana attığı kartın şifresini kontrol ettim. Altına da limitsiz notunu düșmüștü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uçurum
Teen FictionKoyu mor botumla suları ezerek ilerliyordum. Dönemece geldiğimde ilerlerken bir anda kolumdan çekilip sırtım duvara yaslanmıștı. "Yine mi amına koyım ya. Yetmedi mi lan? Bir dahakine haber verde ben kendi kolumdan çeker sırtımı duvara yaslarım. "