Siz: Yanılıyorsun.Siz: Değildi.
Siz: Ben sola baksam,o hep sağa kaçtı. Sağa baksam,sola kaçtı.
Bill: Belki karşına çıkmaktan korktu.
Siz: Onu şu kamaralarınla tanıyamazsın,dahi adam.
Bill: Bunu zaten biliyorum. Benim tüm hayatım kameralardan ibaret değil.
Siz: Nedense bana öyle geldi.
Siz: Burnunu saçma sapan,sokmaman gereken işlere sokuyorsun.
Bill: Sonradan pişman olacağın şeyler söyleme.
Siz: Ama öyle. Tüm bu lanet olası baskının amacı ne?
Bill: Ne dersem diyeyim karşı çıkacaksın,Watson. Bir konuda haklısın ama,insanları kameralarla tanıyamam. Seni de yanlış tanımışım.
Siz: Bana vicdan azabı çektirme,Bilinmeyen.
Siz: Yapmak istemediğim bir şeye zorlanan benim burada.
Bill: Yalan söyleyemiyorsun. Yeterince zekisin,Watson. Eğer gerçekten isteseydin beni en başta reddedebilirdin. Ama yapmadın.
Siz: Beni tehdit ettin,göz ardı mı etmeliydim?
Bill: Hayır. Ama henüz hapse girmek için çok gencim. Asla bir ünlüyü gerçek anlamda tehdit etme.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pressure//feltson texting
Fanfiction· Sadece daha fazla kitleye ulaşmak için uydurulan beyaz bir yalan neden gerçeğe dönüşsün ki? · //Feltson Texting\\