2.4

1.1K 84 35
                                    

Aldığı rahatlatıcı duştan sonra odasına gitti, ardından dolabını açıp kot pantolon ve eline geçen ilk tişörtü üzerine geçirdi. Spider-Man baskılı bu tişörtüne tam anlamıyla bayılıyordu,Marvel'ın tüm filmlerini izlemiş olmasına rağmen çizgi romanlara pek vakit ayıramıyordu gerçi.

Tam kızlarla buluşmak için hazırlanana dek internetten çizgi roman okumaya hazırlanıyordu ki, telefonu adeta "hazır ol Emma yine rahatını bozuyorum şimdi" dercesine çalmaya başladı.

Saçma düşüncesine karşın gözlerini devirdi ve başını telefona eğerek kimin aradığına baktı.

Bonnie

Daha fazla bekletmemek adına telefonu açtı ve karşı taraftan ses gelmesini bekledi.

"Emma!Ya hani biz bu akşam alışveriş falan yapacaktık ya,onu yarına ertelesek olur mu? Lütfennn!"

"Tahmin edeyim,randevun mu var?"dedi alaycı bir ses tonuyla. Bonnie yeni bir erkek arkadaş edinmişti ve bu aralar fazlasıyla yakındılar. Çocuk, yaklaşık haftada 4 kez Bonnie'yi bir yere götürüyor,eğlenmesi için elinden geleni yapıyordu. Bu yüzden şimdiye dek 1 kızlar gecesi iptal olmuş,1'i ise bu akşama ertelenmişti. Yine de Emma onları anlıyordu ve karşı çıkacak falan değildi.

"Evet. Lütfen,Em. Benim için çok önemli."dedi yalvaran sesiyle Bonnie.

"Pekâlâ. Ama yarın da beni ve Evanna'yı ekecek olursan bozuşuruz,kızıl."

"Yarın benimsiniz,çok teşekkür ederim! Ben şimdi Eva'ya haber veririm. Bay bay!"

Telefon görüşmesinin sona ermesinin ardından Emma çizgi roman işinden vazgeçti ve mutfağa gidip bardağına su doldurdu. Bardağı salona bırakıp kendi odasına çıktı ve şu an okuduğu kitabı da alıp tekrar salona indi. 'Yeşil Deniz Kabuğu'adında bir kitaptı ve istemeden de olsa kitap hakkındaki yorumları okurken spoiler yemişti,sonunun fazla iç açıcı olduğu pek söylenemezdi.

Birkaç saatin ardından kitabı yarılamıştı ki,aklına birden Tom geldi. "Lanet olsun,"diye mırıldandı ve telefonunu çıkarıp direkt Tom'u aradı. Tanrı aşkına,yarın akşam ona sözü vardı,nasıl unutabilmişti?

Kendi kendine konuşup,şikayet etmeye ve nasıl bu kadar sorumsuz olduğuna dair söylenmeye devam ederken,telefon ikinci çalışta açıldı.

"Oo,Watson. Sen beni arar mıydın ki?"

"Tom,üzgünüm,bir anda aklımdan çıkmış."

"Ne aklından çıkmış,Watson?"

"Yarın akşam gelemem ben,az önce seninle çıkacağımızı unutup Bonnie'ye söz verdim. Uzun zamandır erteliyoruz zaten bunu,yine olmaz artık."

"Yakıştı mı bu sana?Bana sözün vardı."

"Tom-"

"Bahane kabul etmiyorum,o yemeğe gelinecek."

"Ama Tom-"

"Bu akşam saat altıda alırım seni."

"Ne?"dedi ve telefonundan saate baktı,"İyi de sadece 2 saat var."

"O halde hazırlanmaya başlasan çok iyi edersin."

"Ne kadar sabırsız bir insansın,nefret ediyorum senden!"dedi ve hışımla telefonu Tom'un suratına kapadı.

İki saat içerisinde rahatlıkla hazırlanabilirdi aslında,ancak söz konusu Tom olunca bu bir tarafına batıyordu işte.

Telefonunun titremesiyle ekrana baktı,Tom'dan mesaj gelmişti.

Ben de seni seviyorum. Ayrıca kararımı değiştirdim,bir saat içerisinde orada olurum. Çabuk ol,Watson.

"Hah,"dedi ve sinirle güldü. Mesajı birkaç dakika boyunca,siniri geçinceye kadar defalarca kez okudu. Ardından hazırlanmak için odasına çıktı.

Pressure//feltson textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin