Milliyetçilik nedir?
Siyasi bir görüştür. Bu görüşe göre, bir millet kendisine has gelenek ve kültüre bağlı kalmak ve kendi varlığını her şeyin üstünde tutmak şartıyla yaşayabilir ve geliişebilir.
Eski çağlarda milliyetçilik fikri yoktu. İnsanlar toplumlar halinde düzenlenip, dil, din ve ülkübirliğine kavuşunca, milliyetçilik doğdu. Fransa'da 1789 İhtilali'yle doğan milliyetçilik fikri, Fransa'dan başka milletlere de yayıldı. Bizde ise milliyetçilik fikri daha eskidir. Ancak bir fikir akımı olarak 19. yüzyılın ikinci yarısında başlamıştır. Ahmet Vefik Paşa ve başka yazarlar, bu fikri benimsediler.
Ziya Gökalp ve arkadaşları da bu fikrin gelişmesini sağladı. Bireylerin devletin büyüklüğünü sağlayacak ve koruyacak şekilde, devletin ihtiyaçlarına uygun olarak davranmaları gerektiğini, davranışlarını bu amaca göre ayarlaması gerektiğini öne sürenakım olarak milliyetçilik, ulus olgusunu, o ulusu meydana getiren bireylere, hukuki bir yapı olan devlete dönüştürme imkanı sağlamıştır. Milliyetçilik (Nasyonalizm) bir millete ve onun menfaatlerine bağlılıktan esinlenen ve milleti siyasal organizasyonun temel birimi kabul eden yaklaşım. Bu yaklaşımın bir ideoloji teşkil edip etmediği tartışmalıdır.
İdeolojimsi olduğunu söylemek en doğru yol gibi görünmektedir. Milliyetçilik insanlığın birbirinden farklı milletlere bölündüğüne ve yegane uygun ve meşru politik birimin millet olduğuna inanır. Çeşitli alt kategorilere ayrılır: Siyasal milliyetçilik millet fikrini politik amaçlara ulaşmak için kullanma teşebbüslerini kapsar. Kültürel milliyetçilik milletin farklı bir medeniyetin sahibi olarak yeniden canlandırılmasını hedefler ve bu yüzden siyasal amaçlardan ziyade dil, din, hayat tarzı gibi öğelerin savunulmasına ve güçlendirilmesine yönelir.
Etnik milliyetçilik kültürel milliyetçilikle önemli ölçüde çakışmakla beraber, ayrı olmaya ve başkalarından ayrılmaya daha fazla vurguyapar. Abartılması durumunda etnik milliyetçilik kültürel milliyetçiliğin unsurlarını yansıtmak bakımından zayıflar ve ırkçılığa doğru gider. Nitekim, yayılmacı milliyetçilik saldırgan ve militarist bir milliyetçilik türüdür ve genellikle şövenist inanç ve doktrinlere dayanır. Milliyetçilik kendi başına bir ideoloji olma durumunda olmadığı için genellikle gelişkin ideolojilere eklenerek yaşar.
Mesela, bir milliyetçi hukuk, milliyetçi özgürlük ve adalet anlayışı/teorisi olmadığı için cevapları ideolojilerde aranan bu gibi temel soru ve sorunlarda liberalizm, sosyalizm veya muhafazakarlığa yakın durur. Milliyetçilik dil, tarih ve kültür birliğine dayalı ulusun ve devletin mutlak ve temel bir değer olduğunu kabul eden anlayış. Bireylerin devletin büyüklüğünü sağlayacak ve koruyacak şekilde, devletin ihtiyaçlarına uygun olarak davranmaları gerektiğini, davranışlarını bu amaca göre ayarlaması gerektiğini öne süren akım olarak milliyetçilik, ulus olgusunu, o ulusu meydana getiren bireylere, hukuki bir yapı olan devlete dönüştürme imkanı sağlamıştır.
Bir ülkedeki insanlar arasında milliyet esasına dayanan birlik ve dayanışma şuuru. Milliyetçilik, bir milletin sosyal, ekonomik, kültürel ve siyasi bağımsızlığına sahip olması ideali, milletini bir bütün halinde mutlu kılmak arzusudur. Bunun için de milli kültür unsurlarının milletin bütün fertlerine yayılmış olması lazımdır. Milliyet realitesi çok eski zamanlardan beri kabul edilip, ehemmiyet verilmekle beraber siyasi platformda milliyetçilik şuuru, 18. yüzyıldan itibaren önemli rol oynamaya başladı. Batı Avrupa ve Kuzey Amerika’da doğan milliyetçilik şuuru, zamanla bütün dünyada tesirini gösterdi.
Amerikan İstiklal Mücadelesi ve 1789 Fransız İhtilalinin temelinde bu duygu yatmaktaydı. Milliyetçilik cereyanları ile beraber milletlerarası hukuk alanında, her milletin kendi devletine ve kendisini idare etmek hakkında (Self determination) sahip olma meselesi ortaya çıktı. Yirminci yüzyıl başlarında Avrupa’nın diğer bölgelerinde, Asya ülkelerinde, Birinci Dünya Savaşından sonra ise Afrika’da kuvvetlenen milliyetçilik hareketleri, bu yüzyılın milliyetçilik yüzyılı olarak vasıflandırılmasına yol açtı. Önceleri dilde ve edebiyatta başlayan bu akım, zamanla ilim ve siyaset sahasında tesirini gösterdi.