Uyan..

70 5 2
                                    


Bu sabah uyandığımda sanki başka bir güne uyanmıştım aslında her gün aynıydı hiç bir farkı yoktu tahta kokulu havasız bir odada uyanmıştım duvarlar da topladığım eski resimlere bakıyordum yine, her uyandığımda keşke şuan ki dünyada değilde o zamanki dünyada olsam diyordum ancak yapacak bir şey yoktu. kendimi fırlatarak yataktan kalktım masanın üzerinde duran camı kırık olan kol saatimden saate baktım 8 olmuştu ama güneş yüzünü bulutların arkasından gösteriyordu her zaman ki gibi camdan kafamı uzattım ve etrafa baktım yaprakları olmayan ağaçları izledim uzun kup kuru topraklara baktım ve içimden derin bir nefes alarak odadan çıktım koridorda yürüyordum karnım çok açtı ve bir şeyler yemek için ortak toplanma alanına doğru yöneldim kalabalıktı herkes yorgun ve açtı aslında yorgun olmasını gerektirecek hiç bir şey yoktu ama havanın pis olması sanırım herkesi aynı duruma düşürüyordu. Geçen gün topluluğa yeni katılan Hasan'ın arkasına geçtim selam verdi bana ben onu selamladım nasılsın Güney dedi bana, bilmiyorum Hasan iyiyim desem yalan olur farklı hissediyorum kendimi bugün vede açım dedim ona anladım diyerek önüne döndü samimiyetsiz bir cevap verdiğimin farkındaydım ancak konuşmak istemiyordum kimseyle.

Tabağımı aldım ve bir masaya oturdum, tabak dediğim sadece patates haşlaması bir parça ekmek den ibaretti haşlanmış patatesi soğuması için beklerken bina yöneticilerden 2 tane iri yarı adam salona geldi ve sert bir şekilde bütün erkekler diyerek cümleye başladı ;

saat 10 da herkes bahçede olsun eli silah tutan herkes belli bir test den geçerek eğitime alınacaktır eğitime gelmeyen olursa en sert şekilde cezalandırılacaktır 16 yaşının üstündeki herkes katılacaktır!!!!!

Patates soğumuştu aslında ben biranda buz gibi kesilmiştim adamlar çıktıktan sonra salonda yaklaşık 100 kişi vardı ve çoğunluğu erkekti herkes kendi arasında konuşmaya başlamıştı aslında toplulukta yeni sayılırdım bende ilk defa böyle bir şeye şahit olmuştum geldiğimden beri kimse bu şekilde çağrılmamıştı, yanımda oturan kumral bir çocuk tedirgin olma diyerek beni uyardı , ben de kafamı çevirip ona baktım aslında masaya oturduğumdan beri yanımdaydı ancak dikkat etmemiştim kendisine renkli gözlü kumral iri yarı bir çocuktu elini uzattı ben kerim dedi bende Güney diyerek kendimi tanıttım. geçen gece keşif için çıkan 20 kadar silahlı adam geri gelmemiş bu yüzden yeni adamlara ihtiyaç olduğunu duydum dedi. Bütün dikkatimle onu dinliyordum. Bir anda sırtımı dikleştirdim sert bir şekilde ona bakarak.

Tabi ki o eğitime gideceğim o dışarı da ne olduğu belirsiz yaratıklar benim ailemi benden kopardı hepsini öldüreceğim dedim.

Kerim ise bu tepkime şaşırarak gülümsedi umarım herkes senin kadar cesurdur dedi ve patatesini yemeğe devam etti.

Öfkemi onları öldürmek için saklıyordum ailemi benden alalı 3 ay olmuştu neredeyse

Sığınak..

Babamın evin altına yaptığı sığınakta erzaklarımız ile birlikte güzel bir akşam yemeği yiyerek sohbet ediyorduk, sığınağı babam virüs salgını başladıktan sonra yapmış ve iyi kide yapmış diyorum güvende olmaması sağlıyor burası her şeyi düşünmüş burada.

Her gece olduğu gibi o gecede telsizden yardım çağrılarını dinliyor yakınımızda insanlar var ise telsizden cevap veriyorduk yemeğimi yemiş telsizin başında her akşam olduğu gibi pür dikkat dinliyordum babam ise silahlarını temizliyordu eski bir asker olduğu için bol bol silah ve mermimiz vardı ve evin altında gerçekten güvendeydik geceleri sabah olmak bitmiyordu adete telsizden o gece hiç bir ses gelmemişti bende başında uyuya kalmıştım güneş aydınlanmasına yakın bir zaman kala bir sesle uyandım annem yemek yediğimiz ateşi söndürmeyi unutmuş ve yanındaki bez parçası alev almıştı sığınak da 2 oda vardı salon alev alev yanmaya başlamıştı biranda babam sürekli bize sessiz olun duyacaklar diyordu ancak annem panik yapmıştı onu odaya götürdü benden kova ile su istedi suyu kovaya doldurdum ve babamın yanına giderken bir patlama sesi oldu kendimi biranda yerde buldum ne olduğunu anlamamıştım bile üstüme devrilen erzak dolabından olup bitene bakmaya çalışırken o iğrenç yaratıkları gördüm aman tanrım diyordum kendi kendime ama korkudan ve acıdan ses çıkaramıyordum kocaman bir vücudu ve üzerinde bütün kıyafetleri kaslardan yırtılmış yaratıklar vardı etrafta ilk kez bu kadar net görüyordum onları ağızları kan içindeydi aman tanrım babamı boynundan yakalamış ve duvara fırlatmıştı sanırım ölüyordu yere düştü son bir kez beni görerek gözlerime baktı sakın korkma diyordu konuşamıyordu fakat onu anlıyordum korkma her zaman cesur ol derdi her zaman bana bunu dediğine adım gibi emindim gözyaşlarıma hakim olamıyordum onları öldürmek istiyordum ancak ölüm korkusu bana hiç bir şey yaptıramama izin vermiyordu moloz parçalardan gözümü silip tekrar baktığımda annem de yakalanmıştı allahım lütfen yeter artık diyordum ağzı kan dolu bu pislikler ilk önce kolunu ısırdı sonra onunda boynunu ısırdıktan sonra yemeye başladır kusmamak için kendimi zor tutuyordum ancak elimden hiç bir şey gelmiyordu evdeki 4 canavarda güneş doğduğunu anladıkları için kaçmaya başladılar beni fark edemediler bile.

SEÇİM : ÖL YADA YAŞAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin