KİMSENİN DEĞİLİM

9.2K 192 29
                                    

RESİM(BARIŞ)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

RESİM(BARIŞ)

Söyledikleri hala aklımdaydı bunları söyledikten sonra çıkıp gitmişti.Artık ağlamaktan yorulmuştum dışarıda yağmur şiddetli bir şekilde yağarken ben yatağıma kıvrılmış gözlerimi kapatmış odamda olduğumu hayal ediyordum güçlü olduğumu oldum olası düşünmedim ama bu kadar güçsüz de olamazdım değil mi kapı iki kere tıklatıldı sonra yavaşça açıldı '' güzel kızım bunları Baran bey yolladı '' gelen Hafize teyzeydi ama ses çıkarmadım yatağımın ucuna bir ağırlık koyulduğunu hissettim ve kapı kapatıldı kalkmak istemiyordum ama merakta ediyordum hafifçe kalkıp kutuyu aldım içini açtığımda şok olmuştum bakım eşyaları vardı jiletler diş fırçaları kutuyu yere fırlattım ve ayağa kalktım istediği neyse ona bunu verecektim yerde dağılmış kutuya baktım makyaj malzemeleri gözüme çarptı kafamı tekrar dışarıya çevirdim ve göz yaşlarım cama vuran yağmur taneleri gibi yavaşça akmasına izin verdim

Sabah gözlerimi açtığımda yağmur hala yağmaya devam ediyordu işin garibi beni kimse uyandırmamıştı hafifçe kalktım ve yerde hala aynı şekilde dağılmış olan kutuya baktım içinden ihtiyacım olan şeyleri aldım ve banyoya girdim suyu doldurup içine duş jellerini sıktım evimde hissetmeye ihtiyacım vardı gözlerimi kapatıp güzel şeyler hayal etmeye çalıştım ama aklıma sürekli o sadist adam takılıyordu Baran bey dedikleri psikopat başımı suyun içine daldırdım düşünmemeye çalışarak.

havlu mu vücuduma sarıp yatağıma oturdum karnımın guruldaması ile ne kadar acıktığımı fark ettim günlerdir bir şey yemiyordum kafamı yastığıma koydum aşağıdan müzik sesleri geliyordu Baran ın evde olduğunu düşündüm bir an kulağımı kapıya yasladığımda piyano sesleri olduğunu anladım piyano çok severdim elim kapıyı açmaya gittiğinde kilitli olduğunu hatırladım müzik sesleri kesildiğinde ayak sesleri duydum ve kapıdan ayrıldım buraya mı geliyordu ki '' Barış için hazırlıklar bitti mi?'' bu onun sesiydi sesini duyunca biraz garip olmuştum '' evet efendim bitti '' '' güzel ben duşa giriyorum odama kimse girmesin '' bunu dediğinde gözlerimi devirdim herkes sana meraklıydı kapı kapanma sesi çok yakından gelmişti ne yani odası bu kattamıydı neyse ne banane ben istediği şeyi yapıp hazırlanmaya başladım

hazırlanmam bittiğinde kendime bakmıştım aynada eski ben olmuştum işte kapı tıklandığında Hafize teyze geldiğini anlamıştım '' kızım neredesin '' '' geldim '' deyip banyo dan çıktım Hafize teyze beni süzüp '' peri gibi peri '' deyip gülmüştü bu hafifçe sırıtmamı sağlamıştı '' Baran beyler sizi bekliyor '' kafamı sallayıp odadan çıktım hayret korumalar falan yoktu merdivenlerden inerken yere bakıyordum onu görmek istemiyordum istediğini yapıyordum işte son basamağı da indiğimde kafamı kaldırdım ve o mavi gözlerle göz göze geldim hiç bir duyguyu barındırmayan gözlerinden kafamı ilk çeviren ben oldum ve yanında oturan kişiyi fark ettim ayağa kalkıp bana '' merhaba ben Barış '' deyip elimi öptü gülümsemek ile yetindim kendimi falan tanıtmayacaktım

Baran a asla bakmıyordum ama gözlerini üstümde hissedebiliyordum gerçekten yemekler çok güzel gözüküyordu yemeğime başladığımda çok acıktığımı fark ettim '' nasılsın mira ? '' Barışın sorusuna tam cevap verecekken Baran atladı '' iyi '' '' normalde istanbul'da mı yaşıyordun ? '' bu nasıl bir soruydu tam yine ağzımı açacakken Baran '' evet '' cevabını verdi ona ne yapıyorsun bakışı attığımda oda gözlerime öldürücü bakışlar atmıştı Barış ta durumu anlamış olacak ki '' Baran biz artık kalkalım'' demişti '' biz derken '' baran a dönüp sormuştum '' sen mira senden bahsediyor '' başımdan aşağıya kaynar sular dökülmüş gibi olmuştum '' ne demek istiyorsun ? '' bunu sinirle söylemiştim '' kızın haberi yok mu '' Baran bana dönüp '' seni satın aldı bende verdim '' deyip gülmüştü ayağa hızlıca kalkıp '' sen beni sattın mı! '' diye bağırmıştım oda ayağa kalkıp '' sesini kes ! '' diye bağırmıştı o kadar yüksek sesle bağırmıştı ki ağzımı açacakken susup kaldım ve ağlamama engel olamadım '' kalk gidiyorsun deyip beni kolumdan tutup çekiştirdi '' bırak kolumu '' kapıya geldiğimizde beni iter gibi bıraktı '' para işini sonra hesaplaşırız '' barış bunu deyince baran a döndüm para ile mi atmıştı beni '' senindir artık'' deyip kapıyı sertçe kapattı orada öylece kalmıştım

yolda Barış ile tek bir kelime daha etmemiştim ağlamaktan başka sessizliği bozan o olmuştu '' ağlama sana bir şey yapmayacağım '' bunu deyince ağlamam şiddetlendi '' beni aileme götür sana yalvarırım '' deyip ona döndüm '' üzgünüm güzelim sana çok para verdim '' '' sana on katını veririm lütfen bırak '' bana bakıp inanmayarak sırıttı '' eminim verirsin '' birde inanmıyordu arabayı durduğunda kapımı birileri açtı bende yavaşça indim barış ellerine belime koyup içeriye doğru yürümeye zorladı kapıdan içeri girince evin baran ın evinden küçük olduğunu gördüm ama daha açık tonlardaydı '' sana odanı gösterelim


aradan bir hafta geçmişti ve ben o süre zarfında Barışla yakın arkadaş gibi olmuştuk ne Baran dan bir haber vardı ne de bir şey Barış her ne kadar arkadaş gibi yaklaşsa da o da bir erkek ti ve arada sapıttığı oluyordu hemen kendini topluyordu kahvaltıya indiğimde o çoktan inmişti '' günaydın '' gülümseyerek cevaplamıştı '' günaydın '' yanına oturduğumda çok sevdiğim şeyin patates kızartmasını masa da gördüm '' gözlerin parladı '' kıkırdamıştım '' bugün önemli bir davet var benimle gelir misin ?'' şaşırmıştım uzun zaman sonra dışarı çıkmak garip gelebilirdi sessiz kalmıştım '' anladım geliyorsun ''

dar kırmızı yere kadar uzanan sırt dekoltesi elbisemi giyip saçlarımı at kuyruğu yaptım son kez baktığımda aynaya kendime aşık olabilirdim abartmamak gerek ama olsun güzeldim aşağıya indiğimde Barışın takım elbisesi ile oturmuş beni beklediğini gördüm '' ben geldim '' yanıma yavaşça geldi aramızdaki mesafeyi gittikçe azaltıyordu parmakları ile çene mi tutup kaldırdı '' çok güzel olmuşsun '' gözlerimi üzerinden çektim rahatsız olduğumu anladı sanırım '' hadi gidelim '' bu sözüne kafamı sallamak ile yetindim

arabada hiç konuşmamış sadece yolu izlemiştim dışarıya çıkmayı özlemiştim eski ışıklandırılmış bir yerin önünde durunca geldiğimizi fark ettim arabayı çalışanlar diye düşündüğüm adamlar açmıştı Barış vale ye anahtarı verince koluna girdim kapıdan içeri girince birden gözler bize döndü Barış a eğilip '' sanırım geç kalmışız '' dedim sessizliği bozan kürsüde konuşan adam bozdu yerimize oturduğumuzda Barış '' davetiye yi okumam gerekti '' deyince gülmüş gülüşümü yarıda kesen şey karşı masada oturan Baran ve bakışları oldu ..

MASUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin