KÜÇÜK GEMİM

244 33 9
                                    


BÖLÜM 1
*Hera Çakır*
Yine karabulutların üzerime tünediğin bir güne açtım gözlerimi. Kalbimdeki kırık kelebek hala umutlarına tutunmuş çırpınıyordu. Siyah dumanlar kelebeğin her çırpınışında bedenimi ufak bir keşfe çıkarıyor ve bana o tanıdık hissi bırakıyordu.

Aylardır kalbimde taşıdığım bu kırık kelebeği bir türlü içimden atamıyordum. Kelebeğin kara dumanları bedenimi sardıkça ne ben mutlu olabiliyordum ne de o dumanlar beni rahat bırakıyordu. Artık kabullenmiştim. Kelebek kalbime dumanlarıyla yama yapmıştı ve benim sevdam imkansızlık üzerine kuruluydu.
Içimdeki mutluluk hissini tam tamına hissetmeyeli 3 ay olmuştu. Fakat ben kara kelebeğime alışmıştım artık. İnsan imkansız aşkına nasıl alışabilirdi ki? Ben alışmıştım. Onun sevdasının bana ait olduğunu hissetmek bile güzeldi. O beni sevmese de onu sevmek güzeldi.
Karanlığında sönen mum ışığı gibiydim. Zayıf ışığım umutlarım gibi günden güne sönüyor, hayata veda ediyordu. Tıpkı günden güne ölen bir hasta gibiydim.

Hayattan silikleşip kelebeğimin karanlığına gömülüyordum. O gün benim kelebeğimin belki de en güzel günüydü kanatlarını bu kadar hızlı çırptığı görülmemişti. İlaç bilmiştim onu kendime. Ancak nereden bilebilirdim ki o ilacın bana yasak olduğunu.

İçersem zehirleneceğimi, onun benim ölümüm olacağını. Bilemezdim. Hissiz hisslerimin ölümüm olacağını bilemezdim.

Düşüncelerimi kelebeğin kara dumanına bırakıp ayağıma ayakkabılarımı geçirdim. Kızları bekletmek istediğim en son şeydi. Hızlı adımlarla merdivenleri inerken yüzüme sahte gülümsememi yerleştirdim. Elimden başka ne gelirdi ki. Hızlı adımlarla caddeye ilerledim. Dolmuş durağının önünde yeni bir düşünce çıkmazına yakalanmamak için uğraşırken bir kaç metre ötemde aceleyle yürüyen kıza ilişti gözlerim. Acelesi var gibi görünüyordu. Gözlerimi kısmış tüm dikkatimi kıza vermiştim.Kız hızlı hızlı ilerlerken çantasından birşeyler arıyor gibi görünüyordü. Ve karşısındaki çocuğu da farkettiğini sanmıyordum. Onlar çarpışırken kızın omzundaki tatlı acıyı kendi omzumda hissettim. Elim omzuma giderken gözlerimin dolmasına engel olamadım. Anılar cehennemine istemsizce dalmıştım yine. Gözlerimin önüne bir perde inerken o ânı tekrar yaşıyordum. İçimde ki fırtına bulutları beni boğarcasına çullandı üstüme. Ve ben anılarıma daldım.Hızlı adımlarla ilerliyordum. Kafamda dolanan tek şey Gece'ye ne hesap vereceğimdi.
******
Omzumda tatlı bir acı hissederken bakışlarımı çantamdan aldım. Gözlerim onun gözleriyle buluşurken kelebeğim kanatlarını o kadar hızlı çırpıyordu ki bende havalanmıştım onunla. Kalbim göğüs kafesimi delercesine yumrukluyor, kelebeğimim kanatları iyileşiyordu. Beynim yerli yerine tekrar gelirken güçlükle "çok çok pardon" diyebildim. Dudaklarımdan dökülen kelimelerin farkında değildim o an. Düzgün konuşabildiğime şükrediyordum. Çarpık bir gülümseme yolladı bana. İçimdeki bulutların arasına gün doğarken " ben malım dimi" dedim. Ayy ne demiştim ben öyle. Kelebeğim tescilli malsın hemde derken ben çocuğa odaklanmıştım. Çocuk kahkaha atıp göz kırptı. Kahkahanın tonunda buldum tüm şarkıları, gözlerinde buldum tüm kelimelerimi...
******
Kulağıma dolan telefon melodimle kafamı hızla iki yana salladım. Lanet olsun Derin arıyordu. Sesimin tonundan bile anlardı ağladığımı hızla elimle gözlerimde ki yaşları sildim. Çantamda bulduğum suyu kafama dikerken içimin biraz olsun sakinleşmesini ümit ediyordum.

Beynimdeki düşünceler yavaş yavaş çekilirken, bedenimin rahatladığını hissettim. Ciğerlerime derin bir nefes doldurup kara dumanımın geriye çekilmesini sağladım. Alt dudağımı dişerimin arasinda eziyordum.Tekrar derin bi nefes alıp telefonumum cevapsız aralamalarından derini aradım. Alt dudağım hâla dişlerimin arasındayken telefon ilk çalışta açtım. Derin'in konuşmasına izin vermeden tatlı çıkarmaya çalıştığım sesimle ben konuştum.

AŞK BİR KAHKAHAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin