Gökhan Kırdar - Üstüme Basıp Geçme Yar
Pembe bir düğün katalogu, çeşitli davetiye örnekleri, masanın üzerine saçılmış nikah şekerleri, eski düğün organizasyonlardan oluşmuş sunum dosyaları ve eşim. Eski eşim Kim Jongin. Bir zamanlar benimle birlikte oturup neşeli bir şekilde düğün kataloglarını karıştırıyor, yeni bir katalog çıkartıp koyuyorum önüne. Sehun, sancılı bakışlar atıyor yüzüme, içeride, yani, yirmi dört kaburga kemiğinin ortasında neler olup bittiğini görmeye çalışıyor. Yirmi dört kaburga kemiği, sağda ve solda on ikişer olmak üzere, başlıca iki görevi var. Ciğerleri ve kalbi korumak. Sportif tüplü dalış limiti otuz metre, en iyi serbest dalıcının ulaştığı derinlik ise seksen altı metre. Yirmi dört kaburga kemiği, sağda ve solda on ikişer olmak üzere, bir avuç kalbi ve ciğerleri korumak ana görevi, seksen altı metre derinliğin altında bile başarılı. Belki de işinin iyisi.
Jongin, dudaklarının oyalanmayı en sevdiği yeri bildiğim adam, siyahtan başka iç çamaşırı giymez. Çift ütü izini ve en çok da mavi yemek takımlarını sevmez. Çiçekli olanlardansa nefret ediyor. Bitki çayı kokusu onu kusturuyor, uyumadan önce sol gözüne tampon yapıyor, çoğu zamanda ben yapıyorum, kronik konjuktivit, çabuk iltihaplanıyor. İş hayatıyla ilgili konuşmaktan nefret eder, boğulur gibi olursa dizime yaslar başını, krem köşe koltuğunda uzanırken yapar bunu, bu koltuğu almak da onun fikri, ben süt beyazı olanı daha çok beğeniyorum ama yeterince rahat gözükmüyor, Jongin rahatça oynaşabileceği bir koltuk da istiyor aynı zamanda. Saçlarını okşamamı istiyor böyle zamanlarda, ellerim saçlarını geriye doğru tararken kolunu hemen yanımızda kalan sütlü kahverengi tüle doluyor, sözünün yarısında azarlıyorum genelde onu, hınzır bir bakış atıp gülerek kolunu çekiyor, bir süre sonra tekrar doluyor ama fark etmiyor. Tülü seçen benim, ona göre iç karartıcı bir renk ama ne istersem onu almama izin veriyor, romantiklik yaptığını sandığı ve klişelikten öteye gidemediği bir gece yarısı odaya doldurduğu mavi mumlardan birini üflemeyi unutuyor, halıda onun eseri büyük bir leke, perdede ise kocaman bir yanık izi var. Bile bile yaptığını bağrışıyorum ertesi sabah suratına, bu perdeyi hiç sevmedin, mutlu musun diyorum. Gevrek gevrek gülüyor ve hemen ardından beni öperek susturuyor. Yenisini alacağına söz veriyor ve sahiden almaya götürüyor beni, yolda vazgeçip aklını karıştırarak çiçekçiye sokuyorum onu. Perdeci tüllerin evin en çok koku tutan elemanları olduğunu, bu yüzden mutfakta tül değil store perde kullanmanın daha akıllıca olduğunu söylüyor bir keresinde. Bizim kokumuz da ona sinmiştir diye düşünüyorum, şimdi yenisini almak bütün anıları kaldırıp yakmak gibi geliyor bana, o evde olmadığı zaman perdenin ortasında açtığı yanık izini bile seviyorum. Dudağının üzerinde sadece derince güldüğü zaman belli olan dikiş izini sevdiğim gibi. Jongin, dudaklarının oyalanmayı en çok sevdiği yeri bildiğim adam, en çok boynuma gömülmeyi seviyor, kokum en yoğun orada oluyormuş, şah damarımın üzerine. Siyahtan başka iç çamaşırı giymez. Tam karşımda oturuyor, bir adamın eli ellerinde, gözlerini gözlerimden kaçırıyor. Jongin, dudaklarının oyalanmayı en çok sevdiği yeri bildiğim adam, siyahtan başka iç çamaşırı giymez, şimdi evleniyor.
Bu kez mavi ve çiçekli bir yemek takımı almadığından emin olacak. Bitki çayı kokusunun onu kusturduğunu çok önceden söyleyecek muhtemelen. Bir kez daha eve girdiği gibi kusmaya ve sonra gülerek bahsetse de mahvolmaya niyeti olduğunu hiç sanmıyorum. Sol gözü hala biraz küçük, akşam rutinini zamanla ona da öğretecek, bir süre sonra o devralacak bu işi, turuncu göz damlasını daima sağa sola damlatır çünkü, beyaz halıdan lekesi çok zor çıkıyor, muhtemelen beyaz bir halı almayacak bu sefer. Krem koltuğunda ısrarcı ama sütlü kahverengi tüller çoktan çöpteki yerini almıştır. İşleri daha da büyüyecek, yine konuşmaktan nefret edecek ama dizine yaslayacak başını, saçlarını okşamasını isteyecek, şımarıklık edecek. Romantiklik etmek isteyip klişelikten öteye gidemeyince, bu kez mumun renginin mavi olmadığından ve uyumadan önce hepsini üflediğinden emin olacak. Jongin, dudaklarının oyalanmayı en çok sevdiği yeri bildiğim adam, bir başkası dudağının üzerinde sadece derince güldüğü zaman belli olan dikiş izini sevecek. Jongin, tam karşımda oturuyor, bir adamın eli ellerinde, gözlerini gözlerimden kaçırıyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cheers darlin' // kaisoo
Fanficgitmek mi yitmektir kalmak mı artık bilmiyorum yerini yadırgayan eşyalar gibiydim ya ben hep ve inançlı, gitmenin bir şeyi değiştirdiğine. bilemem, belki bu yüzden ben sana yanlış bir yerden edilmiş bir büyük yemin gibiydim. beni hep aynı yerimden y...