Aşkın Nur Yengi - Geceler Düşman
Mevsim yaz. Bir cumartesi akşamı.
Büyük terastaki sandalyelerle bütünleşmiş bambu salıncakta oturuyoruz, kalçam beyaz minderin üzerinde, bacaklarım Jongin'in kucağında, başımı boynuna gömmüşüm, kollarını etrafımda sarmış. Ona doğru top gibi kıvrılmışım, usul usul sallıyor salıncağı, rüzgar saçlarımın aleyhine esiyor ama gözlerime girmiyor. Dudakları sürekli alnımın üzerinde, bazen belli belirsiz burnuma kadar iniyor, kıkırdayınca ben saçlarımı geri çekiyor, tarıyor parmaklarıyla. Zaman zaman koynunda sakin bir gevşeklikle duran elimi kaldırıyor ve dudaklarının üzerine bırakıyor, bazen uyurken de yapıyor bunu, tamamen bilinçsiz, bir taraftan bir şeylerden bahsetmeye devam ediyor. Ne olduğunu hatırlamıyorum şimdi, o gün şirkette olan basit birkaç olay, kapalı gözlerimle yarım bir uykunun içindeyim, ama yine de anlıyorum söylediklerini. Anlıyorum ve gülerken ona eşlik ediyorum, bir yerde durup ''Öyle bir şey yapsaydın öldürürdüm seni.'' diyorum. ''O yüzden yapmadım.'' diyor o da ve birlikte gülüyoruz.
Sonra susuyoruz bir süre, kollarını belimin etrafında birleştirip bir eliyle diğer bileğini yakalıyor. İç çekip ona biraz daha sokulduğumda, dudaklarımın sıcacık boynunda bıraktığı gıdıklanma hissiyle kıkırdıyor.
''Üşüdün mü?'' diyor bir ara, sesinde büyük bir mutluluk var, yaz gecelerini seviyor. ''İçeri taşıyayım mı seni?''
''Bebek miyim ben?'' diye homurdanıyorum. ''Üşendiğinden burada uyuyorsun bazen, kıçını taşı önce.''
''Ne o?'' diyor o da gülerek. ''Salıncağı koynuna tercih ettim diye sinirlerin mi bozuldu?''
Hafifçe çekiliyorum koynundan ve tek kaşımı kaldırıp ona bakıyorum, yüzümde sinir bozucu bir ifade var. ''Bu sıcakta sana yapışıp uyuyacağımı düşünmüyordun herhalde?''
O da kıkırdıyor ve bu kez o başını boynuma gömüyor. Koklayarak öpüyor birkaç kez. ''Klima taktırmaktaki ısrarımın sebebi bu?'' diyor yüzümü iç çekerek yüzüne yasladığımda. ''Sana yapışıp uyuyabilmek ve başka şeyler yapabilmek, kesinlikle bayıldığım çok başka şeyler.''
İçim titriyor ama yüzümü buruşturup geri çekiliyorum. ''Iy, dizilerden mi görüyorsun bunları?'' diyorum çenemi öpmeye başlamasına ve gülmesine aldırmadan. ''İyice pisleştin sen.''
Homurdanmaya devam ediyorum ama memnuniyetsiz surat ifadem çenemi ısırdığı ana kadar sürüyor, kıkırdarken yüzümü ondan çekmeye çalışıyorum. ''Reddedildim.'' diyor ardından geri çekilip. ''Az önce.''
''Daha bu sabah seviştim seninle.'' diyorum ardından gülerek. ''Hem de banyoda, akşama kadar sabredemediğin için.''
''Bunda ben duş alırken çıplak bir şekilde içeri dalmanın etkisi sıfır tabi.'' Başını sallıyor, tek kaşı havada, dudakları seğiriyor.
Kaşlarımı kaldırıp sırıtarak onu onaylıyorum ve doğrulup kucağına çıkıyorum bu kez. ''Benim de ihtiyaçlarım var.''
Sırıtıyor ve dudaklarını kulağımın altına bastırırken ellerini belime ve oradan da kalçalarıma atıyor. ''Söylüyorum sana.'' diye mırıldanıyor dudaklarını boynumda gezdirirken, öpücükleri tutkulu bir hal alıyor yavaş yavaş. ''Klima şart.''
İç çekerek gözlerimi kapatıyorum ve tişörtümün altına sızan parmaklarının tadını çıkarırken ''Klima beni hasta ediyor.'' diyorum. Boynumu dişlediğinde sesim titriyor. ''Üşütüyorum hemen.''
Tişörtümün içindeki parmakları karnıma kıvrılıyor, belimi kırıp kalçalarımı ona yasladığımda hırıldıyor. ''Koynumda uyuturum ben seni.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cheers darlin' // kaisoo
Fiksi Penggemargitmek mi yitmektir kalmak mı artık bilmiyorum yerini yadırgayan eşyalar gibiydim ya ben hep ve inançlı, gitmenin bir şeyi değiştirdiğine. bilemem, belki bu yüzden ben sana yanlış bir yerden edilmiş bir büyük yemin gibiydim. beni hep aynı yerimden y...