YAZAR'DAN
Sehpanın üzerine vazoyu da koyduktan sonra tam anlamıyla yerleştirdim salona baktı. Gayet güzeldi, zaten daha yeni taşınmıştı. Düzeni tam oturtamaması normaldi.Sona salonu bırakan Aymin salonu da bitirince gri koltuğa yığıldı. Gerçekten çok yorulmuştu fakat değmişti. Bugün günlerden cumartesi idi. Pazartesi günü okulun ilk günü olduğundan Aymin heycanlıydı. Lise 1'e gidecekti sonuçta. Yeni bir çevre, yeni bir hayat onu bekliyordu.
Karnından yükselen gurultuyla ayağa kalktı. Karnının acıkması normaldi çünkü sabah kahvaltısıyla duruyordu. Buzdolabının kapağını açıp gözlerini gezdirdi. Buzdolaplarının kapakları şeffaf olmalı diye içinden geçirdi ve dolabın kapağını elde sıfırla kapadı.Yerleşme telaşından yiyecek bir şeyler alamamıştı. Saat daha 7 olduğundan markete hava kararmadan gidip bir şeyler alabilirdi. Hemen odasına gidip dolabını açtı. Siyah kot pantolonun üzerine gri yarım kollu bol baskısız tişört geçirip uzun saçlarını saldı. Gece ördüğü için normalde düz olan saçları çok hoş dalgalar haline gelmişti. Cüzdanından bir miktar para alıp telefon kılıfının arkasındaki kurtarıcı kasa olarak adlandırdığı yere koydu.
Siyah spor ayakkabılarını giydi ve evden çıktı.AYMİN'DEN
Bir elin 10 parmağını geçmeyecek kadar insanın bulunduğu hafif rüzgar esen sokakta olabildiğince hızlı adımlarla yürüyordum. Burası sebepsizce beni korkutuyordu. Ürpertici bir havası vardı. Sokak lambalarının arada göz kırpması da bu korkuyu çoğaltıyordu. Hava daha tam olarak kararmamıştı. Şu anda tam olarak en sevdiği kırmızı güneş vaktiydi. Esen rüzgar şiddetlenince ince gri tişörtüme zayıf kollarımı sardım. Market biraz daha ileride sola dönünce köşedeydi. Buradan görebiliyordum. Bu sırada yanımdaki sokaktan çok sesli konuşan ve iğrenç kahkalar atan kızlı erkekli bir grup geçti. Erkeklerin sokak serserisi olduğu tiplerinden kendini ele veriyordu. Oldukça kekoydular. Kızlar ise onların tam aksine hanım hanımcık giyinmiş güzel aile kızlarına benziyorlardı. Kızlardan 1 tanesi hariç diğerleri mutsuzdu ve asık suratlılardı. Bitse de gitsek havalarındaydılar. 3 kız 5 erkekten oluşan gruba bakmayı kesip hızlandım. Serseri tiplere benziyordu ve bu beni korkutmuştu. Her ne kadar ben karanlık olsam da...
Markete girip gerekli şeyleri ve abur cuburları aldım. Çıkarken grubun bankta oturduğunu ve çocuğun birinin bana baktığını fark ettim. Sarı uzun saçlara sahip mor elbiseli kız bana üzgün bakışlar atıyordu. Sanki bana acıyordu. Biraz tırssamda umursamadan geldiğim yöne doğru ilerlemeye başladım. Nasıl olsa bir daha yüzlerini bile görmeyecektim. Kahverengi uzun saçlarımi elimle savurdum. Bananeydi onlardan?
Eve geldiğimde direk mutfağa gidip aldıklarımı yerleştirdim. Oldukça yorulduğum için kendime sallama bir çay yapıp salona gittim. Ayaklarımı gri koltukta uzatıp Kısmetse Olur izlemeye başladım. Annem burda olsa 'çabuk değiştir şu gerizekalıları' der bana kızardı. Kadının bu programa gıcığı vardı yeminle. Annem demişken telefonumu çıkardım ve annemi rehberde bularak yeşil tuşa dokundum. Telefonumun modeli Samsung grand 2 hava atmak gibi olmasın!
3. çalışta açılan telefonu kulağıma dayadım.
"Kızım nasılsın?"
"İyiyim anne napıyorsun diye arayım dedim"
"Hiç işte kızım babanla film izliyoruz. Sen?"
"Bende evi tamamen yerleştirdim, temizledim. Yarın da okul işini halledeceğim"
"Kızım tutturduğun liseyi pek beğenmediğimizi biliyorsun heralde. Çalışmadığın için böyle düşük puanlı bir liseye kaldın"
"Annecim merak etme sen, ben hallederim"
"Peki kızım. Kendine dikkat et. Bak çevre çok kötü. Biz de yokuz orda"
"Tamam dikkat ederim. Hoşçakalın"
"Hoşçakal kızım"
Telefonu kulağımdan çekip kırmızı tuşa dokundum. Koltuğun uzak bir köşesine fırlatıp televizyona odaklandım. Kısmetse Olur'daki Emre çıkınca aklıma İclal geldi. İclal benim en yakın arkadaşımdı. Hatta tek arkadaşım. Kendimi insanlar yüzünden insanlardan soyutlamıştım ve tek gerçek olduğunu düşündüğüm kişi olan İclal'i hayatıma almıştım. Benim annemler bir kasabada kalıyordu. Ben liseyi İzmir'de kazanmıştım. O yüzden bu eve taşınmıştım. İclal ise yine İzmir'de bir fen lisesi kazanmıştı. Liselerimiz uzak olduğundan pek görüşemeyecek olsak da sürekli yazışıyorduk. O da bir öğrenci yurdunda kalıyordu. Emre'den İclal'e nasıl geldiğimi sorgulamayı kesip ofladım.
Fırlattığım telefonu elime alıp Whatsapp'a girdim.
(İclAşkım .d ) ♧ben ☆İclal
♧ nabiyon lan iclal
☆ iyi lab it sen
☆lan*♧geverdim yorguluktan aq yarın okul işlerini şaapcam
♧geberdim*☆öl gerizekalı
Son mesajına görüldü yapıp içmeyi unuttuğum soğuyan çayımı bir dikişte içtim. Kalkıp mutfağa götürdüm demeyi isterdim ama ben bu üşengeçlikte bok kalkardım. Televizyon açıkkan uyuyabildiğim için ışıkları ve televizyonu kapatmadan sızdım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOKAK SERSERİLERİ
Fiksi Remaja"Zorla güzellik olmaz" sözüne tepki olan bir romandır... *** Sokakta yetişen ve her türlü pisliğe bulaşmış bir sadistin tayfasını düşününün. Bir de karanlık geçmişi olan ama bunlara rağmen kendini temiz tutabilen iyi kalpi, karanlık bir kız düşünün...