2.Bölüm

34 0 0
                                    

Kanımı donduracak laflar... Ben onun kız arkadaşıymışım. Hiç güleceğim yoktu. Ne diyor bu? Şaşkınlığımı gizleyemeden
'Efendim' dedim sessizce. Masadakilerde şaşırmıştı.
' Öyle mi? Hiç bahsetmediniz?' dedi Sibel Hanım. Doruğun anneside kafasını onaylar gibi sallayarak
'Evet hiç bahsetmediniz'
'Beril biraz utangaçtır. Kısmet bugüneymiş.' dedi sanki yıllardır beni tanıyormuşçasına. Dilim tutulmuştu. Ne diyeceğimi , ne yapacağımı bilemedim. Gözlerim direk Kutayı taradı. O da anlam verememişti. Hiç bir şey demedi. Kim bilir hakkımda neler düşünmüştür. Ahh Allahım neden hep ben.
'Biz gitsek iyi olur. İşlerimiz var.' dedi Doruk.
'Nereye gidiyorsunuz? Yemeği beraber yiyelim daha sonra gidersiniz? Hem Berili biraz tanımış oluruz. ' dedi Doruğun babası. Ardından Kutayın babası
'Baban doğru söylüyor Doruk.' dedi.
'Başka bir zamana artık. Gerçekten işlerimiz var. Size afiyet olsun. İyi günler.' Ağzımdan sonunda bir laf çıkmıştı.
'İyi günler' dedim. Hadi ama. Kelime dağarcığımdan çıka çıka bu mu çıktı? Hala tuttuğu elimi sıkıca kavrayarak dışarı çıkardı bizi. Bahçeye çıkınca elimi hızlıca çektim.
'Ben senin kız arkadaşın öyle mi? Aa birde utangacım. Başka neler var?' dedim köpürerek.
'Susar mısın? Şuradan çıkalım. Anlatacam herşeyi.'
'Neyi anlatacaksın ya?'
'Beş dakika sus. Anlatacağım. Takip et beni yeter.' dedi ve yürümeye başladı. Mecburen de olsa takip ettim. Araba garajına girip beyaz bir BMW'yle önümde durup 'Atla' dedi. Sinirlerime hakim olmaya çalışarak arabaya bindim. Ağzımı açıp söylemek istediğim o kadar şey vardı ki. Yol boyunca hiçbir şey konuşmadı. Açıklamasını çok merak ediyordum. Beni sevgilisi olarak tanıtmış ve hiçbir açıklama yapmamıştı.
'Nereye gidiyoruz en azından onu söyle.' Ses yok. Bir siteye giriş yaptıktan sonra
'İşte geldik.' dedi. Okulumuza 15 dakika uzaklıkta, boğazı gören bir rezidanstı. Burayı okula giderken görmüştüm. Site girişindeki adamı selamladıktan sonra yukarı çıktık. Evin kapısını açıp davet etmeden direk içeri girdi.
'Çokta misafirperversin' dedim söylenerek
'Duyuyorum.'
'Duy diye söyledim.' dedim kapıyı örterken. İçerisi 2 katlı, ilk katta kısa bir koridordan sonra salona giriyor, Amerikan tipi bir mutfak ve 2 odadan oluşuyordu. Ben yukarı katı merak ederken Doruk dolaptan kendine içecek bir şeyler çıkarmıştı.
'Burası benim evim. Teklifimden sonra seninde evin olabilir. Belli bir süreliğine...'
'Ne demek istiyorsun? Daha açık konuşur musun?' dedim kaşımın birisini havaya kaldırarak
'Peki.' dedi içkisinden bir yudum daha alarak
'Seninle ilgili birşeyler biliyorum Beril. Mesala ev arkadaşının kaçması, borçları senin üstüne yıkması, Kutay'a olan borcun ve yeni bir ev araman gibi.'
'Nereden biliyorsun bunları. Bir saniye bilsen ne değişecek sanane bunlardan.'
'Çünkü bana yardım edeceksin.' Kahkaha atarak
'İşte buna gülerim. Yardım edecem hemde sana.'
'Evet sen bana yardım edeceksin bende sana. Kutay'a borçlu kalmak istemediğini biliyorum.Gözlerinden okunuyor. Garsonluk maaşınlada baya zor ödersin. Ee yeni evde bulman lazım. İstanbuldaki kiralarda malum.' Altından ne çıkacağı tahmin edemediğimden susup dinlemeye devam ettim.
'Eğer sevgilim gibi davranırsan, Kutay'a olan borcunu öderim. Birde anlaşmamız bitene kadar burada benimle beraber kalırsın.'
'Seninle beraber öyle mi?' Evi göstererek
'Ev gördüğün gibi kocaman. Üst kattada 3 oda daha var. Ben zaten yatmadan yatmaya geliyorum. Çoğu zaman gelmiyorum. Hem evde olsam bile kesinlikle tipim değilsin. '
'Hadi ya çok üzüldüm buna.Sen tam benim tipimdin halbuki. Sen kafayı mı yedin? Senle ben sevgili gibi davranıcağız üstüne birde aynı evde yaşayacağız.' dedim kapıya doğru yönelirken. Önümde durup cebimdeki cep telefonu çekip aldı  ve numara çevirdi. Bir kaç saniye bekledikten sonra kendi cebindeki telefon çaldı.
'Bu benim numaram fikrin değişirse muhakkak ara beni. Akıllı bir kızsın. İkimizinde birbirine ihtiyacı var unutma.' Telefonu elinden çekip evden çıktım. Sinirlerime hakim olamıyordum. Ailesine yalan söylemiş istemediğim halde beni olaya dahil etmişti. Bunlar yetmezmiş gibi birde onun sevgilisi olmamı istiyordu. Anlayamadığım şey dün gece Yağmurla Kutay'ı gördüğünde çok sinirlenmişti. Yağmur'u sevdiği her halinden belliydi. Neden böyle birşey yapmıştı. Kıskandırmak için mi? Eğer öyleyse ..... Bitiririm seni Doruk Efendi. Söylene söylene eve girerken Gülçinden mesaj geldi. Burakla bana geleceklerini söylüyordu. Cevap verdikten sonra, dağınık yatağımı ve etraftaki bir kaç kirli bardağı yıkadım. Daha sonra kapı çaldı. Gülçingilin geldiğini düşünerek açmaya gittiğimde ev sahibim Emine Hanım'ı gördüm. Kapıyı açar açmaz içeriye girdi.
'Hoşgeldiniz Emine Hanım.' dedim kendimi gülümsemeye zorlayarak
'Hiç Hoşgelmedim. Biliyorsun kontratın bitti. Sana söylemiştim kendine bir ev bul diye. Evi başkasına kiralayacağım. '
'Biliyorum Emine Hanım. Fırsatım olmadı okul, iş derken biraz daha zaman tanısanız. Bu kış ayında... Biliyorsunuz kolay ev bulunmuyor.'
'Benim umrumda değil. Yeteri kadar sana tolerans gösterdim. Sana 5 gün süre,  buldun buldun yoksa eşyalarını kapının önünde  bulursun.'
'Emine Hanım...' sözü ağzıma tıkarak
'5 gün' dedi parmaklarını göstererek ve gitti. Açık bıraktığı kapıdan içeriye Gülçin ve Burak girdi.
'Ne oldu? Ne istiyor yine bu kadın?' dedi Gülçin kapıyı örterken
'Kontrat bitti ya. Evden çıkmamı istiyor 5 gün içinde.'
'Hadi ya. 5 gün içinde bulabilir misin?' Burak araya girerek
'Ben bir kaç kişiyle konuştum ama çok pahalı istiyorlar.'
'Biliyorum bende bir kaç kişiyle konuştum. Teşekkür ederim sorduğum için' dedim gülümseyerek
'Peki sen iyi misin? ' dedi Gülçin.
'Çok iyiyim. Herşey mükemmel. Ders çalışmam lazım. Ev bulmam lazım. Borcum var. Birde bunlar yetmezmiş gibi Doruğun yalanları...'
'Doruk... Tanıdığım bir Doruk var ama .... Doruk Güneşten mi bahsediyorsun? ' dedi Burak.
'Evet taa kendisi.' Burak ve Gülçin birbirlerine şaşkın şaşkın bakarken olayı en başından anlatmaya başladım.
                  ***
'Şimdi en başa alıyorum. Sen Doruk'un cep telefonunu vermek için evlerine gittin. Ailesiyle tanıştın. Ve Doruk seni sevgilisi olarak tanıttı. Ve bütün bunlar Kutay'ın gözü önünde oldu. Doğru mu anlamışım?'
'Evet doğru anladın Gülçin.'
'İnanamıyorum. Herşey film gibi gelişmiş.'
'Bende inanamıyorum hiçbirşeye. Üstüne üstelik Kutayla Doruk kuzenler.' dedim isyan edercesine
'Bilmiyordum deme Beril. Güneş holdingin hemen her gün gazeteye çıkan iki torunun bizim okulda olduklarını ve bu torunlardan birinin Kutay diğerinin Doruk olduğunu bilmiyordum deme.' dedi Burak
'Bilmiyordum Burak. Okulla iş arasında mekik dokuyorum. Çoğu zaman kendimden bile bir haberim. Kutay'ı  biliyordum ama Doruk'u bilmiyordum.Hatta bir kaç gündür tanıyorum.'
'Sende haklısın. Peki kabul edecek misin?'
'Tabikide hayır.'
'Sevgili olsanız bile milleti ikna etmek biraz zor olacaktır. Doruk tam bir playboy. Her gün bir mankenle... Abartmıyorum. İki gün üst üste aynı kişiyle hiç görmedim. Bilirsin magazini yakından takip ederim.' dedi Gülçin.
'Umurumda değil. Hem o çocuğun nesini bu kadar sevmişler anlamadım.'
'Şaka yapıyorsun galiba.' dedi ve Burak'a dönüp
'Kusura bakma aşkım ama gerçekleri söylemek zorundayım. Boyu, kaslı vücudu, yüz hatları... Gözleri... Öyle işte çok bir şey yok.' Boğazını temizleyerek 'Hem benim aşkım daha yakışıklı.' dedi Burak'ın yanağını öperek. Oturduğu yerden doğrularak
'Bende gayet kaslıyım.'
'Aynen öyle aşkım.  Seni kimseye değişmem.' dedi ve Gülçinle  birbirimize bakıp kahkaha attık. Gece boyunca oturup sohbet ettik. Onlar gittikten sonra yarının planı yapıp uyudum. Sabahın erken saatlerinde kurduğum alarmın sesiyle uyandım. Bir kahve yapıp kendime gelmeye çalıştım. Bugün çok işim vardı. Derse gidecektim, ev arayacaktım, işe gidecektim. Bütün herşey gözümde çok büyüyordu. İlk işim okula gidip panoları kontrol etmek oldu. Bir şey çıkmayacağını biliyordum ama yine de bir umut baktım. Daha sonra Ceza Hukuku ve Borçlar Hukuku dersine girdim. Dersten çıktıktan sonra bulduğum bir kaç eve baktım. Ya pahalı ya uzak. Napacaktım ben. İşe giderken yolda annemle konuştum biraz. Her zaman ki gibi hiçbir  şey  olmamışçasına, sanki herşey mükemmelmiş gibi bol neşeyle konuştum. Başka birşey diyemezdim yada yapamazdım. Tek başıma yine tek başıma mücadele etmek zorundaydım. İşe geldiğimde restaurant her zaman ki hareketliydi. Bir kaç masa dışında tüm yerler doluydu. Çok yorulmuştum. Tüm gün boyunca ev bulurum umuduyla semt semt gezip ev aramıştım. İşten sonra direk eve gidip uyudum. 3 gün boyunca durum aynı devam etti. Elde var kocaman bir sıfır. Yorulduğumla kalmıştım. Okuldan çıkıp tekrardan işe gittiğimde partideki kızı, Yağmur'u gördüm. Cam kenarında 4 kız arkadaşıyla yemek yiyordu. Siparişlerini götürmek bana düşmüştü. Tabakları önlerine yerleştirirken beklenen hamle gerçekleşti.
'Aa sen Hoşgeldin partisindeki kızsın.' Duraksayarak
'Iı Berildi. Değil mi?' dedi. Samimi olmaya çalışarak
'Evet'
'Geçen gün tanışamamıştık. Kutay'ın arkadaşı olduğun için tanışmak istedim. Bu arada ben Yağmur.'
'Tanıştığıma memnun oldum.' dedim arka tarafa yavaşça bakarak ve birisinin beni çağırmasını umut ederek. Kimse çağırmamıştı.
'Bende çok memnun oldum. Kutay'a senin kim olduğunu sordum ama kestirip attı. Açıkçası dahada merak ettim. Sonradan birisinden öğrendim ki senin borcuna yardım etmiş.'
Susarak suratına baktım. Bu gece niye gelmişti buraya, merak ettiği için mi? Yoksa borcuma yardım ettiğini yüzüme vurmak için mi? Kızlar birbirlerine bakıp mırıldanıyordu. Ve beni inceliyorlardı. Kimisi acıyarak kimisi fırsatçı olduğumu düşünür gibi bakıyordu.
'Evet yardım etti. Emin olun kuruşu kuruşuna geri vereceğim.' dedim kendimden emin bir şekilde.
'Kendini bu kadar sıkma bu konuda. Kutay öyle şeylere takılmaz. Ödemesende onun için sıkıntı olmayacaktır.' Kendimi sakin olmaya zorlayarak nefesimi kontrol altında tuttum. Beni herkesin önünde küçük düşürmeye, rezil etmeye çalışıyordu.
'Siz sıkıntı yapmayın ben ödeyeceğim.' Arkama doğru bakarak
'Neyse ben içeriye yardım edeyim. Size afiyet olsun.' dedim ve onun cevap vermesini beklemeden mutfağa gittim. Sinirden köpürüyordum. O an bütün masayı kafasına geçirmek istedim. Mutfakta Gülçin yanıma gelerek
'Yağmur değil miydi? Ne konuştunuz öyle uzun uzun? dedi.
'Kutay'a olan borcumdan bahsetti. Ödemesende sorun olmaz falan filan işte.'
'Aklınca seni rezil etmeye mi çalıştı. Kutayda senin borcunu ona mı bahsetmiş.'
'Hayır başka birisinden duymuş. Neyse ne boşver.'
'Beril farkında mısın bilmiyorum ama sende insansın. Dost acı söyler. Tek başına bu hayatta çabalamandan ben yoruldum. Biliyorum kızacaksın ama Dorukun teklifini bir düşün. Okul, iş ve bir yandan ev bulmak. Birazda sen rahat yaşa. Bir süreliğine de olsa sen mutlu ol.'
'Böyle bir şeyi kabul etmiyeceğimi biliyorsun.' dedim.
'Beril hep iyi gibi rol yapıyorsun. Bal gibi de biliyoruz hiç iyi değilsin. Bırak bir kerede sen rahat et. Hem borcundan kurtulursun hemde ev işinden. Yine çalışırsın aldığın paralarıda biriktirirsin başka eve çıkınca harcarsın.' Durup bir kaç dakika düşündüm.
'Hayır Gülçin' dedim bastıra bastıra. İşe devam ettim.Bütün gece masalarına hizmet etmem için sürekli bir şeyler sipariş ettiler. Kendime dediğim tek şey: DAYAN oldu. Gece eve Burak bırakmıştı.Yorgunluktan ölüyordum eve girip bir duş alıp direk yatağa girecektim. Bunun hayaliyle merdivenleri çıkarken kapıda 2 valiz ve 1 koli gördüm. Benim valizimdi bu. Koliyi açıp içine bakınca kitaplarımı gördüm. Emine Hanım dediğini yapmıştı. Eşyalarımı kapının önünde bulmuştum. Çantamı iyice kurcalayıp anahtarı bulunca kapıyı açmaya çalıştım. Anahtar kilide girmiyordu bile. Kapının anahtarını değiştirmişti. Yavaşça eğilip yere oturdum. Ağlamamak için ağzımın içini ısırıyordum tıpkı çocukluktaki gibi. Tüm gün yorulmuş, restaurantta aşağılanmış birde evsiz kalmıştım. Kendi kendime şimdi ne yapacaksın Beril dedim. Üstüme gelen deli cesareti ile telefonu alıp onu aradım. Telefon uzun bir çalıştan sonra açıldı.
'Kabul ediyorum.' dedim.

AŞK OYUNUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin