5.Bölüm.

36 14 5
                                    

Mutlu muydum ?

Bilmiyordum ama umutluydum.

Kalbim,bana fısıldıyordu;

Umutlu ol Bulut,diyordu

Beynim ise;

Mutlu ol Bulut,diyordu.

Bu sefer beynimi dinleyip,mutlu olmayacaktım.Kalbimi dinleyip,mutsuz olsam da umutlu olacaktım.

" Allah belanı vermesin Barış"diye anıran Duygu ile barış'a baktım.

"Durun kantinden browni alıp geliyorum."dedi Duygu kantine giderken.

"Belam sen olacaksan versin."diye mırıldanan Barış'a baktım.

"Ha?"

"Hiç."dedi Barış afallanarak.

Kafasını sağa sola sallayıp bana şirince gülümsedi.

Yine sessizlik oluşurken,Barış'a gülümsüyordum.

Masadaki oturanların hepsi ayağa kalkıp selam verdi,gelen Rüzgar ve arkadaşı -ismini Barış'dan ögrenebildiğim-Emre ile kantine doğru ilerledi.

Rüzgar'ı gözlerim bulurken,onun da bana bakışını yakaladım.Birbirimize öyle baka kaldık.

Yanıma kadar yaklaştı ve oturdugum için eğilmek zorunda kaldı.Kulağıma eğildiğinde nefesimi tuttum.

"Okul çıkışı ambar cafenin orada ol,konuşacaklarımız var bence."

Ayağa kalktı ve her zaman ki oturdukları masaya gitti.

Herkes bana şaşkınlıkla bakıyordu,ben ise karşıma dimdik baka kaldım.

Halen tuttuğum nefesimi,daha da tutamayıp dışarı saldım.

Barış yüzünün sol tarafını elinle kapatıp bana baktı.

"Kanka,herkes bu masaya bakıyor bence sen bir tuvalete git yüzün kıpkırmızı."

Halen anın verdiği şoktan çıkamamıştım.

"Bulut,ne oldu!"dedi gelen Duygu.

"Tuvalete gidiyorum,çabuk gel."dedim yanından geçerken.

Tuvalete girebildiğim de kapıyı kapatıp arkasına yaslandım.

Ya öğrendiyse?
Ya bana kızarsa?
Ya beni artık istemesse?
Ya bana bağırırsa?

Bütün ihtimaller beynimde dolaşırken hiç birinin olmamasını diledim.

"Aç kapıyı salak."

Duygu'nun sesini duyduğum da kapıyı açtım ve Duygu'yu içeriye çektim.

"Başla çabuk."

Hepsini sıradan anlatmaya başladığım da ani mimikleri değişip,duruyordu.

"Kanka kesin öğrendi,demedi deme."dedi zıplarken.

"Acaba şuan ne yaptığını öğrenebilir miyim?"

"Zıplıyorum,hadi sende zıpla rahatlatıyor."dedi zıplarken.

İki elimden tuttu ve aşagıya yukarıya sallamaya başladı.

Kapıdan içeriye bir kız girdiğinde bize 'salak mısınız'bakışına maruz kalmıştık.

Kız tovalete girmiş,çıkmıştı ama biz halen zıplıyorduk.

"Bence yeter artık ben iyice rahatladım.Zil de çalacak şimdi."dediğimde Duygu durdu.

"Ay kız çok rahatladım be."

"Valla bende çok rahatladım yapalım biz bunu her zaman."dediğimde güldü.

Tovaletten çıkıp sınıfa giderken zil çalmıştı.

Sınıfa girip,yerimize oturduk.Bir erkek tahtaya çıkıp bağırmaya başladı.Halen bağırırken hiç bir şey anlamıyordum.

Duygu'ya baktığım da onun da kafası karışmış gibiydi.Önümüz de oturan iki erkek çocugunu elimle omuzlarına dokundum.

"Bakar mısınız?"

"Buyurun kızlar?"dedi yavşak gibi görünen çocuk.

Yanındaki çocuk ise bana bakıyordu.

"Bu çocuk ne diyor bana çevir.."lafımı diyemeden sınıftan bir uğultu yükseldi.

Herkes birbirine sarılıyordu.

"Tahtadaki çocuk,hocanın hasta olduğunu ve gelemeyecegibi bu yüzden dersin boş olduğunu söyledi.Tuhaf konuşur ama zamanla anlarsınız dilini."dedi yanındaki suskun çocuk.

"Teşekkürler."dedim ve Duygu'ya döndüm.

Karşısında ki suskun çocuk diye adlandırdığım çocuğa baktığını gördüm.Gözlerim tekrar çocuğa giderken çocugun da bana baktığını gördüm ve gözlerimi tekrar Duygu'ya çevirdim.

"Duygu!"diye bağırıp elimi gözünün önünde çırptım.

"Ha? Dünyanın sonumu geldi? Ölüyoz mu?"diye sorular sıralayınca kıkırdadım.

"Bir an gözlerinden kalp emojisi fırlayacak diye korktum."dedim yapmacık bir korku sergilerken.

Omzuma vurup,beni kendine çekip sarıldı.

"Galiba hoşlanmaya başladım Bulut."dedi kulağıma fısıldayıp.

"Ne!"diye bagırıp Duygu'yu ittim.

"Olmaz!"

"Neden?"diye kuşkulu gözlerle bana baktı.

Ne diyeceğimi bilemeyip önüme döndüm.

"Rüzgar'ı deli gibi sevdiğini bilmesem,o çocuktan hoşlandığını söyleyecegim."

"Hayır tabi ki.Sadece..."

Sadece,Barış seni seviyor.

"Ne sadece?"

"Hiç,hiç boşver."

Bulut.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin