8.Bölüm

25 11 3
                                    

Duygudan yoksun satırlarım var benim,yere göğe sığmayan.

8.Bölüm

Hocanın tekrar bize bağırmasıyla Duygu'dan dönüp hocaya baktım.

İki saatir öndeki sevgilisi ile konuşmaya çalışan Duygu ve benim konuşmasınlar diye yaptığım haraketlerim.

Hoca tekrar önüne döndüğünde Duygu ile Ateş yine konuşuyordu.Ben ise saçmalıyordum.

"Duygu evlenelim mi? Nolur!"diye saçmalamışken tekrar hocanın bağırmasıyla ona döndüm.

"Çıkın dışarıya!"dediğinde Duygu,Ateş ve ben ayağa kalktık.

Dışarı çıkarken Duygu ve Ateş halen kıkırdadıklarını görünce kafamı yukarı doğru kaldırıp sabır diledim.

"Ben tovalete gidiyorum."diye sinirle konuştum.

"Bende geleyim,yanlız gitme."diyen biricik Ateş'e baktım.

Ben 'sağol,gerek yok'diye mırıldanırken,Duygu 'ay benim düşünceli sevgilim' diye mırıldanıyodu.

Bir an kör müsün?! diye bağırmak istesem de zar zor kabul etmiştim yoksa ben gittiğimde daha da kaynaşırlarsa olmazdı.

Ben önden o arkadan gidince niye ben arkadan gitmiyorum diye düşündüm sonra benim tovalete girecegim aklıma gelince bir şey demedim.

Tovalete vardığımız da içeri girdim ve kapıyı kapatacakken Ateş altan ayağını koydu.Sorar gözlerle baktığımda konuştu.

"Orada beklerim diye düşünmüştüm."dediğinde salak mısın bakışı attım.

Umursamayıp elimi çektim ve tovalet kabinine girdim ve öylece durdum.

Ben buraya neden geldim ki?!

Orada o varken asla bişey yapamazdım.Sırtımı temiz mi kirli mi bakmadığım kabinin duvarına dayadım.

"Çıkacak mısın artık?"diye bir ses geldiğinde çıkmam gerektiğini anladım.

Kapının kilitini açıp,dışarıya çıktım.Ellerimi yıkarken,aynadan bana bakan Ateş sinirlerimi bozmaya başlamıştı.

Kapıya doğru gittiğimde Ateş gelip bir eliye kapıyı kapattı ve diğer eliyle beni sıkıştırdı.

Çok amaçlı eller...

"Ne yapıyorsun Ateş!"diye bağırdığımda kapıda olan eliyle ağzımı kapattı.

Yüzünü bir az daha yaklaştırdı ve konuşmaya başladı.

"İlk olarak burada olanlardan birine bahsetmeyeceksin,hele ki Duygu'ya."dediğinde agzımdaki elini ısırdım ve elinin çekilmesini sağladım.

"Bok Ye!"diye bağırdığım an yine sertçe ağzımı eliyle kapattı.

"Tam bir dişisin."dedi ve gülerek cebinden sivri birşek çıkardı.

Gözlerim büyümek yerine aksine normal bir haldeydi.Bu bıçakları çok görmüştüm ve alışmış derecesine gelmiştim bile.

Boğazıma bıçagı dayadığında korkmuştum.Sonuçta ben her gün boğaz kesmiyordum.

"O Rüzgar denen heriften uzak duracaksın."dediğinde boğazımdaki bıçağı umursamayıp sinirle gözümle ağzımdaki elini işaret ettim.

Elini çekince nefes aldım ve gözlerine baktım.

Ne yapabilirim?

Diye düşünürken bok sesim devreye girmişti.

Dişiliğini kullan.

Ben ne bileyim dişiliği şeyi!

Elimle bogazıma dayadığı elini okşadım.Elleri gevşerken elinde bıçagı aldım ve ona doğru tuttum.

"Sen kime herif diyorsun köpek!"diye hem bağırıyordum hem de bıçagı bilmez halde sallıyordum önde.

"Bulut ver o bıçagı."dediğinde boş olan elimle el haraketi çektim.

"Burada olanları Duygu'ya anlatmayacağım fakat bir şart ile."dediğimde yüzümde gülümseme vardı.

"Ondan ayrılacaksın.Yoksa bu bıçak yarın neyin içine gireceği belli de olmayacak."dediğimde psikopatça gülümsüyordum.

"Tamam.O bıçagı çek.Korkum var."dediğinde kıkırdadım.

"Acaba korkun varda şu lanet şeyi eline ne alırsın?"dedim gözümle bıçagı gösterirken.

"Tamam ayrılacağım.Bıçagı bırak yeter."dediğinde tekrar kıkırdadım.

İçinden psikopat çıktı lan.

Bok sesimi umursamayıp kaşlarımı kaldırıp boşta olan elimle çıkması için kapıyı gösterdim.Kapıdan çıkarken elimdeki bıçagı katlayıp arka cebime koydum.

Duygu'nun bize karşıdan baktığını görünce el salladım.

"Bebegim,biz geldik!"

"Hoşgeldiniz de,Ateş sana ne oldu beyazlamışsın."dediğinde kafamı çevirip gülümsedim.

"D-duygu bir şey konuşabilir miyiz?"dediğinde halen gülümsüyordum.

"Ben gideyim,gelirim sonra."dedim ve kantine doğru gitmeye başladım.

Kantinin her yerinin dolu olduğunu görünce ne zaman zil çaldı diye düşünmeden edemedim.

Barış'ı gördüğümde oturduğu masaya gittim ve ellerimi koydum.

"Bu iş tamam ortak!"dediğimde Barış anlamayan bakışlarla baktı.

"Duygu?"dediğinde kafamı evet anlamında salladım.

Ayağa kalktı ve beni sarılıp döndürmeye çalıştı.

"Sakin ol kardeşim."dediğimde gülümsüyordu.

"Yine teşekkür ediyorum!"dedi ve tekrar sarıldı.

Ayrıldığımız da bize dikkat ile bakan yan masadaki Rüzgar'ım dikkatimi çekmişti.

Bulut.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin