Okul da hep ön sırada oturanlar hoca lafa başladığında gerisini getirenler,her verilen ödevi eksiksiz yapanlar,her zaman yanında yedek kalem bulunduranlar,okula erkenden gelip tekrar yapanlar lar lar lar. Ben hiç bu larlardan olmadım.En azından bir zamandan sonra benim için hayatın bir önemi kalmadı...
Hayat alışkanlıklardan ibarettir.Biz hiç farkında olmadan hayatımız su gibi akar gider.Zamana gücümüz yetmez.Bir an gelir hayat durur.Bu günden sonra nefes almak bile bir alışkanlıktan ibaret olur...*****
Okul zilinin çalmasıyla öğrenciler yoğun bir okul temposunun bitmesiyle sayısız planla okuldan kendilerini atmıştı.Kolidordaki izdiham sonlandığında birkaç öğrenci elinde kitaplarla hocaların peşinden koşuyordu.Kolidorda ki sıkıcı hava camdan kafamı çıkartma isteğimi canlandırıyordu.Adımlarımı hızlandırdım.Çıkışa doğru yürürken saçımı sıktıran tokayı tek hamlede çıkarıp bileğime taktım.Saçlarımı savurtarak saç diplerime hava verdim.Çıkışa yaklaştıkça temiz havaya giderek yaklaşıyordum.Merdivenlerden inerken Tuğçenin sesiyle arkamı döndüm.
"Ya niye beklemiyosun kızım yarım saattir sana sesleniyorum"
Kolumdan düşmeyi iple çeken çantayı omzuma geri attım.Tuğçe duvara yaslanmış kısık gözlerle beni süzüyordu.
"Tuğçe ne diyeceksen çabuk de gidip ders çalışmam lazım "
Tuğçe sesli bir kahkahayla okulu inletti bir kaç kişi arkasını dönüp bize baktı okul gazetesine manşet olacak birşey olmadığından dönüp gittiler.Göz devirmekle yetindim.Okul gazetesi açılalı bir hafta oldu.Bilgilendirme amaçlı olacağı yerde magazin dergilerini anımsatıyordu.Tuğçe eliyle ağzını kapatarak kendini tutmaya çalıştı.Onun bu haline kıkırdadım.
"Ya şöyle şeyler söyleme kendimi tutamıyorum."
Omzuna hafifçe vurdum.Bunu yaparken ne kadar yorgun olduğumun farkına vardım.Kolumu kaldıracak halim yoktu.Hemen Tuğçeden kurtulup beni bekleyen yatağıma kavuşmalıyım.Bekle beni yaylarına kurban olduğum.
"Akşam geliyorsun dimi?"Kaşlarımdan biri kendiliğinden kalktı.
"Nereye?"
Kaşları çatıldı.Sonra hemen eski haline dönüp parlayan aşk dolu gözleriyle konuya döndü.
"Boranın doğum gününü unuttuğunu söyleme"
Geriden korkuluklara tutunup kendimi ileri geri götürdüm."Ben nerden hatırlayım sanki benim sevgilim hem benim ne işim var"
Cebim de titreyen telefonumu çıkarırken Tuğçeye havadan öpücüğümü yolladım.Kedi yavrusu taklidini de iyi beceriyor pislik.Korkulukları tutmayı bırakıp kolumdaki çantayı düzelttim.
"Tamam bakarız "
Tuğçe merdivenleri geri çıkarken ben de ekranda yazan Annem yazısıyla bakıştım.Telefonu meşgule verip çantama tıkıştırdım.
Okuldan çıktığımda yüzümü okşayan ılık rüzgar saçlarımı dağıttı.Gülümsedim.Otoparka parkettiğim arabama giderken sahilin tuzlu deniz kokusu burnuma çektim.Ara sokaktan gelen seslerle yerimde durdum.Kahkaha sesleriydi.Tabiki de her kahkaya duran bir insan değilim fakat o kahkayı nerde olsa tanırım.
Koşarak ara sokağa girdim.Begüm bir kızı evin duvarına sıkıştırmış saçlarını eline almıştı.Gözlerini belerte belerte bir şeyler dediğini görünce onu korkuyla izleyen kız dikkatimi çekti.Boynu büküktü.Kız korkuyla gözlerini açmış can acısıyla yüzünü buruşturmuştu.Devlet okulundan koleje tam burslu geçişiyle olay olan Denizdi.Bazen dışlandığını görüp müdahele ediyordum fakat sıkıştırlması bardağı taşıran son damlaydı.Deniz beni farketti.Begümde kızın saçını bırakmadan kafasını bana çevirdi.Kızın saçını da salıp tamamen bedeniyle bana döndü.
"Oooo Rüya"
Deniz bir kaç adım gerileyip benden tarafa geçti.Çantamı yere bırakıp Begüme bir adım attım.
"Şerefini kaybettiysen ben seni Müge Anlı ya yönlendiriyim"
O iğneleyici tiz sesiyle kahkaha atarken gözlerimi gözlerine diktim.
"Bu şakacı hallerin midemi bulandırıyo" Kahkahayla başlayan cümlesi ciddiyetle sonlandı.Okulumuzun biricik sürtüğü Begüm Arslan.
"Benim midemi de sen bulandırıyosun"
Yavaş adımlarla birbirimize yaklaştık.Vakit kaybetmeden bileğimdeki tokayı çıkarıp alalade bir topuz yaptım.
"Ben gelmesem o kıza ne yapacaktın."
Yanımdan geçip gidecekken bileğinden tuttum.Elimi itmeden bana döndü.Neredeyse aynı boydaydık.
"Sanane gerçekten merak ediyorum sanane" Kaşları çatılırken ben oldukça rahattım.
Avucumun içindeki bileğini sıktım.Kolunu sallayıp geri çekecekken durdurdum.
"Ya da dur bence sorun o kız değil sorun başka bi şey ha ben seni anladım" Keyfi yerine gelmişti.Dudakları kıvrıldı.Kısık gözleriyle sinsi bakışlar atıyordu.
Gözlerimi kaçırmadan gözlerine odaklandım.Beni baştan aşağı süzüp yüzünü buruşturdu.
"Onu kaybettikten sonra kendini de kaybetmişsin sen.Ne bu kendini bir halt sanan erkek hallerin"
Elimle saçlarını tek hamlede toplayıp asıldım.Elimdeki kolunu sırtına çevirip bedenini önümdeki duvara yasladım.Acıyla inledi.
"Bir daha azından çıkan kelimelere dikkat et yoksa konuşacak ağzında kalmaz." Güldüğün de saçlarına son gücümle bir daha asıldım.Çığlık atıp bağırmaya başladı.Onun bu bağırışlarına güldüm.
"Sen yapayanlızsın yanlız kalmaya mahkûmsun Rüya Korkmaz"
Gözümün önü kararıyordu ve bu hiç de iyiye işaret değildi.Var gücümle onu yere savurdum. Ellerini son anda yere koyup yüzünün gelmesini engelledi.Ben üstüne gelirken o yerde elleriyle geri geri gidiyordu.Şuan avına yaklaşan akbabalar gibi göründüğüme eminim.
Belimden bir el tutup beni çekti.Debelenip beni tutan kollardan kurtuldum.Karşımda duran erkek müsveddesine baktım.Begüm yerden kalkıp uzaklaşırken arkasını döndü.
"Kaybettiğin tek o olmayacak"
Elimde kalan saçlarını arkasından attım.
"Biraz daha konuşursan senin de tek kaybettiğin bu saçlar olmayacak."
Eliyle üstündeki duvar izlerini silkeledi.
"Daha bitmedi" Üstüne tekrar yürüyecekken belimi tutan kollar bu sefer kolumu tuttu.
"Bi dur artık"
Onu umursamadan Begümün arkasından hırsla bağırdım.Saçımı sıkan tokayı tek hamlede hırlayarak çıkarttım.
"Saçlarını unuttun zaten kelaynak gibi çıktın lazım olur"
Üzerimi silkeleyip bilmediğim çocuğa döndüm.Şuan amazon kaçkını gibi göründüğüm bakışlarından belli oluyordu.Uzun boyluydu.Üzerine giydiği okul forması kaslarını belli ediyordu.Beni kendine çektiğinde sırtımın kaslarına değdiğini hatırladım.Yeşile çalan gözleri gün batımıyla harika görünüyordu.Saçları kıvırcığa yakın dalgalıydı.Saçlarına özenmediği belli oluyordu fakat saatler harcanmış gibiydi. Bir ayağını diğerinin önüne koymuş beni izliyordu.Gözlerimi kaçırdım.
"Seni şuan polise vermem mi gerekiyor?"
Çantamda çalan telefonumun sesiyle bakışlarımız oraya döndü.Az daha unutuyordum Boranın doğum gününü.Çantama yürürken arkama bakmadan konuştum.
"Canın ne isterse onu yap yalnız benim işim var."
Çantamı yerden alıp arabaya hızlı adımlarla yürüdüm.Ardımda bir çift şaşkın yeşil göz bıraktığım farkındaydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VAVEYLA
RomanceHerkes ilk olmak ister , ilk aşk, ilk öpücük... Oysa ilk geçicidir. Sahip olduğunuz hangi ilk hala sizin,yada sizinle hiç düşündünüz mü? Oysa kimsenin beğenmediği son da durum biraz farklıdır. Ondan ötesi yoktur. Heyecandan avuçlarınızın terleyerek...