....Yanlış bir şey de söylememişti. Neden bu kadar sinirlendiğine bir türlü anlam veremedi. Eve geldi üstünü değiştirdi ve biraz rahatlamak için duşa girdi. Ama duşta etki etmemişti. Hadi ama kaç hafta olmuştu alt tarafı bir pansuman neden bu kadar abarttım ki? Ama yapamıyordu. Aklından çıkaramıyordu bu asi kızı ama düşünmekte istemiyordu. Gece olunca yatağa girdi. Yatakta bir o yana bir bu yana dönüp durdu, bütün gece uyuyamadı.Ertesi gün yine nedenini bilmediği bir şekilde kendisini onun okul kapısında buldu. Zil çalmış ve öğrenciler okuldan yavaş yavaş çıkmaya başlamışlardı. Tam o sırada Akın anlam veremediği bir heyecan hissetmeye başlamıştı. Bu arada yanından geçen öğrencilerden bazıları arasında şöyle konuşmalar geçiyordu.
-Hey bu Akın Çağlar değil mi? Hani şu geleceğin yıldız forveti dedikleri.
-Evet o sanırım ama burada ne işi var? O kulübün okulunda okumuyor mu?
-Evet öyle ama şuan umurumda değil. Baksana çok yakışıklı..
Akın bu konuşmaları kulak ardı ederek gelenlere bakmaya devam ediyordu. Bir anda Selin’i gördü. Sakin bir tavırla kapıya doğru yürüyordu. Hemen ona doğru yürümeye başladı. Selin onu fark edince oldukça şaşırdı:
-Yine mi sen? Ne istiyorsun benden?
-Biraz konuşmamız mümkün mü acaba?
-Ne konuşucağız? Sana söyledim. Bana karşı kendini minnettar hissetmene gerek yok.
-Lütfen. Biraz yürüsek olmaz mı?
-Peki. Ama umarım bu son olur.Daha sonra yavaş yavaş yürümeye başladılar. Etrafta birçok kişi onlara bakıyordu. Selin kendini tuhaf hissetmeye başlamıştı. Biraz daha ilerlediklerinde artık etrafta kimse kalmamıştı. Biraz daha sessizce ilerlediler. Akın konuşmaya nasıl başlayacağını bilmiyordu.
-Evet dinliyorum. Ne konuşmak istiyorsun?
-Şey…. Ben dün seni kırdım galiba ama bilerek olmadı gerçekten özür dilerim.
-Aslında dün gece bende bunu düşündüm. Senin bir suçun yoktu. Ben biraz fazla tepki verdim. Kusura bakma.
-O zaman aramızda bir sorun yok değil mi?
-Yok. Aslına bakarsan herhangi başka bir şey de yok. O yüzden çok da takılma bunlara.
-Şey… sanırım bende bunu konuşmak istiyorum tam olarak.
-Nasıl yani?
-Yani belki sana saçma gelebilir ama en azından tekrar görüşmemiz mümkün mü?
-Hiçbir bağlantımız yok. Bunu istediğimi sanmıyorum ama seninle tanıştığıma memnun oldum. Şimdi gitsem iyi olacak. Hoşça kal.Selin tam arkasını dönmüş ilerlemeye başlamıştı ki Akın bütün cesaretini toplayıp koşarak ona yetişti ve:
-Bunu sana söylemem gerekiyor. Aslında çok saçma olduğunun bende farkındayım ama o günden beri sürekli seni görmek istiyorum. Bunun çok tuhaf olduğunun bende farkındayım ama engel olamıyorum.
-Bu söylediklerin gerçekten çok tuhaf. Ama dediğim gibi hiçbir bağlantımız yok. Ayrıca zamanla geçeceğine eminim. Şimdi gitsem iyi olacak.Selin bu konuşmalardan sonra oldukça şaşırmış ve tuhaf hissediyordu. Hızlı adımlarla yürümeye başladı. arkasına dönüp bakmak bile istemiyordu. Yani düşünüyordu da birkez gördüğün biri için bu kadar çaba anlamsız geliyordu. Kendisi yapar mıydı? Hayır kesinlikle yapmazdı. Haliyle hala şaşkındı. Bide utanmadan çocuğa “zamanla geçecektir” demişti. Çünkü böyle bir olay daha önce hiç başına gelmemişti ve o an ne söylenir, ne yapılır en ufak bir fikri yoktu. Selin hızlı adımlarla uzaklaşmaya devam ederken Akın arkasından bakakaldı. Olduğu yerdeydi hala. Hava hafiften kararmaya başlamıştı. Oda yavaş adımlarla olduğu yerden evine doğru yürümeye başladı. Gece boyunca ikiside uyuyamadı. Ama bir farkları vardı. Akın bugün olanları düşündüğünden, Selin ise yarın önemli bir sınavı olduğundan...
Merhaba arkadaşlar. Hikayemizin daha sağlıklı ilerlemesi için lütfen yorumlarınızla ve fikirlerinizi benimlr paylaşın. Yorumlarınızı bekliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FUTVOL
Novela Juvenilİki spor aşığının yolu bir sahada kesişirse... Birisi hayatını sadece voleybol üzerine kurmuş asi, sert, inançlı ve yaşadığı talihsiz sakatlıkla boğuşan voleybolcu kız... Diğeri ise yaparken mutlu olduğu tek şey olan futbola tutkun yakışıklı, seve...