HER SANİYE 1. BÖLÜM

135 39 32
                                    


" prensesim hadi uyan " diyen babamın sesiyle uyandım sabah gelenegimizdi " çagrı geldi" ne mutlu bana bi çagrımız eksikti " bu gün okul çıkışı randevun var seninle gelemiycegim ama sen istersen farklı bir gün beraber gideriz " dedi yataktan kalktım formamı elime aldım " sorun degil baba hadi giyinmem gerek " dedim gülerek odadan çıktı gereksiz okulumun gereksiz formasını giydim babamın bana prensesim demesini seviyodum ama sadece babamın ben gerçek anlamda prenses gibi büyümüştüm her istdigim anında olur her istemedigim anında yok olurdu neden mi çünkü AHMET KESER'İN kızı LEYLA KESER ismimi çok severdim bunda ilk neden annemin adı olmasıydı babam bana annemin ismini vermişti annem beni hayat gözlerimi açtıgım an ölmüştü . " Leyla hanım babamanız sizi çagırıyo " dedi kafamla onayladım hizmetliyi ve aşagıya indim çagrı babamla muhabbet ediyodu çocukluk arkadaşımdı hatta ondan da öte teyzemin ogluydu masaya ilerledim oturdum sesizce yemegimi yemeye başladım . " çok soguksun be kuzen " dedi cevapsız hep böyle olurdu onlar bana laf atar ben onları bi bakış atardım susarlardı " kızım bakma öyle " dedi babam babam bu umursamaz soguk hallerimi hiç sevmezdi " doydum " dedim sandalyemi hızla çekip ayaga kalktım " kızma hemen , dikatli sür " dedi ve ayaga kalkıp yanagımı öptü " tamam mı ? " dedi babamın bi öpücügü sankinleştiriyodu bazen " peki " dedim ve hızlı adımlarla evden çıktım .

ölüm sesizce usulca oluyodu annemin ki gibi usul usul kızını kucagına alma hayyaleri kurarkan olmuştu toprakla bütünleşti sesizce usulca göz yaşlarıyla ölüm insan hayatında hep vardı görmedik istemedik ananem bi lafı vardı " ölümün sırayla olanı en hayırlısı " derdi ve neden gençler ölüyodu neden benim daha 20 yaşındaki annem ölüyodu yine sinir krizine giricegii hissetim çantamdan ilaçımı alıp içtim sınıf yavaş yavaş doluyodu elimdeki telefonu sıkmaya başladım sakin ol leyla sakin sen güçlüsün dedim " leyla " diye bana sarılan eceye baktım bende ona sarıldım ruhsuzca " buz gibisin bu ne hal " dedi " herzamanki hallerim " dedim

bu kızda dayım ' ın kızıydı bizde kuzen boldu " akşam eglenmeye gidicez sende gel " dedi yavru kedi bakışlarıyla " ece "dedim " neden yaaaaaaaa " dedi " bilyorsun babam beni öyle heryere yollamıyo " dedim " bekle " dedi ve telefonunu cebinden çıkardı ve sanırım babamı arıyodu

" eniştecim napıyosun "

"......................."

" nerden bildin zeki eniştem "

"........................"

" tamam akşam eglenmeye gidiyoruz ve "

" ...................................."

" enişte ama hadi zaten leylayı zor ikna ettik " dedi

" .........................."

" çagrıda var "

".................."

" tamam eniştelerin en yakışıklısı " dedi ve kapadı ellerini çırptı kabul etmişti anlaşıldıgı üzere

" gidiyoruz " dedi ve koşarak sınıftan çıktı ögretmenler zili çalınca çift kişilik sırama iyice yayıldım tek otururdum hep benim soguk insanla kimse oturmazdı demek isterdim ama herkez peşimden ayrılmıyodu ben izin versem otururlardı ama tek oturmak tercihimdi herzaman. sınıfta herkez yerini almıştı önümdeki okulun en kuul çocuklarından biri olan çocuk arkasını döndü

" naber leyla " dedi cevap yok

" konsore gidelim mi ? " dedi " yok " dedim sertçe önüne döndü yüzsüz bu okulda tüm kızlar peşindeydi o da benim peşimden kapı açıldı matematikçi içeri girdi " 11 A otur " dedi kalkmadıgım için sorun yok " leyla senin bu insanlardan farkın ne ayaga neden kalmıoyosun " dedi cevap ya sabır çekti ve dersi anlatmaya başlaı birden kapı açıldı içeri havalı bir çocuk girdi incelemeden alı koyamadım kendimi kusursuz bakışları vardı çatık kaşları 1.80 civbarında boyo lacivert ışıltılı gözleri ışıltı tehlikenin ışıltısıydı sanki " yeni ögrenci adın ne ? nereden geliyosun? " dien matematikçiye ezici bakışlar attı " ankaradan geliyorum adım savaş tc mi söylememe gerek var mı ? " dedi alaycıl ama bi okadar sinirli ses tonuyla " geç leyla ' nın yanına " dedi sınıfa göz gezdirdi tek boş yer benim oldugu için yavaş adımlarla yanıma oturdu kokusunu parfüm seçerken kokladıgımız gibi kokladım erkek parfümlerini koklamayı severdim sapıkça ama bilmiyorum hem babamın parfümlerini hep ben alırdım ama bu kokuyu hiç bir yerde koklamamıştım anlatılmazdı koklanırdı " ne kokluyosun sapık felan mısın ? " dedi ezici ses tonuyla gözlerine baktım ve bende ona ezici bakışlar yolladım ve önüme döndüm " ilk günüm cidden sıçmık gibi " dedi fısıltıyla gözlerimi kapadım annemi düşündüm babam ikimizin fiziki bakımdan ikiz de daha öte benzedigimi söylüyordu ama karakter bakımdan hayır annemin deli dolu tatlı dilli oldugunu söyler ben tam tersi ölü gibi ve sivri dilli zil çaldıgında yanımdan kalkıp gitti istedigimde buydu sanırım yalnızlık yalnız olmak herzaman daha huzurlu olmamı saglamıştı yanımda haraketlenme olunca gözlerimi açtım " çagrı " dedim " leyla neyin var " dedi " eve gitmek istiyorum " dedim " babanı ara " dedi telefonumu çıkarıp babamı aradım

HER SANİYEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin