Yağmurun yarattığı gök gürültüsüyle hafif irkilerek yatakta kıpırdandım. Sabah olmasına rağmen o kadar şiddetli bir yağmur vardı ki, her gök gürlediğinde kalbim duracak sanıyordum.
Zaten yüksek sese karşı küçüklüğümden kalma bir fobim vardı. Ve şuan havanın her gür sesi yükseldiğinde kulaklarımı tıkayıp Sehun'a daha fazla sokuluyordum.
Saate bakmak için telefonumu etrafa bakınarak aradım fakat akşam onu bir yerlere fırlattığımı hatırlayınca tekrar başımı Sehun'un göğsüne yasladım.
Ellerim hala kulaklarımı tıkıyordu çünkü gök az öncekine nazaran bin kat daha şiddetliydi. Gözlerimi sıkıca kapadım ve ağlamamaya çalışarak bu anın bitmesini diledim.
Dünyanın en güzel elleri belimi bulunca azda olsa rahatlamaya çalıştım ve yumuşak hafif peltek sesini duydum.
"Güzelim? " çenemden tutup yüzüne doğru bakmamı sağladı. Gözlerim hala sıkı bir şekilde kapalıydı. Eğildi ve göz kapaklarımı öptü. Gözlerim yavaş yavaş açılırken, şiddetini azaltan gökle kulaklarımdaki ellerimide serbest bıraktım.
Yüzüne korkuyla baktığımda kaşları çatıldı.
"Luhan iyi misin? " dedi eliyle alnıma dokunurken. Ellerinin sıcaklığı bedenimi ele geçirirken ben ona hayranlıkla bakıyordum. Daha sonra gözleri fal taşı gibi açıldı. Ne olduğunu anlamadığım birşeyden emin olmak istercesine endişeyle alnıma dudaklarını bastırdı. Dudakları hala alnımdayken konuştu.
" Yanıyorsun Luhan. " Daha sonra alnıma öpücik kondurdu ve hızla doğrulup beni kucağına aldı. Konuşacak gücüm yoktu.
Bacaklarımı beline doladım ve beni taşımasına izin verdim.
Altın ve beyaz renklerin ağırlıklı olduğu geniş banyoya girerken beni kucağından indirmedi ve küvetin musluk kısmına eğilip suyu ayarladı.
Küvetteki su dolana kadar beni tuvaletin kapağına oturttu ve üzerimi çıkartmaya başladı. Zaten üzerimde sadece tişört ve baksırım vardı bu yüzden uzun sürmedi.
"Telefonumu bulmam gerekiyor. Chen meraktan ölmüştür. " aklım yeni yeni yerine gelirken Sehun Chen'in adını duyunca tiksintiyle yüzünü buruşturmuştu.
" Ne zaman söylemeyi düşünüyorsun? " sert sesi sabahki gök gürültüsünü andırıyordu. Yüksek değildi ama sertti çok fazla sertti, kalbimi durduracak türden. Sesi titrememe neden olmuştu, tahrik olmakla alakalı değildi bu, korkutuyordu beni.
" B-ben bilmiyorum. Şuan hazır değilim. Onun üzülmesi isteyeceğim en son şey. O iyi biri Sehun. "
Sehun sinirle nefesini verirken kaşları iyice çatılmış bana bakıyordu. Alayla gülüp Chen'i gözünde daha aşağılara indirmeye devam etti.
" Sikik herifin teki! Seni benden çaldı. Tanrım, Luhan! Ah sikeyim! " sağa sola volta atarken yüzümü kaplayan korku git gide büyüyordu. Ama Chen'i yerden yere vuramazdı. Sehun'a aşıktım evet ama Chen'in bana yaptıklarını kimse daha önce yapmamıştı. O beni korkutmuyordu, iyiydi ve benim için endişeleniyordu.
O gerçekten iyi birini hakediyordu,bense sürtük herifin tekiydim. Sehun'un Chen'e kullandığı sikik herif terimi bana daha çok yakışıyordu sanırım."Ona bunları diyemezsin Sehun. Sen hiçbir bok demeden giderken yanımda olan birtek o'ydu! Ona minnet duyman gerekiyor seni aptal! Eğer o olmasaydı ben şuan lanet bir mezarın içinde gebermiş olurdum! " yükselen sesimle dolan gözlerimi bastırmaya çalışsamda bir damla gözümden yakıcı bir şekilde aktı. Sehun bir adım atıp mesafeyi yok etti, beni tuvaletten kaldırdı ve küvete soktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wreck (Enkaz) / HunHan
RomanceBir melek gibi işliyorsun ismini ince bir dantel gibi kalbime. Hissediyorum, kaderimin üzerinde gezinen minik ellerini. Ve göz yaşların değiyor avuçlarıma. Ağlama Luhan, ağlama sevgilim.. Wreck (Enkaz) -by SeaNeL