" Benim ol Luhan" dedi şehvetle Chen.
Tamam herşeyi siktir edin, asıl şimdi ne bok yiyeceğim?
Biliyorum, eğer Chen daha fazla ileriye giderse elimde olmadan bunu yapacağım. Çünkü ihtiyacım var ve Sehun'dan sonra hiç kimseyle olmamıştım. Chen'le bu kadar uzun süre çıkmamıza rağmen onunla bile yatmamıştım. Ve Chen buna devam ederse ciddi anlamda 3 yılın patlamasını yaşayacaktım.
Derken Chen üzerimde sadece baksır olan bedenimi elleriyle keşfe çıkmıştı. Lanet olası düşüncelerimi bu kadar fazla uzatmamam gerektiğini aklımın bir köşesine daha sokmuşturmaya çalışırken hadi tahmin edin ne oldu?
Chen elini baksırımdan içeriye itti."C-chen.. Tanrım, dur lütfen" en sonunda ağzımı açtığımda sesimin yalvarışlı tonu dudaklarımdan süzüldü. Ellerini bulunduğu yerden yavaşça çıkardı ve acı çekercesine yüzüme baktı.
" İzin ver Luhan, seni hissetmeme izin ver meleğim. Sana ihtiyacım var. Al beni sevgilim. "
Yüzü yüzüme yaklaşırken konsantre olmaya çalışıyordum fakat başaramıyordum. Çünkü şuan hormonlarım aşkımın önüne geçip bunu yapmamı söylüyordu. Üstelik Sehun burda değildi. Fırsattan istifade edip Chen'i Sehun olarak hayal ettim ve ona karşılık verdim.
Tamam bana kızabilirsiniz, küfür edebilirsiniz ama... Ah! Hadi ama bende bir erkeğim değil mi?
Chen dudaklarımızın birbiriyle savaşına son verip kendi dudaklarını boynuma gömdü. Nadiren görünen adem elmasımın üzerini iz bırakırcasına emerken bana tekrar Sehun'u hatırlattı. Sehun, sehun, sehun....
Sikmişim hormonunu! Sehun'a hunu yapamazdım, lanet olsun onu seviyorum ve hayır yapmayacağım.
Chen'i ne ara beni yatırdığını farketmediğim bedenimden ittim. Israrla üzerime gelince korkuyla ne yapacağımı şaşırdım. Yüzünü yüzüme sabitlediğinde arsızca beni kendine bastırdı.
Ve en sonunda kararsız kaldığım şeyi yaptım. Sağ yanağına okkalı bir tokat geçirdim. Odadaki sessizliği o tokadın sesi gerçekten şiddetli bir şekilde ezip geçmişti. Bilmiyorum belkide pişman olacaktım, belkide olmayacaktım...
Chen'in sinirlenmesini beklerken o ağaya kalktı ve tam tersini yaptı. Yanağını tutup gözünden bir damlanın düşmesine izin verdi.
" Neden? " yüzüme öyle buruk baktı ki içimin eridiğine yemin edebilirim.
Belki bana kızacaksınız ama ona acıyordum. Ama kişiliğinden dolayı değil. Benim gibi birini sevmesinden, ona haberi olmadan arladaşcasına yaklaşırken onun bunu sevgili gibi algılamasından, kendine bu acıyı yaşatmasından. Ve lanet olsun yaptığım her bokluğa katlanıp beni hala seviyor olmasından... Tanrı bilir Sehun'la sevgili olduğumu bilse bunları yapmaya devam eder mi? Yoksa öldürür mü beni? Yada çekip gider mi bir zamanlar Sehun'un da yaptığı gibi. Ama o zaman suçlu olan oydu ve giden de oydu hemde birşey demeden, kendi başına buyruk. Bu sefer suçlu olan bendim.
"Neden? " tekrar sordu ama bu sefer azacıkda olsa yükseltmişti bülbül sesini.
Ben ayağa kalkarken aynı şekilde gözlerine bakıyordum. Ona biraz yaklaştım fakat beni eliyle durdurdu.
" Onu unutamıyorsun değil mi? Hala onu düşünüyorsun! "
Bu sefer bende ağlamaya başlamıştım. Onu unutamadığımı biliyordu, ama onunla birlikte olduğumu bilmiyordu ve ben bilmemesi için herşeyi yapardım. Bu yüzden mecburen yalan söylemek durumundaydım, yine...
" Hayır! Sana yemin ederim o aklımın ucundan bile geçmedi. Ben, ben sadece hazır değilim. Buna hazır değilim. " ikimizinde ağlamaları odanın içini dolduruyordu. Chen çektiği acıdan ağlıyordu, bense söylediğim yalanın aslında gerçek olmasından ve ona çektirdiğim acıdan ağlıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wreck (Enkaz) / HunHan
RomanceBir melek gibi işliyorsun ismini ince bir dantel gibi kalbime. Hissediyorum, kaderimin üzerinde gezinen minik ellerini. Ve göz yaşların değiyor avuçlarıma. Ağlama Luhan, ağlama sevgilim.. Wreck (Enkaz) -by SeaNeL