Chen'i aegyo yaparken görmüştüm, sarhoşken görmüştüm, gür bir şekilde kahkaha atarken yada bazen utançtan yüzünün kızardığını hatta bu denli neşeli bir çocuğun olağanüstü sinirli haline bile şahit olmuştum. Ama şuanki bitik durumu daha önce Chen'de değil, kendimde bile görmediğim bir berbatlıktaydı.
Haklıydıda, ona neşelen deyemezdim. Dövülmüş, hırpalanmış ve tecavüze uğramıştı. Ne diyebilirdim ki? Tek yapabildiğim sabahtan beri ona sarılmaktı.
Ama bulacaktım, Tanrı şahidim olsun ki; bunu ona kimin daha doğrusu kimlerin yaptığını bulacaktım.
Ben eve geleli beş saat olmuştu ve bu beş saat süresinde durmaksızın akan göz yaşları az da olsa dinmiş fakat ağlaması durmamıştı.
Göğsümde ağlamaktan titreyen omuzları bana döndü.
"Canım y-yanıyor Luhan, c-canım çok yanıyor. "
Gözlerime bakarak söylediği cümleler kalbime bir ok gibi saplanıyor, içimde onu yanlız bıraktığım için büyüyen suçluluk duygusu beni bile aşıyordu.
" Geçecek Chen. Ben burdayım, yanındayım. Söz veriyorum bir daha böyle birşey yaşanmayacak tamam mı? " dedim saçlarına öpücükler kondururken.
Şuan ona uzak davranamazdım, yaşadıkları kolay değildi ve ben onun yanında olmalıydım. Tabii ona davrandığım, yaptığım herşey benim için arkadaştan öte bir şey değildi.
" Beni bırakmazsın değil mi? Beni bırakma bebeğim, korkuyorum. "
O sesi güzel adam, şimdi ağlamaktan çatlayan sesiyle konuşuyordu. Ve umut dolu gözlerle.
" Bırakmam Chen. Artık bunları düşünme lütfen. Hep yanındayım. "
Cümlemi tamamlarken elini tuttum. Ve kafasını boynuma yerleştirdi.
Yaklaşık 10 dakika sonra uyuyakalmıştı. Onu uyandırmamaya çalışarak yataktan kalktım ve sessizce yorganı üzerine serdim.
Aşağı katta çalan telefonum sessizliği bozarken Chen'in uyanmaması için aceleyle aşağıya inip ekrene bakmadan telefonu açtım.
"Güzelim. "
Karşı taraftan korumacı ve bir o kadar da çekici ses kulaklarıma doldu. Fakat bunun için sevinemiyordum, Chen aklıms geliyordu.
" Sehun "
Neşeli olmaya çalışmadım ama düz bir ifadeyle seslendiğimde söylenemezdi.
" Oğlumuzu almayı unutmuşsun. Hunhan seni istiyor ve özlüyor. "
Aklıma Sehun'un bana aldığı kedicik gelince hafifçe gülümsedim. Nadiren romantikleşen sevgilimin kediye oğlumuz demesi herşeyi unutturuyordu, en azından saniyeliğinede olsa..
" Lütfen onu alana kadar ona iyi bak ve ihmal etme. "
Uyarıcı bir tonda konuştum çünkü sevgilim olan bu herif umursamazın tekiydi. Bu yüzden Hunhan için az da olsa içimde endişe vardı. Tabii bu endişe Chen'in kinin yanında yok bile denilirdi.
"Tanrım Luhan bana emir mi veriyorsun? Tabiikide oğlumuza iyi bakacağım. Sen kaçta geleceksin bana? "
Bu ses tonu emrivaki ve sertti.
" Bugün gelemeyeceğim hatta önğmüzdeki birkaç gün bile gelemeyeceğim sanırım. Üzgünüm. "
Dedim düz bir tonda. Tabiikide yanına gitmek için yanıp tutuşuyordum ama hayır, Chen'i şuan bırakamazdım, bir süreliğine yanında olmam gerekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wreck (Enkaz) / HunHan
RomansBir melek gibi işliyorsun ismini ince bir dantel gibi kalbime. Hissediyorum, kaderimin üzerinde gezinen minik ellerini. Ve göz yaşların değiyor avuçlarıma. Ağlama Luhan, ağlama sevgilim.. Wreck (Enkaz) -by SeaNeL