Multi; Mısra için ağlayan Melih
Koşarak oradan uzaklaştım. Gözyaşlarım bağımsızlığını ilan etmişken nefes alamayacak gibi oluyordum. Sevgilisi varken gelmiş bana ne diyor? Sev yeter demişti.. Sözleri kulaklarımda yankılanırken sesli bir şekilde ağlamaya devam ettim. Dizlerimin üzerinde sokakta yere çöktüm.Ağlama seslerin etrafta duyulurken daha da artıyordu gözyaşlarım. Ayağa kalktım ve yürümeye başladım. Keskin bir fren sesi ve birisinin beni ittirmesi bir oldu.. Korkmuştum.. Beni ittiren kişiye baktığımda benim yaşlarımda bir kız olduğunu gördüm.
-:"Hey az kalsın gidiyordun. Dikkatli ol biraz. "
Başımı salladım. Ve yürümeye devam ettim.Ölüyordum az kalsın. Ana caddeye çıktığımda bir taksiye binip eve geldim. Hemen duşa girdim. Uzun süre suyun altında kaldıktan sonra üzerime rahat birşeyler giydim ve yatağıma yattım. Seviyor muydu beni bilmiyordum bile. Ama sev demişti değil mi? Gözlerimi kapattım uykuya kendimi bıraktım. Uyursam geçerdi nasıl olsa.
Yağmur..
Etarafıma baktığımda Mısra yı görememiştim. İdile sorduğumda o da görmemişti. Yine nereye kayboldu bu?
Melih..
Mısra nın doğum günü için İdil benide çağırmıştı. Oraya gittiğimde ortamın çok güzel olduğunu gördüm. Hediyemde hazırdı. Ucunda melek olan bir kolye almıştım. Zarif ve güzel duruyordu ve tıpkı onun gibi bir melekti. Mısra geldiğinde büyülenmiş gibi bakmıştım. Beni etkisi altına alıyordu. Bana öylesine bir gülümseme gönderdiğinde biraz kırılmıştım sanırım. hediyeler verilirken kolyeyi kendim takmak istiyordum ama bana sinir olduğunu bildiğim için böyle birşey yapmadım. Eline bıraktım ve uzaklaştım. Çantasına koyduğunu gördüğümde gülümsedim. Bu beğendiği ve atmayacağı anlamına geliyordu değil mi?
Gece ilerken Nil in sesi ile o yöne döndük. İnanmıyorum burada olduğumu nereden biliyordu? Sonra gelip bana sarıldığında bende sarılmak zorunda kaldım. Mısra nın bakışlarından Nil den hoşlanmadığını anlamıştım. İlk karşılaştıkları günden beri hem de. Sonra Nil benim kulağıma bu gece çok yaşıkışlı olduğumu söylediğinde başımı onaylayan biçimde salladım ve gülümsedim. Hadi ama hani erkek bir kız böyle bir şey dediğinde gülümsemez? Mısra ya baktığımda hızlı adımlarla biryere gidiyordu. Merak etmiştim. Nil i bıraktım ve arkasından gittim. Ağlıyordu. Doğum gününde doğum günü kızı yanlız kalacağı bir yere gitmiş ağlıyordu. İlk defa böyle duygular geliyordu içime. İlk defa bir kızın beni sevmesini istiyordum. Hoşlanmasını değil sevmesini ve sadece beni sevmesini istiyordum. Ona seslendiğimde burada ne aradığımı sordu.
İçimden ona sarılmak geliyordu. Sarılmak ve kokusunu içime çekmek. Ve durmadım sarıldım da. Sımsıkı sardım onu. Ama o bana sarılmamıştı .İçimdeki o duygu beni sararken şuan istediğim şey onunda bana kollarını sarmasıydı. Beni ittirdiğinde içimde hissetiğim şeyin adını koymuştum artık. 'Acı'ydı bu. Acı çekiyordum.
Bana 'sevgilinin yanına git'dediğinde ona Nil i sevmediğimi söyledim. 'Ne fark eder? 'diye sorduğunda
'Hiç bir şey için geç değil'dedim. Öyleydi çünkü. Geç kalmamıştık.
Bu saatten sonra hiçbirşeyin olamayacağını söyledi. Ellerimi yumruk yapıp sıktım. Yoksa gözlerim dolabilirdi.
'Sev yeter' dedim. O an gözünden akan yaşı silmek istemiştim ama buna cesaret edememiştim. Sadece sevgisini bana verse yeterdi. Onu çok mutlu edebilirdim. Çünkü bana sevmeyi öğreten oydu. O hayatıma girdiğinden beri Nil e bile daha kibar davranıyordum. Hissetmeyi bana öğreten oydu.
'çok geç 'dedi ve gözünden akan yaşı sildi. 'Kelebeğin ömrü bitti 'diye ekledikten sonra koşarak uzaklaştı. Artık ayakta duramayacağımı fark ettiğimde dizlerimin üzerine çöktüm. Artık sıktığım ellerimi serbest bıraktım ve göz yaşımda kendisini bıraktı. Kelebeğin ömrü bitti diyen sesi kulağımda yankı yaparken ne demek istediğini düşünüyordum.
Kelebek.. Kelebek.. Kelebek.. Buldum! Hani kızlar aşık olunca içlerinde uçuşan kelebek miydi bu? Her ne kadar öyle bir kız gibi durmasada öyle bir kızdı demek Mısra. Beni şaşırtıyordu. Ömrü bitti demişti..Kelebeklerin ömürleri bir güncüktü. Mısra beni seviyor muydu? Ve ben bunu farkedememiştim. Söylediği şarkılar.. Ahh ne kadar da aptalım. Ayağa kalktım ve kumların üzerinde yürümeye başladım. Bu kız bana ne yapıyordu böyle? Hastane bahçesinde ağlaması geldi gözümün önüne.. Yemek yememiz.. Yağmurda el ele koşmamız.. Bana şarkı söylemesi..Dans etmemiz..Gözlerimi kapattım. Ve gökyüzüne kaldırdım başımı.. Gözlerimi açıp yıldızları seyrettim.. Geri dönüp arabama bindim.. Aklıma onu eve bırakırken uyuyakalması geldi.. Kokusununiöime çektiğim ilk geceydi.. Ben ne ara bu kadar Sevmiştim? Eve geldiğimde duş aldım. Ve yatağıma yatıp gözlerimi kapattım..
Mısra..
Uyandığımda kalktım ve elimi yüzümü yıkadım. Gözlerim kızarmıştı. O kadar ağlarsam böyle olur tabi.. Üzerime kot şortumu ve tişört giydikten sonra saçımı ev topuzu yaptım. Gözlerimin altını kapattıktan sonra kalem ve rimel sürdüm. Dudağıma da her zamanki vişneli parlatıcımı sürdükten sonra aşağı indim.
Annem ve babam masada kahvaltı ediyordu.
Elif:Günaydın kızım :)
Mısra:Günaydın annelerin birtanesi ve babası :)
Babamda bana günaydın dedi. Onlara havadan öpücük attım.
Mısra:Bugün canım yemek istemiyor biraz dolaşacağım.
Dedim ve telefonumu cebime koyarak evden çıktım. Şirkete yarın gidecektim. Kendimi hiç iyi hissetmiyordum. Sevimli olan ve benim herzaman gittiğim cafeye gidip bir kahve içtim. Olanları düşündüm.. Artık ağlamak istemiyordum.. Kahveyi bitirince parayı bıraktım ve çıktım. Sahile gittim ve bir banka oturdum. Denizi seyrediyorken bir gitar sesi kulaklarımı doldurdu. Başımı o yöne çevirdiğimde bir çocuğun gitar çaldığını gördüm. Onu dinlerken tekrar başımı denize çevirdim. Beş dakika felan sonra gitar sesiyle birlekte başka bir ses daha duymamla başımı hızlıca çevirip oraya baktım.. Melih..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Butterfly Love
Teen FictionBazı insanlar şanslı olarak dünyaya gelirken bazıları ise şanslarını sonradan kaybedenlerdir. Mısra ve Melih şanslı mıdır? Yaşayarak öğrenmeleri gereken bir çok şey, hissederek öğrenecekleri bir çok duygu varken şans yanlarında olacak mıdır? Kelebek...