Telaşlı Gün

9 1 0
                                    

Bi hevesle yazmaya giriştiğim bu hikayem umarım destek görür. :) Yazım yanlışlarım varsa kusura bakmayın. Her türlü öneriye açığım :D Kötü birşey olursa hemen eleştirmeyin ilk baş öneri ya da uyarılarda bulunun lütfen. Elimden geldiği kadar düzeltmeye çalışırım İyi okumalar.. (Multimedya da Büşra var.)

Sıfır herkes için bitiş gibi görünür. Sıfır hiçtir, yoktur, bilinmezdir, eksiktir. Yine de sıfır beni tanımlayan tek kelime oldu. Sıfırdan başladım. Hiçbir şeyim olmadan, hiçbir şey bilmeden, hiç kimseyi tanımadan... Herşeyimi kaybedip koca bir hiç kazandım. Aslında her günkü gibi sıradan bir günde herşey gayet normal gidiyordu. Takiii.... Gözümü hiç bilmediğim ıssız bir yerde tanımadığım bir oğlanın sesini duyarak açana kadar...

-"Günaydııın" Günaydın? Sen kimsin? Ben kimim? Neredeyim ben? Bu çocuk niye bana böyle bakıyor?

-"Büşra iyi misin?" Büşra mı? Adımı nereden biliyor? Bu arada bu eskilik yer neresi? Ahh tabii yaa kamera şakası..Yoksa nasıl olur da hatırlamam.

-"Eeee kamera nerde? İyi saklamışsın. Sen kimsin? Oktay'ın arkadaşlarından mısın? Ha ha ha. Hiç komik değil." Bunları hiç nefes almadan söylemiştim.

-"Kötü bi rüya filan mı gördün Büşra? Aaah en son Ecrin'i oynatırken düşüp kafanı komidinin kenarına çarpmıştın. Hemen doktara gidiyoruz!" dedi telaşlı bi şekilde ceketinin düğmelerini iliklerken. Ecrin kim? Noluyor?

-"Hadisene çabuk giy üstünü, önemli bir şeyin olabilir." Ne dediğinden pek bir sey anlamasam da güvenilir bir insana benziyordu. Üstümü giyinip dışarıdaki arabama bindim. Aaa bu benim arabam. Demek ki buraya kendim gelmişim. Yaşayan hiç bir varlık benim arabamı sürmeye cesaret edemez. Çünkü o benim arabam.

-"Büşra napıyorsun? Orası sürücü koltuğu!" Hadi canım! Ciddi misin sen?

-"O yüzden buraya bindim zaten. Bu benim arabam değil mi?" dedim hala sersem bir sekilde ne olduğunu anlamaya çalısıyordum.

-"Bunları konuşmuştuk Büşra! Yaptığın o araba kazasından sonra asla araba sürmeyeceğin konusunda anlaştığımızı sanıyordum." E dövseydin!? Bir dakika yaa! Araba kazası?

-"Ben araba kazası mı yapmışım?"

-"Şu an 1 yıl önce yaptığın kazadan daha önemli şeyler var Büşra. Beni o sapık nişanlın Oktay'ın arkadaşı sandın az önce." dedi sinirden kıpkırmızı olmuştu ve neredeyse çatlıyacak gibi görünüyordu.

-"Sen kim oluyorsun ki benim karşımda nişanlıma sapık deme cesaretini kendinde buluyorsun?" Kızmıştım.

-"ESKİ nişanlın!" dedi sol gözünden bir damla yaş akarken ve yumruk yaptığı elini gevşeterek elinin tersiyle gözünden akan o bir damla yaşı yine kendisi sildi. Üzülmüş görünüyordu. Anladığım kadarıyla hatırlamadığım önemli şeyler vardı ve söylememem gereken şeyler söylemiştim.

-"Bin artık şu arabaya!" Bu sefer gerçekten kararlı görünüyordu. Tek kelime etmeden yan koltuğa geçtim. İsini bilmediğim karsı cins küçük, beyaz tenli, kumral, uzun saçlı, bitter çikolata rengi gözleri olan güzel bir kızı arkaya çocuk koltuğuna bağladı ve hemen doktora doğru yola koyulduk. Yol boyunca kimse ağzını açmamıştı. Hastanenin önünde araba durduğunda küçük kız sevinçle arabadan fırladı ve yanımdaki çocuğun arkadaşı olduğunu tahmin ettiğim genç uzun boylu doktorun kucağına zıpladı. Bir şeyler fısıldaştıktan sonra -çak bir beşlik- yaptılar ve birlikte gülüşerek başka bir yere gittiler. Ben de sabah yanında uyandığım çocuk doktorla konuşurken birazcık kulak misafiri olmuş olabilirim.

-"Sizi hatırlamıyor mu? Sadece kafasını çarptığı için olduğuna emin misiniz? Bu kadar basit bir çarpmadan hafızasını kaybedeceğini pek sanmıyorum açıkçası..."

-"Hayır.Aslına bakarsanız ben yine geçirdiği kazadan dolayı olduğunu düşünüyorum. Beyninde bir sorun olduğu düşünülmüştü ama herhangi bir sorun bulunamamıştı." Bu cümleden sonra doktor telaştan boncuk boncuk ter dökmeye başladı ve stajer doktorlara hemen tüm kontrolleri tekrar yapmalarını söyledi. Hiç sesimi çıkartmadan tüm testlere girdim. Anladığım kadarıyla kötü şeyler yaşamıştım ve benim için endişelenen insanlar vardı.

-"Neyim varmış?"

-"Kafanı çarptığın için hafızanı kaybetmişsin. Sorun edilecek bir şey değilmiş. Sadece unuttuklarını hatırlatmamız yeter." dedi. Yalan söylediğini biliyorum ama belki de şuan gerçekleri öğrenmemem en iyisidir. Zaten kendimi avutabileceğim mutlu anılarım bile yokken kötü seyler öğrenmem beni içinde bulunduğum bu boşluktan kurtarmayacak.

-"Öncelikle adın?" dedim ve ekledim. "Bir de arabadaki küçük kız?"

-"Ben Kadir Gürsoy ve sen de benim güzel karım Büşra Gürsoy" dedi ve yanıma gelip anlıma bir öpücük kondurdu sonra ben şaşkınlıktan delirmek üzereyken o devam etti. "Arabadaki tatlı prenses ise bizim bebeğimiz. Henüz 1.5 yaşında..." O konuşmaya devam etse de ben burada tıkandım kaldım.

Evlenmek? Ben?

Evlenmek?

Ben?

Bebek?

Noluyor burada?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 15, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SIFIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin