Bölüm 1

51 7 0
                                    


At üstünde huzursuzlanmaya başladı Gabriel. Gücünü ve savaş yeteneklerini insanlara yardımcı olma yolunda seçmıştı. Babasına cok benziyordu , belkide bu şekilde onu takip ediyordu [babasına tapardı] ,güçlü ve yakışıklı görüntüsünün altında aptal bir cesareti vardı. Elois böyle derdi. Aptal cesaret planları yapmasına fırsat kalmadan Gab bir yerlere dalıyordu çünkü. Sabırsız şakacı ve her abi gibi kız kardeşlerine karşı aşırı korumacıydı. Kardeşlerini Gabriel büyütüp yetiştirmiş denirse yalan olmazdı. Dövüşmeyi ve kılıç kullanmayı babaları öğretmişti ama onları geliştirip eğiten Gab di. Küçükken Ella, Gab 'e baba derdi.(😔). Gab dalgalı sari saçlarini karıştırdı mavi gözlerini gölgelemeye çalışan bir iki tutamı savurdu yüzünden ve sakallı çenesini kaşıdı bezmış bir ifadeyle" Offf yeter artık peşinden koştuğumuz sıkıldımmmm "diye birkaç metre önündeki küçük kardeşine bağırdı. Elois arkasını dönmeden gülümsedi ve abisine cvp vermedi. Onunla uğraşmaya bayılırdı. Abisi çoçuksu bir ifadeyle off'ladı. Bukadar yakışıklı karızmatik ve bir o kadarda tatlı olan ülkedeki tek erkek olabilirdi Gabrıel ,yani herkes boyle düşünürdü. Galiba bu Astrrell ailesinin genetik mirasıydı. En küçük kardeş Gabriellanın( ona ella derlerdı) bacaklarına kadar uzun altın sarısı saçları, bal rengi gözleri ,pürüzsüz bir cildi, mükemmel vücüt ve yüz hatları vardı. Ella'ın pembe yanakları genişledi güzel dişleri ortaya cıktı. Elois (ablası) ve abisinin arasındaki sürekli olan dalaşma,laf sokma ve hakaret etme döngüsü onu dünyada en cok mutlu eden şeydi. Çok fazla konuşup, gülmezdi. Nefes kesen güzelligiyle sessizce kardeşlerini takip ederdi. Üçlü yalnız kaldığında ise Ellayı susturabilmek mümkün değildi. Yani aslında utangaç biriydi başka insanlara karşı." İşte geliyor " diye sessizce gülümsedi. Gab çektiği off' un ardından huysuz bi çocuk gibi Eloise'e bağırmaya başladı etraflarındaki diğer avcılar ise bu kardeşlerin nasıl işlerinde bir numara olduklarını herkesin onlardan ölüm makinesi diye bahsettiklerini ve 13 Krallıkta "mutlaka canlı yakalanmalı yosa öldürün" duyurularına uyarılarına inanamıyorlrdı. Hemde dakikalardır aval aval bu üçlüye bakıyorlardı. Gabrıel " yeter artik, cok yoruldum at üstünde popom ağrıdı, acıktım susadım çişim geldi, inlerini bulmak istemiyorum niye onlar bizi bulmuyor neden sürekli biz birilerini yada birşeylerin peşindeyiz ,acıktığımı soylemişmiydim ha birde uykum geldi banyoda yapmak istiyorum' diye durmadan bağırmaya başladı. Eloise ve Gabriella kahkahalarla gülüyorlardı. Sadece 35 dakikadır at üstündelerdi ve yanlarındaki 5 avcı bu üç kardeşin kesinlikle 'o üç kardeş 'olmadığına inanıyordu. Eloise bir yandan gülerken bir yandanda içinden saymaya başladı .'3...2....1....' . O anda peşlerinde oldukları yaratıklar Gabrielin üstüne atladılar hemen yanlarındaki ormanın derinliklerinden. Eloise "işte beklediğim an " diyerek sırıttı. Gabriel çocuksu tavırlarda bagırıyor 50 cm büyüklüğünde maymunu andıran vahşi sivri dişli ve pençeli yaratıkları başından atmak için ellerini savuşturup duruyordu . Bu vahşi tehlikeli yaratıkları basıt çığlıklarla hatta tiz bır kadın çığlığıyla savuşturmaya çalışıyor gibiydi[ dalga geçer gibi]. Sanki bu durumu ciddiye alanlar sadece diğer avcılardı. Ella ve Eloise 'e baktılar ikiside gülüyordu. Avcılardan biri bağırarak "Ne yaptığınızı zanedıyorsunuz haydı adamı parçalayacaklar" diye Gabriel 'e dogru atını sürdü. Hızla Eloise adamın önüne geçti atıyla. "Ne yani Kirşistorları [ maymuna benzeyen sivri dişli ve pençeli vahşi tehlikeli hayvanlar] basit kılıçlarlamı öldürüceksin. Bu işi profesyonellere bırak" diyerek atını Gabriel' in önüne sürdü. Eloise "Ella!" diye bağırdı. Ella da yerini almıştı bakıştılar ve hedefleri bölüştüler. Gab bu arada onları savuşturuyor tekmeliyor uzak tutmaya çalışıyordu sanki şakaymış gibi. Eloise daha iyi bir okçu olduğundan Gab e yakın Kirşistorları o vurucaktı, Ella da uzakta ve yerlerdekileri. Hızla saydılar. Tahminlerindeki gibi 9 tanelerdi. Genelde sürüleri bu sayıda avlanır ve yaşardı. Hızla sayıyı teke düşürdüler. Son kalanın alfa olduğu uzun sakal gibi tüylerinden belliydi. Gab bu sefer ciddi bir sesle'' Eloise'' diye bağırdı Ellada "Eloise "diye bağırdı. Eloise " Tamam hallediyorum" diye bağırdı. Alfalar çok çevik ve akıllı olurlardı. Sürekli okun ucundan kaçıyordu. Eloise derin bir nefes aldı konsantre oldu. Görüntü gözünde yavaşladı. Sonrada zaman. Nefes sesi sanki okunun kalp atışıymış gibi geliyordu. Nefesini tuttu ve oku fırlattı. Alfayı gözünden vurdu.[hemde arkadan] diğer avcılar korkuyla Eloise baktı. Eloise gururla attan indi alfayı [kafasını] torbaya koydu ve krallığa geri dönüş yoluna dört nala sürdü. Eloise Astrrell ailesinin genetik mitasına sahip değildi. İnsanların nefesini kesen özelliği , Ella kadar güzel olması yada Gab kadar güçlü olması değildi. Siyah uzun dalgalı saçları açık esmer teni simsiyah gözleri vardı. O zeytin gözler kısıldığı ve incecik yay kaşları çattığı zaman ondan korkmayan hiçkimse yoktu. Nedense vahşi bir çekiciliği vardı. Erkekler onu hem hayal eder hemde yanına yaklaşamazlardı. O güç ,güzellik ve zekanın birleşimiydi. Gözünün içine bakan tek erkek bile yoktu. Onun gülmesi eğlenmesi konuşması hem sıcak hem güven verici hemde tehtitkardı.Bu korktukları kadının uzaklaşmasını bir süre izledi avcılar. Hala çocuk gibi şuram acıyor buram acıyor diye mızmızlanıyordu Gabriel Ella ise abisinin şaklabanlığına kıkır kıkır gülüyordu. Sonra "haydi geri dönelim "diyerek ilerlediler ,avcılarda onları takip etti homurdanarak. Yolda da eğitimleriyle ilgili bazı şeyler sorular , alfayı neden öyle yakaladıklarını vb...Gab 'de "ona ben öğrettim, babam öğretti" gibi kısa ucu acık cevaplar vererek geriştiriyordu. Bu üç kardeş geçmişlerinden konuşmazdı ve konuşulmasını sevmezlerdi ,en çok ta Gab. Geçmişe en takılı kalmış kişi de oydu aslında. Quarthingtown a geri döndüler. Kral söz verdigi gibi 360 altını verdi. Beş avcı ve üç kardeş parayı 6 ya bölüştüler( her zaman böyle yaparlardı). Avcılar teşekkür ederek ve hala onların mükemmel üçlü olduğunu inanmayarak ayrıldılar. Kral özel olarak kardeşlere teşekkür etti. Genelde bu tip konuşmaları Eloise ve Gabriel beraber yaparlardı. Kral Beny" sizin efsanelerinizi çok duydum sizinle daha fazla vakit geçirmek isterim. Bu akşam komşu 8 krallık uzunca bir yoldan bir dostluk yemeğine gelecekler. Sizide aramızda görmekten şeref duyarız" dedi. Kardeşler şaşkınlıklarını gizleyerek birbirlerine baktılar ve aynı şeyı düşündüler. Gab" Bukadar fazla krallığın barış yemeğinde toplandığını ilk kez duyuyorum çok saygı duyulan güçlü bir kral olmalısınız' dedi. Yalakalık olsun diye değil gerçekten şaşırmıştı ve düşündüklerini söyledi. Haklıydı da bu civardaki en güçlü sayılacak krallıklardan biriydi. Eloise" hangi krallıklar yemeğe davetli"dedi Kral Beny krallıkların adını sayınca Gab kıkırdadı. Ella ve Eloise de ardından. Kral afalladı kaşlarını çattı"nedir bukadar komik olan". Gab" şey 5 tanesinde azılı suçlu olarak aranıyoruz da' dedi tatlı bi şekilde. Sonra tekrar kıkırdadılar. Kralda önce afallafı sonra gülümsedi' ozaman daha iyi olmuş sizi 5 krallıktaki suçlu listesinden çıkartabilirim. Sizi yanlış tanıyanlara sizin harika yeteneklerinizden bahseder ve meseleyi çözerim ' dedi. Beny iyi bir adamdı halkıda onu çok severdi. Ella ve Eloise güzel bir fırsat olduğunu başlarıyla abilerine onayladlar. Gab de akşam olacak bedava yemek şolenini ve güzel kadınlarla dolu kalabalığı kaçıramazdı."Elbette kral Beny teklifinizle bizi onurlandırdınız "dedi saygıyla eğildi. Ella ve Eloise gülmemek için parmaklarını çimdiklediler onlarda kafalarını saygıyla eğip hizmetlilerin onlara gösterdiği odaya gittiler. Akşama kadar orda gülüp eğlendiler, kahkahaları adeta kaleyi inletti kimse onların mükemmel üçlü olduğuna inanamıyordu. Birkaç saat uyuyup uyandıklarında hizmetliler kıyafetlerini getirmişlerdi. Tabiki gelen kıyafetler seçkin kesimden erkek ve kadınların giydiği pahali ,ipek güzel kıyafetlerdi. Gabriel "banyo benimdir ,şu şaşalı olan da benimdir " diye kıyafeti kapıp odalarının içindeki banyoya koştu kapıyı kapattı. Çoçuk gibi sıçrayarak koştuğu için Ella ve Eloise güldü. Ella" zaten pantolon lu tek kıyafet oydu şapşal ya "diyerek elbiseleri inceledi. "İki elbisede zengin ve güzel bayanlara aitmiş gibi"dedi Ella sonra biraz somurtup iç cekti ve ipek elbiseyi biraz okşadı. Eloise hızla" ozaman bunu mutlaka giymelisin ülkede senden güzel ve zengin kadın yok"diyerek onu umuzlarından sıkarak salladı hınzırca. Ella kıkırdadı"ne zenginliği acaba tüm paramızı saysak o kadar zengin olamayız. Her yere yardım dağıtmaktan para kalmıyor elde." yardıma çok para harcamaya sitem etmiyordu aslında Ella. Onun kızdığı bunu o kadar gizli yapıyorlardıki bir adam aracılığıyla . O adam dışında onlardan geldiğinde- bu yardımın- bilmiyordu kimse. O adam da[Bay Pierre]yüzlerini bile görmemişti sadece Gab in sesini biliyordu ve efsanelerdeki üçlü olduğunu tahmin ettigi bu üçlüden alıyordu talımat ve parayı. Eloise bunu biliyordu Ella'nın önüne geçti ve elbiseyi elinden kaptı. Onunla dans edıyormuş gibi dönerek'"gönlü senden zengin mi var rica ederim güldürme beni seni akşam için bir güzel hazırlayalımda salondaki herkes ışıktan kör olsun. Erkelerin başı dönmekten yere düşsünler kadınlarda kıskançlıktan tüm saçlarini yolup tırnaklarını yesinler" dedi ve güldü. Ella"çok vahşice bir dilek"diyerek kıkırdadı. Ablası herzamanki gibi moralini hemen düzeltmişti bol kıkırdamalı bir hazırlık sürecine girdiler. Ella'yı Eloise yıkadı[küçüklüğündeki gibi]elbisesini giydirdi. Uzun güzel sarı saçlarını güzel bir topuz yaptı. Hizmetlilerin getirdiği malzemelerden dudaklarını yanaklarını renklendirdi. En güzel kokuyu gerdanına boynuna kollarına sürdü. Eloise bunu yaparken cok mutlu oluyordu ama Eloise tarafından hazırlanmak Ella 'yı daha mutlu ediyordu çocuk gibi parlıyordu gözleri Eloise' in her hareketini takip ediyordu. Eloise , Ella için anne gibiydi. Bu hazırlıklar bitene kadar eski küçük Ella oluyor annesinin onun saçlarını taradığını giydirdiğini hayal ediyordu. İşi bitince geri çekilip Ella'ya baktı Eloise. Gözleri doldu hemen elinden tutup kaldırdı etrafında döndürdü" Gab gelde Ellaya bak prenseslerden bile güzel oldu"dedi ve sevgiyle ona sarıldı. Ella da utanarak etrafında döndü ve Eloise' e sıkıca sarıldı. Gab "aman tanrım gözlerimmmm yanıyorrr kör oldumm ah gözüme zehirli ok atsanız daha az acırdı bu ne"diyerek gözleri acıyormuş gibi onları sıktı ovalamaya başladı. Ella kıkırdarken Eloise Gab' in kafasına vurdu yavaşça "zevksiz körsün zaten ondan görememişsindir ben sana zehirli oku gösteririm şimdi"diyerek Gab'i kovalamaya başladı odada her şeyi yıkıp yok ederek üstünden atlayarak eğleniyordu bir yandanda çaresizmiş gibi" ya yapma dur yeni hazırlandım çok yakışıklı olmam lazım aşağıda biraürü kız olcak , ya yapma saçım bozulcak daha traş olmam lazım ya dur "diyerek sonunda Ella'nın arkasına saklandı. Eloise de önlerine geçip durdu. Gap uzanıp Ella'yı yanağından öptü"sakın haa kimseyi kör etme bak kimseyide peşine takma uğraşamam haaa"diyerek yine öptü. Ella gülümseyerek abisinin midesine sert bir dirsek attı. Gab iki büklüm olurken Ella gülerek " merak etme ben hallederim seni yormam "dedi. Eloise le kıkırdadılar. Gab yüzünü buruşturup karnını ovuşturuken"sen niye hazırlanmadın yarım saat falan var ' dedi Eloise' e. Ella "ya inanamıyorum tamamen unuttum cok özür dilerim benim yüzümden daldık birde napıcaz şimdi ben yardım ederım sana off nası unuturum yaa" diye sinirlendi kendine . Eloise "ya saçmalama unutmadık benim aklımda tamammı siz şimdiden inin krala saygısızlık olmasın ben yarım saat içinde gelirim ki zaten' dedi. Ella " korseyi tek başına giyemezsinki o zaten on dakika sürer iki kişi" ,Eloise "ya şey ben onu giymicem ya rahat edememki zaten ben bunları giycem temizlerde yani yeni sayılırlar"dedi huzursuzca. Ella ve Gab aşağıdan yukarı Eloise 'i süzdüler ve aynı anda" bununlamı dedin"dediler şakınlık ifdeleriyle. Av kıyafetleri vardı hala Eloise 'ın üstünde dizlerine kadar koyu kahve bacaklarını belini ve gögüslerini saran kahve ve beyaz karışık deri kıyafeti çok özrl işlemelerle bezenmiş silah kemeri ve sırtında asılı çapraz ikiz kılıç kılıfı vardı. Dirseklerinin bıraz altına inerken üçgen kesimle gidiyordu kıyafeti ,bileğinde ise küçük silah taşidiği( gizlil siyah deri bileklik gibi görünen birşey sarılıydı. Ön tarafta fermuarı tam kapanmadı için üstten bıraz acıyordu buda güzel bir göğüs dekoltesi veriyordu içindeki beyaz çamaşırının dantelleri biraz görünüyordu buyüzden. Ama avcı takımının beyazlı kahveli tasarımıyla cok uyumlu ve sexi gösteriyordu bu onu. Üçünün kıyafetleride özel olarak tasarlanıyordu silah kulanımı ve taşınımı kalitesi olarak çok özeldi. Gab" ok takımınıda al tak koluna bir o eksik çünkü hani iyice herkesi öldürmeye gelmiş pisikopat gibi görün orda"dedi. Eloise "ya kemerimle kılıçlarımı bırakıcamda zaten yataktalar( askıları vardı sadece üstünde şu an) sol botumdaki hançeri çıkarmayacağım "diyerek sırıttı . Gab ve Ella da birbirlerine baktılar tekrar Eloise 'e baktılar aynı anda"saçmalama"dediler. Aynı şeyleri tekrarladıkları için tiksintiyle birbirlerine bakıp yüzlerini buruşturup geri Eloise e döndüler. Eloise bir yandan onları kapı dışarı iteklerken bir yandanda" ya yok çok güzel olcak ya inanın bana bir banyo yapıcam sonra giyinip gelcem ,yani askerler komutanlarda olcak çok dikkat çekmicek ya allahalla güvenliği elden bırakamam güvenmiyoruz kimseye sizde biliyorsunuz hadi gidin işim var"diyerek onları kapı dışarı etti. Ella"ama yani olmaz sanki' derken Gab de"ya daha traş olcam çekil geçiyim yav bir ittirme ya bir dur" diye bağırıyordu. Eloise kapıyı yüzlerine kapattı"sakallı erkeklerden daha çok hoşlanır kadınlar böyle harikasın"diyip kıkırdadı banyoya gitti hemen. Kapı önünde kalan Gab" hımm hadiya"diyerek şakaklarını okşadı."Hadi ozman görev başlasın"dedi omuzlarını silkip biraz koşar adımlarla ana salona gitti yaklaştığındada dimdik ve yavaş yavaş yürümeye başladı. Asil bir duruş ve yürüyüşle her gördüğüne kafasıyla hafıfçe seşam veriyor yüzündeki zengin zampara gülümsemesini bozmuyordu. Ella koşar adımlarla garipçe uzaklaşan abisinin arkasından "moron" diyerek gülümsedi ve kuğu misali ana salou bulmaya çalişti. Aklında Eloise vardı ama kimse ona zorla bişi yaptıramayacağından elinden birşey gelmezdi . Ella'da salona girdi ve açık kalan ağızlar şaşkın gözlerin arasından abisini buldu[böyle bakışlara alışkındı]abisi krallığın baş generaliyle konuşurken birşeyler içiyordu. Ellayla beraber büyülenen general abisine belli etmemek için izinlerini isteyip uzaklaştı. Gab ve Ella berber dedikodu yapıp kıkırdamaya başladılar kral gelene kadar çok dikkat çekmemeleri gerekiyordu Ella ne yazıkki tüm dikkatleri çekmişti. Salon her saniye doldukça tüm bayanların gözleri ise Gab ' i adeta soyuyordu. Kralın geleceği duyuruldu. Ella ve Gab Eloise in bir an önce gelmesi hakında konuştular. Kral büyük bir şafşatayla geldi insanlar önünde eğilip onu alkışlarken neyseki tüm dikkatler kraldayken büyük giriş kapısından iki kişinin itişip kakışarak birbirini iterek içeri girmeye çalıştıklarını gördü Gab"Ella kapıya baksana" dedi ve aynı anda yüzleri düştü'"rezil olcaz "dedi Gab elindeki içkiyi sonuna kadar içti ve yüzünü buruşturdu. Ella'fa şok la kapıya baktı biryandan da gülmesini tutamıyordu. Eloise ve tanımadıkları bir adam birbirlerini itiştitip duruyordu sonunda Eloise adamı sürüklercesıne önünden arkasına çekti ve dik gururlu bir şekilde içeri girdi iki adım attıktan sonra kolundan adam tuttu ve onu arkaya çekti kendiside üstünü başını düzelterek aynı diklik ve gurula yürümeye başladı. Biraz sendeleyen Eloise sen görürsün dercesine suratını buruşturdu ve adamın dizine arkadan hızlıca vurdu "ay pardon canım"diyerek öne geçti hızlı adımlarla ilerledi. Bir yandan da sırıtıyordu zafer sırıtmasıydı bu ama farketmedı. Adam az kalsın düşecekti kendini son anda düşmekten kurtarıp doğruldu ve aynı şeyı yapmak için yürümeye başladığında alkışlar kesilmiş ve kral konukları çağırmaya başladıgı için Eloise 'e baktı sinirle yumruklarını sıktı. Eloise arkasını döndü kendisine bakan adam tek kaşını kaldırarak pis pis sırıttı ve kardeşlerininin yanına devam eti. Adamda Eloise in yüzüne"sen görürsün"dedi uzaktan ağzını oynatarak. Sonra üstünü düzelterek kalabalıkta kayboldu. Kardeşlerinin yanına gelince Ella kıkırdayarak "ne oldu oyle "diye sordu çok eğlenmişti. Abisi ise yüzünü buruşturup kafasını çevirdi. Eloise hınzırca gülerek"şey ya bişi olmadı öyle geldim işte bişi olmadı"dedi hala zafer sırıtışını yaparak o an canlandı kafasında...

CassandraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin