Yaşarken ölmek

14 6 0
                                    

Poyraz'dan...

Yukarıdan çantayı alıp geldiğimde gördüğüm şeyle kendime gelemedim. Derin'in"bebeğim"demesiyle kendime geldim.

Koşarak onu kollarımın arasına aldım. Hastahaneye gelene kadar o kadar çok seslendim ki belki cevap verir diye. Ne ara hastahane ye geldim bilemedim. O kadar çok ağlıyordum ki. Gözlerimin önünü göremiyordum.

Yaşarken ölüydüm ben. Eğer onlara birşey olursa yaşamak içinde anlam kalmazdı. Doktorlar beni içeri anlamışlardı. Kaç saattir bekliyordum ben?

Tam 4 saat olmuştu. 4 saattir kalbim boş yere atıyordu. İçerden üzeri kanlar içinde çıkan doktoru görünce hızla ayağa kalktım. "Birşey söyle doktor"dedim.

"Size sormam gereken birşey var "dedi.

"Çabuk hadi söyle "dedim.

"Eğer bebek doğarsa karınız ölecek, ama bebek ölürse karınız yaşacak. Pek vakit yok. Hemen kararınızı verin"dedi.

Duyduklarımla ayakta duramadım. Doktor hızla tuttu beni. "Se-sen ne diyorsun doktor? "Dedim. "Hadi kararınızı verin eğer geç olursa ikisinide yaşatamayız"dedi.

"Karım. Karım yaşasın doktor"dedim. Kafasını sallayıp ameliyat haneye girdi.

Olduğum yerde oturup ağlamaya başladım. Şimdi ne yapacaktım ben? Ama dik durmalıyım eğer ben yıkık görürse o daha kötü olur. Ayakta durmalısın Poyraz. Karını dik tutmalısın.





Gözlerimi kapatıp kafamı duvara defalarca vurdum. Artık kafamı hissetmiyordum.


***********


Doktor tam iki dakika önce gelip yarım saate Derinimin uyanacağını söylemişti ve ben tam iki dakikadır ona bebeğimizi sorarsa ne diyeceğimi düşünüyordum. Onu daha fazla bekletmemeliyim. Uyandığında ilk beni görmeli yanında.

Hızla gözümdeki yaşları sildim. Kamerayı açıp yüzüme baktım. Berbat durumdaydım. Hızla odaya doğru yönelip içeri girdim. Benim meleğim uyuyordu. Yanına sandalye çekip oturdum. Ellerini ellerimin arasına aldım. Ne görüyor bilmiyorum ama kafasını sağa sola sallıyordu. Tam uyandıracaktım dediği şeyle dona kaldım. "Allahım n'olur bebeğimize birşey olmasın eğer ona bişey olursa ben yaşayamam. "Demişti. Ne ara ağladım bilmiyorum ama yatağın çarşafı ıslanmıştı.

Daha fazla acı çekmesini istemediğim için ona uyandırmaya çalıştım. "Derin. Meleğim. Uyan. Kabus görüyorsun. "Dedim.

Yaşlı gözlerini açtı eli karnına gitti. Korkuyla bana baktı. "Bebeğimize birşey olmadı dimi? Karnım sanki boş gibi"dedi.

"Hayır. Bebeğimiz cennette bizi izliyor olucak "dedim. Destek verircesine elini sıktım. Gözleri doldu. "N-nasıl? "Dedi. "Bu nasıl olur? "Dedi. "Doğuma son iki gün kalmıştı. Ama- bu "dedi. Ve hıçkırıklara boğuldu. Ah bi bilsen meleğim benim kalbim nasıl acıyor?

Derin kolundaki serumu hızla çekip ayağa kalktı. Eline ne geçtiyse duvara fırlatmaya başladı. "Hayırrrrrrrrrrrr. Olmaz. Olamaz. Keşke o değilde ben ölseydim. Keşkeee"dedi.

Sandalyeden kalkrak ona sarıldım. Saçlarını okşamaya başlamıştım. "Neden öldü? "Dedi. "Bilmiyorum henüz söylemediler "dedim. "Ne olursa olsun o bizim kızımız cennette buluşacağız o bizi bekliyor olucak"dedim.

Elimi o kadar çok sıkıyorduki yaşadıkları bunun belirtisiydi. Gözlerimden ne zamandır beklettiğim yaşlar süzüldü.

Aradan tam 3 saat geçti tam üç saat boyunca bana sarılarak ağladı. En sonunda uyuya kaldı. Bende tam yarım saattir onu izliyordum.

İlk önce annesini kaybetti. Hemde annesinin ölümüyle kendi doğumu aynı gün ken.Eğer bebeği kabul etseydim, o da annesi gibi ölecekti hemde kaderleri ölümleri gibi.


Uyuduğu zamandan beri kızımızın adını sayıklıyordu. Söylememiştim demi. Kızımızın adı Duru olacaktı.




Ama ölmeseydi...




Bölüm sonu. Evet okullar açılıyo ve teog sınavım olduğu icin uzun bi sure bölüm yazmayacağım. Sizi seviyorum votelemeyi unutmayın...







ONSUZ OLURSAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin