8

11 6 0
                                    


Giray hınzırca gülüyordu sanki elinde birşey vardı.

Cerem ''Nedir onlar canım ? '' diye sordu merakla. Giray suratındaki tebessümüyle cevap verdi      '' İki kişilik uçak bileti.. Tatile gidiyoruz. Hem de nereye biliyor musun ? ''

Yüzündeki şaşkınlık ve mutluluk karışımı ifadeyle '' Nereye ? '' diye sordu Cerem.

''Flying Fish'e '' diye cevap verdi Giray. Cerem Flying Fish'i duyar duymaz büyük bir çığlık atıp yerinde zıplamaya başladı. Hem gülüyor, hem çığlık atıyor, hem de Giray'ın boynuna sarılıp onu öpüyordu. Giray da onun sevincine eşlik ediyor ve ona ayak uydurmaya çalışıyordu.

''Gel otur çöyle deli kız '' dedi kolunu tutarak.

''Deniz dalışı yapmadıgın zamanlarda ne kadar üzgün oldugunu görünce böyle bir tatil planlamak geldi aklıma. Bunun sana çok iyi geleceğini düşündüm. Kaş'ın en iyi otellerinden birinde kalacagız. Dilediğin zaman Flying Fish'e gidip dalabileceksin. Oteli tam bir aylığına tuttum aşkım ''

'' Giray gerçekten çok iyisin. Şu anda ne diyeceğimi bilemiyorum. Anlayışın ve sevgin, bana verdiğin değer.. Babamdan sonra en sevdiğim erkeksin. ''

Yüzünde mutlu bir gülümseme, gözünde düşmeye hazır gözyaşları vardı. Giray, yüzünü avuçlarının arasına aldı ve yeşil gözlerine baktı.

'' Ben o çimen gözlerin için her şeyi yaparım. Yeter ki ıslanmasınlar. ''

O an karşısında babasını görür gibi oldu Cerem.

                                                                             ***

Uçaktan iner inmez havaalanındaki acentelerden birinden hemen bir cip kiraladı Giray.

Öğle güneşi yakıp kavuruyordu ortalığı. Kalacakları otele doğru yola koyuldular.

Üç saat sonra otelin taş binasının önündeydiler. Girişte ''Villa Hotel Tamara'' yazıyordu. Çok güzel bir otele benziyordu burası.

Resepsiyondaki işlerini halleder etmez en üst kattaki odalarına çıktılar. Giray, otelin süitini tutmuştu. Onları kocaman bir salon ve yerlere serpilmiş gül yaprakları bekliyordu. Odanın tam ortasında kocaman bir yatak vardı. Yatağın dört tarafı tavandan yere kadar uzanan turkuvaz tüllerle çevriliydi. Cerem, büyük bir hayret ve beğeniyle odayı inceliyordu. Yerler açık renk özel bir mermerle kaplanmıştı. Odanın yüksek sayılabilcek duvarları beyaza boyanmış, turkuvaz mavisi ile mükemmel bir uyum sağlamıştı.

'' Bitanem burası çok güzel '' dedi Cerem hayranlıkla.

Giray, valizleri açmaya başlamıştı bile. '' Buranın en iyi oteli... '' dedi Cerem, deniz manzaralı balkona yöneldi. Çok büyük bir balkon olmamasına rağmen, iki geniş koltuk ve bir küçük sehpa rahatça sığdırılabilmişti. Balkon korkuluklarına dirseklerini dayayıp, yeşil gözleriyle önünde uzanan masmavi denizi izlemeye başladı. 

Balkonun hemen altındaki havuza ve havuzun kenarındaki palmiye  ağaçlarına baktı. Az ötede tahta döşemeler üzerine yerleştirilmiş şezlonglar ve sarı renkte güneş şemsiyesi vardı. Deniz onu çağırıyordu. Ama önce duş yapmalıydı. Yol yormuştu biraz.

İçeri girip Giray'ın valizlerinden çıkan eşyaları yerleştirmesine yardım etti. Kısa sürede tüm eşyalarını yerşeltirdiler. O sırada odanın telefonu çaldı. Resepsiyondan arıyorlardı. Aşağı inmesi gerektiğini söyledi Giray. Onları yarın dalışa götürücek dalış ekibinden birileri gelmişti.

Banyoda genelde filmlerde kullanılan türden büyük bir küvvet vardı. Küveti suyla doldurmaya başladı Cerem. Tam karşısında deniz manzaralı kocaman bir pencere duruyordu. Küvet dolarken soyunmaya başladı. Yarın yapacağı dalışın heycanı vardı içinde.

Az sonra çırılçıplak kalmıştı. İncecik ve zarif vücüdunu ılık suya bıraktı. Küvetin arkalığına yaslanıp, karşısındaki pencereden görünen deniz manzarasını izlemeye başladı...

YAKIN VE UZAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin