Multimedya : Çağan Yüksel
Barın kapısına geldiğimizde derin bir nefes aldım. "İlk defamı geliyorsun fıstık?" tolganın sorduğu soruyla gülümsedim. "İstersen elminden tut." dediğinde "Bana küçük kızmışım gibi davranmayın!" dedim sitemlice. "Tamam fıstık gel." deyip çekiştirmeye başladı. Barın içi sigara kokuyordu. "Burası iğrenç bir yer." dedim ve yüzümü buruşturdum. Hızla Efsun'un yanında aldım soluğu. Ne diye gelmiştim ki sanki? "Ben bir tuvalete gidip geleyim." dedi Efsun. "Tamam." dedim.Ağır adımlarla ilerleyip Çağan'ın yanına oturdum. Çağan'ın içtiği bardağı işaret edip "Bende istiyorum o içtiğinden." dedim gözlerimi kısarak.şaşkınca gözlerini açıp "bundan mı istiyorsun cadı?" dedi. Kafamı olumlu anlamda salladım. "Sen ve içki?" deyip kahkaha attı. "Ya Çağan bende içeceğim." dedim inat ederek. "Peki." dedi ve bir içki daha sipariş etti. İçki gelince bana uzattı ve "Al bakalım kızıl bela." dedi.Dediği şey üzerine gülümsedim.Bardağı kafama diktim ve içemeden geri koydum. "Çağan içme! Bu ne biçim bir şey böyle?" dedim yüzüm git gide buruşurken. Kahkaha attı ve benim içki bardağımıda kafasına dikti. Etrafa bakınırken gözüm Efsun ve Tolga'ya takıldı. Birlikte kahkaha atıyorlardı. Önüme dönüp kafamı masaya koydum. Biraz bekledikten sonra aklıma bir soru takıldı. Kafamı masadan kaldırıp çağan'a çevirdim. "Çağan,bir şey sorabilir miyim?" dedim."sor bakalım kızıl." dediğinde "Bara neden geliyorsunuz?pös pös oturup içki içmek içinmi?" dediğimde sırıttı."herkes farklı nedenden geliyor kızıl." dedi. Önüme döndüm ve etrafı incelemeye başladım. Güzel bir yerdi.gri ve siyah çoğunlukluydu. Çağan'ın yanında bir kız durdu ve "ayy inanamıyorum Çağan beni hatırladın mı?" diye bağırdı neşeyle. Çağan ayağa kalkıp "Yeliz sen misin?" diye sordu neşeyle."evet bildinn."dedi ve elini boynuna doladı. Dudaklarına küçük bir öpücük kondurup geri çekildi. Çağan da gülüyordu. Çantamı alıp dışarı çıkmaya hazırlanmıştım ki Çağanın sorduğu soruyla afalladım ."nereye gidiyorsun kızıl?"
Sorduğu soruya karşılık vermeden bardan çıktım. Şimdi ne yapacaktım. Eve kadar nasıl yürüyeyim ki ben? Aklıma gelen fikirle güldüm ve telofonumu açmaya başladım. Ne zaman kapatmıştım ki ben telefonu? Telefon açıldığında gözlerime inanamadım. 38 cevapsız arama,45 mesaj gelmiş. Hepside teyzemdendi.
Teyzeme "teyzeciğim. Ben bu gün arkadaşımda kalacağım." yazıp yolladım. Emre'yi aradığımda ise açmadı.Telefonu kapatıp sinirle yürümeye başladım. Yeliz mi neydi adı o kız geliyordu sürekli aklıma. Sahte sarışındı. Saçı sarı kaşı kara. Aptal! İnce bacaklıydı ve uzun boyluydu. Çağan birde bana aptal diyor.o anda kafama bir şey dank etti. Ben yürüyerek eve ulaşamazdım. Barın önüne oturup Tolgay'la Efsun'u bekleyecektim. Çağan yeliz'i bırakmazdı sanırım. Bar'a doğru yol aldım. Sanırım sarışınlardan hoşlanıyor Çağan. Belkide bana kızıl derken 'sen kızılsın ve ben sarışınlardan hoşlanıyorum.'anlamında demiştir.
K-b:2 nin devamı olacaktır!!!
Yazar bu bölümü uyuklerken yazdı. Bu yüzden beğenmediyseniz tekrar yazarım. Yorumlarda fikirlerinizi belirtin.hikayenin gidişatı nasıl? Yorumlarınızı bekliyorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kızıl bela.
ChickLit"hayat çok kısa bir hikayedir aslında" dedim sakince " ve hikayenin sonunda herkes ölüyor, bitmeden biraz eğlenin " deyip kestirip attı konuyu çağan. hazan günay namı değer "kızıl bela" çağan yüksel namı değer "kara göz" ve bu ikiliyi bir aray...
