3.BÖLÜM

955 38 10
                                    

Genelde beni kimse anlamıyor. Anlamasalar da olurdu duymasalar da hatta görmeseler bile olurdu ama en azından hissedebilirlerdi. Ama yapmadılar. Hissetmek anlamak istemediler. Ve bende zamanı gelince onları anlamayacağım. Anlamıyormuşum gibi yapacağım. Çünkü onlar bunu hak ediyor. Onlar sadece kendini düşünen bencil yaratıklar. Ailem bile onlardan biri. Aile dediğin anlamaya hissetmeye çalışır. Ama benimkiler o yanlış onu yapma bu yanlış bunu yapma onlar kötü insanlar onlarla tanışma. Bazen bu benim hayatım diye haykırmak istiyorum ama yapamıyorum. Çünkü henüz 16 yaşında bir kızım. Tek yapabildiğim her zaman gittiğim kimsenin yaşamadığı o uçurumdu. Orada istediklerimi haykırıyordu. Kimse duymuyordu. O yankılanan sesi benden başka kimse duymuyordu. İyi hissediyordum ister istemez. Aklıma geldi. Erkek arkadaşımıda oraya götürmeliydim. Birlikte bağırıp çağırmalıydık. Evet en uygun zamanda –ki ben çok aceleciyimdir bu hemen yarın olacak- onunla oraya gitmeliyiz.

-Beni buraya neden getirdin ?

+Çünkü seninle birlikte şuan burada olmak istedim

-Ne yapıcaz burada ve havası gerçekten güzel

+Öyle İnsanlara neler söylemek istedinde söyleyemediysen burada buraya söyleyeceksin

-Bu saçmalık hadi gidelim

+Hayır sen içindekileri dökene kadar tam burada oturup bekleyeceğim.

-Peki

Uzun bir zaman sessizlik olmuştu. Şu sözleri bozmuştu bu sessizliği ;

-Sizden nefret bile edemiyorum. Bana o kadar acınası bakıyorsunuz ki bana bakarken kendinizin ne kadar acınası kalplere düşüncelere sahip olduğunuzu göremiyorsunuz. Size sizden nefret edemeyecek kadar acıyorum. A C I Y O R U M  ANLADINIZ MI ? BENİ DUYUYOR MUSUNUZ ?

+Evet duyuyorlar

-Ve bir şey daha var. O var. Canımdan bir parça. Onu çok seviyorum.

Ufak bir tebessüm edip yanağına bir öpücük kondurdum.

+Hadi gidelim çok acıktım

-Bildiğim çok güzel bir yer var harika sandiviç yapıyorlar inanamazsın

Bugün onu seyrettim yerken. Güldüğünü gördüm. Bu içten bir gülüştü. Ona yetiyordum. Yetmek iyi hissettirmişti onada banada. Ve onu her gün böyle bir gülüşle görmek için neler yapabileceğimi tahmin edemezdiniz. Eve geldiğimde hayli yorgun hissediyordum. Yatağıma uzandım. Tam uykuya dalacakken odama aniden daldı babam ve annem. (İşte başlıyoruz. Neredeydin sabahın erken saatinde bir not bırakıp çıkamazsın sen ne yaptığını sanıyorsun neden böylesin bla bla ve bla. )

Annem : Neden bunu bize yapıyorsun habersiz gitmek de nereden çıktı ? Seni değiştiren nedir ? Büyüdüğünü sanıyorsun ama büyümedin bunu anlaman için ne yapacağız bilmiyorum.

Babam : Ben biraz onunla konuşayım hayatım sen içeri geç

Babam anneme göre daha çok korurdu beni. Korkutmaya çalışmazdı. Yasakları bazen çiğnemek gerektiğini düşünürdü. Ve beni bazen anlıyordu. Evet anlıyordu ama bazen.

Babam : Anlıyorum onunla olmak onun yanında olmak iyi hissetmesini sağlamak mutlu görünmesine neden olmak

Sözünü kestim.

-Mutlu görünmesine neden olmak istemiyorum. Mutlu görünsün istemiyorum. Mutlu olsun istiyorum.

Babam : Anlıyorum pekala ama biz senin aileniz ve seni çok merak ettik. Sabahın erken saatinde bir not bırakıp öğlene doğru gelicem sizi seviyorum yazman hiç hoş bir davranış olmasada sana ceza vermeyeceğim Anneninde vermesine izin vermeyeceğim. Ergenliğine veriyorum diycem de sen bir ergen gibi davranmıyorsun hem olgun hem azcık da ergensin gibi. Neyse sen dinlen ben çıkıyorum. Akşama görüşürüz.

-Görüşürüz baba.

Odadan çıkacakken seslendim ona. Kalkıp sarıldım ve sonra

-Akşama görüşürüz baba ve sağol

Gülümseyerek çıktı odadan ve annem gelmeden uyumak istiyordum. Uykuya dalıp gitmek. Rüyalarımda onunla buluşmak. Hayallerimi onun süslemesi için uyumak istiyordum. Daha az düşünmek için uyumak istiyordum. 

Ben Senin Kalbini SevdimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin