Tanıtım videomuzu seyredebilirsiniz. :) Keyifli okumalar.❤
TOZLU AYNA
Bazı gönül fukaraları hayatın anlamını süslü olan şeyde arar. Bazıları ise bir yıldıza bakarak farklı dünyaların kapılarını aralar : üstelik bu kapıların gizemli zillerini de çalmak için çabalar durur. Ve bazı insanlar kırmızı tonundan kin damlayan şarap gibi sarhoş yapan hayatı oldum olası sevmiş, taparcasına kendini kaptırmıştır. Bu hikâyede siyah-beyaz uyumu görülmektedir. Birbirine zıt görünse de gece ile gündüz gibi beraberlerdir.
***
Hayatın zorluklarına göğüs germeye çalışmak olmazsa olmazlarımdandır.Gece başımı yastığa koyduğum zaman guruldamayan bir midem varsa Allah'a ne kadar şükretsem az diye düşünürüm.Eskiden evimiz kalabalıktı.Şimdi ablam ve abilerim evlendiği için evde annem, babam bir de benden üç yaş küçük kız kardeşim Dünya ile yaşıyorum. Altı kardeşiz. Pakistanlı olduğumuz için beyaz adamların bizleri defalarca üzecek sözlerine maruz kalarak büyüdük. Ben hâlâ hassas ve kırılgan bir kız olsam da bunu aileme yansıtmamaya çalışırım. Ama kardeşim benim gibi değil, yere düşse canı acır soluğu annem Zahra 'nın yanında alır. O her şeyini ilk önce annemle paylaşır, sır tutmayı da pek bilmez açıkçası.
Takvimler 8 Ekim 2007'yi göstermekte. Buralar genellikle bombalı saldırıların tehdidi altında kalır, dolayısıyla bizlerde gece dışarı adım atmaya korkarak evimize mıhlanırız. Soğuk havalardan değil de bu kasvetli durumdan şikâyetçiyiz. Öyle işte, insan yaşadığı yerin güvende olmasını ister. Birçok alanda yetenekliyimdir , resim konusunda elime su dökemezler diyebilirim. Anneminde yardımı ile evin tüm işlerini öğrendim, kendisine de elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışırdım.Gökyüzü kara çarşafını açıp üzerimize silkelemek istese de güneş buna mani olurdu, susuzluk içimize işler nutkumuzu kuruturdu.
Annem onu rahatsız eden baş ağrısından uyuyamadığı için geceleri de bizlere vakit ayırırdı. Babamın sürekli çalıştığı bir işi hiç olmazdı. Çünkü açlık ile başa çıkmak oldukça zordu. Ama aile geçindirmek için de elinden gelen ne varsa yapmak zorundalardı. Abilerim ara sıra bizim yaşadığımız yere gelir bize yardım eder yine giderdi. Bir abim Almanya'da öğretmenlik yaparken diğer iki abim bizden başka bölgede çocukları ile yaşıyordu. Ablam mutlu olduğunu her defasında yinelese de gözlerinde hafif çizgiler vardı ve yüzü hırpalanmış bir şekildeydi. Onu öyle görünce içim acırdı ona sımsıkı sarılıp acılarını sarmasında yardımcı olurdum.
Yara bandı değildim ama yaralarını sardığım çok insan vardı.***
"Hülya co, kız kardeşine göz kulak ol, ben birazdan dönerim. " (Co : canım)
"Oldu aney. "
Annem sabahtan beri yoğurduğu hamurun ekşidiğini görünce leğeni omzuna alıp tandırın yolunu tutmuş, Dünya'yı da bana emanet etmişti. Yine her zaman olduğu gibi kardeşimle yan yana bir şeyler yapma düşüncesine kapılacaktık.
"Gel fıstık. "
Yanağından bir makas almayı da ihmal etmedim. Dünya, ışıl ışıl olan mavi gözlerini bana doğrulttuğu zaman çok garip hissederdim. Mız mızlanıp oturduğu yere iyice çömeldi ve eteklerimden tutup yarı gülüp yarı ağlar gibi ;
"Abla ben seksek oynamak istiyorum. " dedi.
Yaşına göre hâlâ çocuk olan kardeşime hayır imalarında bulundum. Sanırım işe yaramış olmayacaktı ki bana "Abla lütfen, kimse benimle oyun oynamıyor, "dedi. Ve içim eridi. Ben de kardeşimle vakit geçirmeyi çok severdim.
Kardeşim zekâ geriliği yüzünden okula da alınmamıştı. Bütün gün canı sıkkın otururdu. Oysa doktorlar çok zeki bir kızınız var demişti annemlere. Ben ise 1.78 boyumla ve güçlü yapımla da herkese meydan okuyan bir ablaydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tozlu Ayna (İslâmi)
SpiritualKan gövdeyi götürse de insanlık hâlâ bedende durmuştu. Tebeşiri ve mermeriyle dünyanın en mutlusu olan çocukların hayallerini yıkan bomba patlaması sonucu dağılan hayatlar. Hülya evin tüm acı yükünü omzuna bindirerek Tozlu Ayna 'daki anılarına bak...