- Bölüm 2( Tam 1 yıl sonra) -

2 1 0
                                    


Her şey çok basit bir sonbahar akşamı gelişti. Bir rüzgar esti ki bir okadar sakin bir o kadar da sertti. Hani derler ya insanın aklına gelen başına gelir diye..
Her şey ne kolay ne basit gelişti. Dün vardın biliyordum. Bugün yoktun görüyordum. Belkide yarın hiç olmayacaktın. Nacizade en kötü özelliğim, insanları tanımadan bilmeden hemen sıcak kanlılıkla yaklaşmam. Benim güvenebilmem için bir fincan kahve yeterli olur genelde. Yine öyle oldu. Ve ben daha telvenin tadını bile almamışken her şeyimi anlatmışım. Demek ki ne kadar da konuşmaya ihtiyacım varmış. Ne kadar da güvenmek istiyormuşum insanlara. Sokaklar hiç bu kadar sakin olmamıştı sanki. Sanki şehir ölmüş, sanki insanlar gitmiş sanki saat olmuş gece bilmem kaç. Yüzümde son derece aptal bir gülümseme. İçimde anlam veremediğim bir heyecan. öylece bütün gece yürüdüm.
Eve vardığımda saat hayli bir Geç olmuştu. Suyu ısıtıp kahve tozuyla karıştırdıktan sonra çantamdan sigara paketini çıkarıp az biraz müziğimi de açıp öylece daldım odanın boş bir köşesine. Kendime geldiğim de gözlerimden süzülen birkaç damla yaşı farkettim. Peki bu neyin kederiydi. Bu neyin ağlaması bu neyin umutsuzluğuydu. Oysaki bugün de dünden farkı birşey olmamıştı. Beynimdeki sorular ile vedalaşırken yavaştan göz kapaklarımın ağırlaştığını hissederek yatağa öylece uzandım..
Saat sabah 09:30 gözlerim açılıyor. Elimi uzattığımda Telefonumu çok rahat bulabildim. Sayfayı yeniledim ve 3 mesaj.
Genelde Sosyal medya ya çok sık giren veya fenomen olmaya çalışan tiplerden değildim. Çok arkadaşım da yoktu zaten. İnanılmaz az ve tatlılardı hepsi. Gelen mesajın üzerine kalkıp bi güzel hazırlandım. Cüzdanımı sigaramı telefonumu ve Ruj umu da çantama ekledikten sonra ayakkabılarımi giyip çıktım. Kulaklığımda Beatles - ob la di çalar genelde. Sınıf arkadaşım la beraber bir kahvaltı serüveni başlamak üzere. Sanırım bi kaç arkadaşını daha getirecekmis. Yeni insanlar tanımak güzeldir lakin bazen de pek bir hüsran ile sonuç alıyor. Barlar Sokağınin başında gördüm mert i. Yanında ekstra bir arkadaşını daha getirmiş.
"Hey!"
"Günaydın kanki bak tanıştırayım Alper."
"MEMNUN OLDUM alper Gizem bende. "
"Bende çok memnun oldum Günaydın"
Şimdi hayatımı alt üst eden o tanışma.
Kimsin nesin bilmiyorum ama gerçekten inanılmaz yakışıklı bir alper bu. Ben daha gözlerimi Kaçıramadan mert lafa girdi
"Açım ben sonra tanışın ya"
"Mert ölmeden yiyelim bişeyler artık. "
"Aynen bakın gençler hangover' ın kahvaltısı çok güzel"
"Hadi girelim madem"
Hangover ın kapısından girip bahçe kısmına oturduk ve siparişleri verdik. 4 kişilik serpme kahvaltı. E biz 3 kişiyiz. 2 hayvanla aymı masada oturduğumu unuttuysam demekki. Kahvaltı masası toparlandıktan sonra kahve söyledim. Ve paketimden bir dal sigara aldım.
"Ee gizem anlat niye Eskişehirdesin"
Doğru ben az biraz kendimi tanıtayım çocuğa ayıp olmasın.
" ya annem işleri yüzünden kaldı maraşta. Ama aslen eskişehirliyiz. Bende sıkıldım oralardan eğitim düzeyi daha iyi olduğu içinde 1 senedir burdayım. "
Bence bu kadar yeterli. Kısa net. Umarım uzatmaz.
"Anladım hadi bakam hayırlı olsun. "
Hayatımın şüphesiz ki en zor zamanlarını yaşıyorum. Baş etmem gereken bir okul, bir ev birde kendim var. Aa lanet olsun! Çok çaktırdım ki hayatımda kimse yok. Bundan bir sene önceye kadar platonik bir genç kızdım. Lise nin ilk zamanları heyecan diyelim ufak bir heyecan. Aşk değildi lakin kalbimin sesini duyabilirdiniz kaçbin metre ilerden. Ama aşl değildi. Bunu asla kabullenmem. Asla !
Koşmuyorum sanki uçuyorum:
- Hey !, Kime diyorum? , Pis züppe. Tam bir züppesin.
Şimdi kime mi bağırıyorum. O günkü çocuk önümden geçti abi merhaba bile demedi seviyesiz zengin görünen ve fitness atleti giyerek ortada kendini şişire şişire gezen o insan evladı işte.
(Bu benim neden bu kadar umrumda oldu bilemedim. )
Seri bir şekilde çalan telefonu açtım.
-Kanka adalardayız kahve içicez katılsana sende."  Sorulan hiçbir soruya hayır diyemediğim için ortaokulda 30 saniye kadar süren bir ilişkim olmuştu.
-selam çocuklar naber.
-oo kardo iyiki geldin bizde iki sap takılıyoruz burdan bara geçelim diye düşündük karı kız çağırsana.
Hayır yani anlamıyorum ordan bakıldığında çöp çatan Nuriye gibi mi gözüküyorum. Veya semra kaynana da güzel bir örnek olabilir.
-kusura bakma pezevenklik yapmıyorum. Zaten çıkıcam bi arkadaşı gezdirmem lazım. Söz verdim giderdik yoksa.
Bu arada birşeyş çok fena atladım. Eskişehire gelmeden önce kısa süreli bir ilişkim oldu. Adı ahmetti ve sözel de 80 bin yaparak benim için geldi buralara kadar. Gezdirmeyi kendime borç bildim . Sonuçta burdaki 2. Senem ve o da hiçbiyeri bilmiyor. Üstelik birde benim yüzümden. Ahh çok saçma.

Gitme Dedi GittiğimdeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin