siyah ruhlar

123 14 4
                                    


Evet canım okuyuculaarıım. Artık gerçek hayata dönüş yapıyoruz. Asıl hikaye şimdi başlıcak. Daha önce de söylemiştim bunu zaten . Vote verirseniz çok sevinirim multi Beste....



Besteden

Siyah ruhlar veya karanlık ruhlar. Ne demek bi düşündünüz mü ? Bembeyaz bir masumiyetin içinden küçük bir siyah noktanın büyüyerek bedeninizi istila ettiğinizi hissettiniz mi hiç ? Veya bir cehennem. Cehennemi sen yaşarken dışarıdan cennet gibi görünmesi nasıl bişi biliyor musunuz ?

Herşeyimi kaybettim. Herşeyimi diyorum. Annelerimi, babalarımı, kendimi, benliğimi, ruhumu, herşeyimi. Siyahın içindeki beyazın hikayesi değil benimki, masumiyetin içindeki siyah bir ruhun hikayesi. Kaybettim ruhumu. Aradıkça daha da gömüldüm bu bataklığa. Çıkamadım. Biliyor musunuz değişmeyen tek şey ne ? Hâla doğum günlerimde kendimden nefret edişim. Annem beni dünyaya getirken sormadı ki yaşamak istiyor musun meleğim ? diye. Ya da lale annem sormadı ki kızım tek mi kalmak istiyordun? diye. Gelmeyin demiştim lanet olsun niye gelmişlerdi.

Nefretim kimseye nefretim kendime.

2 yıl londrada yaşadım tek bir gün bile durmadım. Güçlendim. Annemin ve babamın yokluğunun acısını kendi ruhumu suçlayarak çıkardım. Kendimi 1 an bile olsun saymadım. Ellerime kum torbasıyla eziyet çektirdim, gözlerime uyumayarak, ayaklarıma hiç durmadan bişeyler yaparak, kendime bir an bile olsun gülümsemeyerek acı çektirdim kendime. Yoruldum durmadım, acıdı demedim oh olsun dedim , herkese gülümsedim de kendime tek bir an gülümsemedim. Gözümü kırpmadan çocuk tacizcilerinin ele başını öldürdüm. Peki pişman mıyım ? İnanın gram pişmanlığım yok.

Kötü biri degilim karanlık bi gecedeyim. Buranın çıkışı yok. Burda güneş yok , burda geceyi süsleyen yıldızlar bile yok. Zifiri bir karanlık ve boşlukta kaybolan ben varım. Kendim istemedim böyle olmasını hayat seçti, ben de adımlara uyuyorum.

Ağladım , geceler boyu ağladım. Ama ağladıkça hayata duygusuzca tutundum. Ağlamak rahatlatır dediler ben her ağladığımda ruhumla savaştım.

Şimdi herşeyi geride bıraktığım şehrime dönüyorum İSTANBULA..

Keremle uçaktan ineli tam 2 saat oluyordu. Şimdi bir lokantada oturmuş tıkınıyoruz. Kerem benim herşeyimdi. Arkadaşımdı, abimdi, hocamdı... herşeyimdi.

Hergün eğitti beni . Dövüş sanatları , bıçak fırlatma, silah kullanma , mafya işleriyle ilgili herşeyi. Ama en çok duygusuzlaşmayı öğrendim ondan. Tek bir konuda dayanamıyorum. Annelerim ve babalarım. Konu onlara gelince mahvoluyorum. Onlar benim eksik yanım. Çökük tarafım. Hassas tarafım. Gülmeyi unuttum. Gülümsüyorum ama herşeye rağmen. Herkese rağmen. Hayâta rağmen. Çünki biliyorum ki o 4 kişi beni izliyor ve ben üzüldükçe onlar da üzülüyor. Mutlu da değilim ama en azından yii dedigimde gülmüş gibi görünüyorum. - yi diye denediniz diymi biliyorum -

Keremin "Daldın yine prenses " demesiyle gerçek dünyaya dönüş yaptım. " kendimi düşünüyodum. " deyiverdim birden. "Kalkalım mı? Yorgunum biraz eve gidelim " diye açıkladım. İtiraz etmeden yerinden kalkıp kasaya ücreti ödedi. Yine donuk bakışlarımı yerleştirdim yüzüme. Porshemize binip gazladık. İkimiz de hızı çok severdik. Arabaları hızlı kullanırdık. Zaten de alışmıştık.

Büyük siteye gelince arabayı garaja park edip bavulları bagajdan çıkardık. Kapıyı açacağı sırada Keremin telefonu çalmaya başladı. Yüzünde memnuniyetsiz bir ifade vardı. Birkaç küfür savurup telefonu her kimse suratına kapattı. Bana dönüp " prenses ben londraya geri dönmek zorundayım. Baba koruma vazifesini devretmiş bana. Sen burda kalıyorsun. Başına 8 tane koruma dikicem. 2 haftaya geri dönerim. İstanbul üniversitesi müzik bölümü okula gidince sınıfını müdüre sorarsın. Sorun çıkarmamaya çalış. Benim acil çıkmam gerek. Bişey olduğunda ara gerçi sen tek de halledebiliyodun diymi. Neyse 2 hafta kendine iyi bakıyosun Dikkatli oluyosun senin için yukarı katta müzik aletleriyle oluşmuş bir oda var. Orada yaparsın çalışmalarını. Dolaba bikaç bişeyler koydurmuştum. Yemiyosun ama yine de var bişiler. Kredi kartların limitsiz ayrıca içinde 3 milyara yaklaşık para var. Kıyfet al kendine. Arabayı sana bırakıyorum. " dedikten sonra ensemden tutup alnımdan öptü. Bu seni seviyorum kendine iyi bak vedalaşmasının kısasıydı. Göz devirerek " cehenneme git kerem. Defol. 2 hafta sonra seni burda görmessem londraya ben gelirim. " deyip iyice koltuğa yayılıp orta sehpaya ayaklarımı uzattım.
" ben de seni minik prenses. Öyle mi ben de biliyorum yakışıklı
olduğumu " deyince gözlerimi tekrar devirip " defol Kerem git Kerem. Bay Bay Kerem , güle güle Kerem" diye sıralamaya başladım " ah güzelimm biliyorum ismim çok -" dediğinde yanımdaki terliği kafasına geçirdim. Tamam bazen çok çocuk olabiliyorduk ama bu sadece bizim aramızdaydı. Başkalarına sertken Kerem en doğal halimi bilirdi. Çocukluğumu, herşeyimi bilirdi.

Siyahın İçinde Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin