07. ÜVEY EVLAD GİBİ

11.7K 404 116
                                    

"Sen benim düşmanım değilsin Aras."

Bazen bazı şeyleri bir yerlere koymak istersiniz ama kayıp düşerlerya çok değerlidir, onlar sizin için. Bir balık nasıl denizde kolbolmuyorsa bende burda kendimi bulmuş gibiydim.

Belkide geçmişte yaşadığım tıranva yüzünden bu şekilde düşünüyorum.
Ama ne var biliyor musunuz? Bu bağlımlıyı bırakmak istemiyorum.

"Sen hastasın...sanki mütiş bir şeymiş gibi bana bunu söylüyorsun!"

Aras'ın karşısında aciz olmaktan onun bana bağırması bunlar kalbimi acıtmıyordu. Sadece lanet bir gurur ve onun yanında içimden seslenen iyilik meleği.

"Bu sadece berbat bir şey değil."

Arkasını dönüp bir kaç adım attı. Ne düşünüyor bilmiyordum ama bana fazlaca kızdığı ortadaydı.

"Burda donarak ölmicez değilmi?"

Aras kısık bir sesle güldü. Bana doğru döndü. Yüzünde adi bir sırıtış vardı.
Ama bunu önemsemeyecek kadar üşüyordum.

"Seni bilmem ama benim ölmeye niyetim yok." Diyerek hızlıca kanepeye tekrar yerleşti. Kendisini tekrar örterken ayakta kalmış onu izliyordum. Ne yani bu kadar cani miydi?

Gözlerini devirerek battaniyenin bir kısmını havaya kaldırdı.

"Gel şuraya bir de senin leşin ile uğraşamam."

Kibarlığı göz yaşartıcı idi. Bu itici çocukta beni çeken neydi bilmiyorum?

Ama çok yakında bazı şeyler değişecekti...

Bu bağımlı değişecekti...

İyice yanına sokuldum donmak istemiyordum. Ama nafile.

"Sakın uyuma." Dedi sert bir sesle.

Başım istemsizce onun omuzuna düştü.

"Ama uykum var." Dedim güçsüz bir sesle. Ama ne nafile omuzunu oynatıp beni düşürmeye çalıştı. Omuzuna vuran kafamı kaldırıp ona baktım.

"Uyuma."

"Bir şeyler anlat o zaman."

Bana bakıp biraz yaklaştı. Burunlarımız değiyordu.

Biraz geri çekilerek ona baktım.

"Bir varmış bir yokmuş bağımlı bir oğlana musallat olan bir peri varmış.
Bu peri olur olmaz işlere burnunu sokar oğlanı deli edermiş, son."

Büyük bir umutla dinlemeye başladığım hikayenin sonu pek istediğim gibi bitmemişti ama her şeyin ister istemez bir sonu vardı.

"Bu muydu yani?" Diye sitem ettim.

Sonu daha güzel bir şeyler ekleyebilirdi.

Ama bizim kapzımal Aras beyden ancak bu son beklenir.

Kaba, umursamaz, sert, son derece yakışıklı bir çocuk tam olarak kötü çocuk hani şu kitaplarda hep iyi oğlana tercih edilen gizemli çocuk.

Ama bu dünyada aşık olunamıyacak kadar kötü biri. Ama ilgiyi üzerine çektiği yalan değil.

Onu merak eden çocuğu kişi vardır, aşık olan birileri bile olabilirdi.

Tabii bunlar son derece hayal dünyasında yaşayan kızlardı. Veya hayatta problem arayanlar...

Ama ben ikiside değildim hayatım problem doluydu ve anlamadığım bir şekilde bu çocuğa takılmıştım önüme gelen bir pürüz gibi onu yıkmazsam bir daha asla gecemiçek gibi hissediyorum.

Bu fazla garip ....

"Bir peri olacak kadar güzel miyim?"

Hafif bir kıpırtı olsada ses gelmedi. Söylediğim şeyin ilk okul düzeyinde olduğu ise beynimde kıvılcım etkisi yaratmıştı.

"İtiçi bir tipin var." Bunu hakaret olarak algılanıyorum sadece bir yorum. Ve her kes istedini düşüne bilir. Bunun için ufak bir çocuk gibi boyun bükmicem.

Ne demek bana çirkin demek! Aynada kendine bak, maymun poposu suratlı.

Sinir oldum be.

Derin bir şekilde iç çekip ona baktım yan gözle.

Bu konu uzamalı.

"Ben miyim çirkin acaba sende bir hastalık falan varmı?"

Oflayarak iyice sarındı battaniyeye.
"Çok acayip sağlıklı bir insan değilim."

Haklıydı bağımlıydı çünkü.

"Ne zamandır kullanıyorsun?"

"Neyi?"

"Tabikide beyazı."

"Uzun zamandır.'' deyip kestirip attı.
Bu sanırım kapa ceneni artık demekti.
Ona aptal gibi baktığımı anlayınca. Önüme dönerek. Nefesimi dışarı verdim. Yoğun bir sis tabakası şeklinde yayılan buharı izledim.

"Sevgilin bu duruma kızmaz umarım."

Kabul etmek gerekirse bu tuzak bir soruydu. Sevgilisi varmı yokmu merak etmiştim.

"Direk sevgilin varmı diye sorsana."

Omuz silkerek kendimi haklı çıkarmak için konuşmaya başladım.

"Bana ne senin sevgilinden yani illaki vardır senin gibi birinin-"

Sözümü keserek konuştu.

"Fazla mükemmelim diymi."

Sorunuydu bu? Hayır tamamen egosuna ağırlık yapmak istiyordu.

"Fazla değil. Senin gibi bir piskopatın illaki sevgilisi olur.''

Bence artık susmalıydım. Bana bir iki ters bakış attı. Ardından oda önüne dönerek sesizsziliği ile baş başa kaldı.

***

Dikkatli ve temkinli olsak bir iki defa yakalanma eşiğine gelmiştik, ama maalesef bunu dile getiriyorum Aras sayesinde kurtulmuştuk.

Şimdi ise götümüz donmak üzere olsada Alaz'ı bekliyorduk. Sevgili üvey kardeşim.

Bu düşünce tüylerimi diken diken etsede, içimde kasırgalara neden olsada babama karşı sesimi çıkarmazdım.

Her ne kadar bunun anneme olan bir ihanet gibi düşünmesemde içimde bir suçluluk duygusu oluyordu.

"Ne düşünüyorsun kara kara?"

Şok içinde gözlerim büyürken ona baka kaldım. O bana her hangi bir sorumu sormuştu. Evet kesinlikle hayal ürünü olamıcak kadar gerçek bir durumdu ve ben bunu hiç beklemiyordum.

"Hiç soğuktan donmamak ile meşgulüm." Dedim yalana baş vurarak. Yani sonuçta Alaz ile olanları biliyor muydu bilmiyordum.

Önümüzde bir araba durunca yerinde zıplamayı bırakıp, içinden öfke ile çıkan Alaz'a bakmaya başladım.

Yanımıza gelip tek kelime etmeden iki kolumu tuttu. Üzerime bakarken.

"Bir şeyin varmı?" Diye kızgınlıkla söyleniyordu.

"İyiyim ben." Diyerek ondan kurtuldum. Gerçekten neyimdi o benimde bu şekilde hareket edebiliyordu. Abim veya her hangi bir şeyim olamazdı. Belki arkadaşım olurdu. Ama Aras dedi diye bana çelme takmaya çalıştığı günü unutmıcaktım.

"Kızım sen delirdinmi bu iti takip etmek ne demek!?"

Yan gözle Aras'a baktım ona az önce it denmişti bunu takmıyordu ama. Ben olsam azına gözünü kırardım.

Ama elleri cebinde bize bakıyordu.

"Siz nesiniz?" Son derece sakin bir sesle sormuştu. Aradaki sessizliği bozmuştu.

Sessiz kalıp Alaz'a baktım.

Yaklaşık bir dakikanın ardından sonra. Alaz konuştu.

"Sevgilim."






SUÇLU +16 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin