Sen -3-

28 1 0
                                    

Multimedya Barış.


Gözlerim yavaşca aralanırken başımın ağrısı gözlerime vurdu. Bileklerim bağlıydı ayaklarım da. Ne zamandır burada olduğumu tahmin edebiliyordum. Popom düzleşmişti. Etrafımda kimse yoktu ve daha da kötüsü çok soğuktu. Üşüyordum. Kapı açıldığında içeri giren kişiye bakmak için yeltendim ama çok halsizdim. Hiçbir şey yapamıyordum.

"Uyandın demek," bütün o halsizliğime rağmen şaşkınlıkla kafamı kaldırdım. Gelen Can'dı ,Lara'nın sevgilisi. "Bu kadar uzun süre uyuyabileceğini tahmin dahi etmemiştim. Ne uykucuymuşsun," bana doğru ilerledi, "Şimdi ağzındakini çıkaracağım. Eğer beni rahatsız edersen hoş şeyler yapmam, emin ol." kafamı olumlu anlamda salladım. Ağızımdaki çıkarıp yere attı. Geri çekildi.

"Damla nerede?"soruma karşılık büyük bir kahkaha attı. "Ya öldüyse ya da belki-" tekrar kahkaha attı gözlerimden yaşlar akarken bağırmaya başladım. "Ne diyorsun? Onun suçu yoktu. Senden nefret ediyorum. Seni adi, pislik, şer-" yanağımdaki acıyla yere düştüm. Sandalyenin bir bacağı kırılıp bacağımı kanatmıştı. Yanağım sızlıyordu. Üstüne düştüğüm kolumu incitmiş bile olabilirdim. Gözlerimden akan yaşlar artarken saçımdan tutup beni kaldırdı. Saçımı geriye doğru çekerken konuşmaya başladı, "Bana beni rahatsız etmeyeceğini söylemiştim!" saçımı daha çok çekti. Saçımı bırakıp geri çekildi ve odadan çıktı.

"Tanrım, neden? Bunlar neden beni buluyor, neden?" Gözlerimden hala gözyaşlarını damlamasını engelleyemiyordum. Damla ölmüştü. Onuda ben öldürmüştüm. Lara'yı da ben öldürmüştüm. Neden?

Kapı açıldığında içeri tanımadığım iki adam geldi. Bileklerimdeki ipleri çözdüler. Ben çırpınırken üzerimdeki bluzu ve altımdaki pantolonu çıkardılar. Önlerinde iç çamaşırlarımla kaldığımda bağırmaya başladım. "Yeter bırakın! Dokunmayın! Tamam!" Bağırışlarıma karşılık hiçbir tepki vermediler ve beni soğuk yere attılar. Giysilerimi alıp çıktıklarında etrafın ne kadar soğuk olduğunu şimdi çok daha iyi anladım. Açtım. Karnım yarılırcasına ağrıyordu. Bir köşeye geçip oturdum. Bacaklarımı kendime çektim. Soğuk iliklerime kadar işliyordu. Gözlerimi kapattım. Uyumak belki iyileştirirdi. Bilmiyorum.

***

Yanağımda hissettiğim acıyla gözlerimi açtım ve geri kapattım. Dudağımın kanadığını farketmiştim. Çok halsizdim. Gözlerimi bile açamıyor üstüne üstelik üşüyordum. Karnıma sert bir tekme atıldığında acıyla bağırdım. Öksürmeye başladım. Boğazım yandı. Gözlerimi hafifçe açmaya çalıştım. Gözlerimi açtıktan hemen sonra bir tekme daha geldiğinde kan kustum. Öksürürken, ağzımdan kan geliyordu. Çıplaktım ve daha çok üşüyordum. Üstümde alt çamaşırım dışında bir şey yoktu. Ellerimle göğüslerimi kapatmaya çalıştım. Yüzünü tam seçemediğim kişi yaklaşıp çenemden tuttu ve beni kendine çekti. Dudaklarıma dudaklarını bastırdıktan sonra beni sertçe öpmeye başladı. Alt dudağımı sertçe ısırdı. Ağzıma kan tadı geldiğinde öksürdüm. Geri çekilip beni hızla yere attı. Kafamı sert mermere çarptım. Ölecektim. Yerde öylece çaresizce yattım. Buradan asla çıkamayacaktım.

Damla'dan

Gözlerimi araladım. Evimde, yatağımda yatıyordum. Başım ağrıyodu. En son neler olduğunu bilmiyordum ama yerlerdeki kanlar hoş şeyleri çağrıştırmıyordu. Hızla ayağı kalktım başım dönüyordu. Etrafa göz gezdirdim kimse yoktu.

Bodrum katının kapısı açıktı. Aşağı inerken telefon çaldı. Vestiyerdeki Zara'nın çantasından geliyordu. Arayan Barış'dı. "Alo?" Sesim titriyordu. "Zara?"
"Benim Damla."
"Zara nerede?"
"Bilmiyorum." Artık kendimi tutamıyordum ve gözyaşlarımın akmasına izin verdim. "Anlamadım, senin yanında değil mi?"
"Yok! Hiçbir yerde yok, yerde kan izleri var. Her yer dağınık. Bir şeyler olmuş ama ne bilmiyorum," gözyaşlarım, yanaklarımdan hızla yere düşüyordu.
"Oraya geliyorum bekle!" Barış telefonu kapattıktan hemen sonra telefon titremeye başladı. Can -Lara'nın sevgilisi- arıyordu. Telefonu bir umutla açtım. "Can?'"
"Damlacım nasılsın? "
"İyi değilim Can, Zara kayıp." Can telefonun ucundan keyifli bir kahkaha attı. "Zara bende bebeğim," gülümsedim. İçime bir rahatlık çöktü.
"Keşke haber verseydin Can. Korktum Zara'ya bir şey oldu diye." Can tekrar bir kahkaha attı.
"Anlatsana, Zara Lara'yı nasıl öldürdü. Silahla mı, tam ağzının içinden vurarak? Ağır bir dayak ve ölüme terkediliş ya da küçük derin kesikler ve tuz mu?"gözlerim tekrar dolmaya başladı. Telefonu hızla yer fırlattım.

SEN •Ölümün Başlangıcı•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin